Göktaş: Basına dizayn verilmek üzere oluşturulmuş ekipler var


Gazeteci Kemal Göktaş, basına dizayn verilmek üzere oluşturulmuş ekipler olduğunu söyleyerek, "Bir think thank kuruluşu, operasyon ekibi gibi oturup planlar yapıyorlar ve hedef belirliyorlar. Belirledikleri hedef hiçbir şekilde kalıba da sığmaz. Onları rahatsız eden herkes bu hedefin içinde olabilir. Buna dair öncü atışlar basında yapılıyor, yandaş gazetelerde kim hedef alındıysa onlara dair çok ciddi yayınlar yapılıyor. Bunun ardından siyasi açıklamalar geliyor." dedi.

ODTÜ Mezunlar Derneği ve BirGün gazetesi ortaklaşa gazeteciler Hrant Dink ve Metin Göktepe'nin öldürülmesinin yıldönümlerinde, Türkiye'de Basın Özgürlüğünü konu alan bir panel düzenledi. Panele gazeteciler Lütfi Doğan Tılıç, Nedim Şener, Kemal Göktaş ve davetliler katıldı.

Lütfi Doğan Tılıç, en son tutuklanan Can Dündar ve Erdem Gül ile 30 gazeteciyle birlikte Türkiye tarihinde en yoğun gazeteci tutuklamasının yaşandığını söyledi. Tılıç, "Özellikle AKP iktidarının ikinci yarısında bir devlet ve devletin partilerinin olduğu Türkiye'den bir parti ve bir partinin devleti olduğu Türkiye'ye geçtik. Artık Türkiye bir parti devletinin, medya da parti medyasının olduğu bir yapıyla karşı karşıyayız." ifadelerini kullandı.

Tılıç, faşizmin korkunun bulaşıcılığından faydalanarak suskunluğa mahkum etmek istediğini ifade etti. Tılıç, "Son derece çarpıcı bir şekilde iktidarın korkunun bulaşıcılığından faydalanarak korkunun suskunluğa mahkum etmeye çalıştığının örnekleri. Beyaz Show'da yaşananları düşünün. Beyaz ve Ayşe öğretmene yapılanları düşünün. Herhalde popüler bir televizyon programına bağlanan öğretmenin söyledikleri kadar masum, insani bir başka cümle kurmak mümkün değil. Ondan sonra olanlar faşizmden başka hiçbir şeyle ifade edilemeyecek siyasal sistemlerde olacak bir şeydir." diye konuştu.

Akademisyenlerin gözaltına alınmasını değerlendiren Tılıç, "İçeriğinden bağımsız olarak, bir şey dediler diye yine bir adamın ağzından çıkan üzerinde bir linç mekanizmasının harekete geçmesi, Beyaz'ın durumuyla birleştirelim, bunların tümü bu ülkede gazeteciliğin nasıl bir baskı koşulları altında yapıldığının kanıtları." şeklinde konuştu.

"4 KİŞİDEN BİR TANESİ MEDYAYA GÜVENMİYOR"

Gazeteci Nedim Şener de Kadir Has Üniversitesi'nin kurumlara olan güvenle ilgili bir anketi paylaştı. Şener, "Toplumun yüzde 62,4'ü orduya güveniyor. Yüzde 51.9'u polise güveniyor. 46.9'u cumhurbaşkanına, yüzde 46,1'i hükümete, yüzde 43'ü TBMM'ye, yüzde 40'ı YÖK'e, yüzde 38 yargıya, yüzde 34'ü siyasi partilere, yüzde 27 medyaya güveniyor. Neredeyse toplumdan 4 kişiden bir tanesi. Tam tersine bakıldığında medyaya güvenmeyen yüzde 41."

"OPERASYON EKİBİ GİBİ OTURUP PLANLAR YAPIYORLAR VE HEDEF BELİRLİYORLAR"

Gazeteci Kemal Göktaş ise iktidarın odağında olduğu bir baskı mekanizmasının olduğunu savundu. Göktaş, şöyle devam etti: "Bu baskı mekanizması alelade işleyen bir mekanizma da değil. Gazeteci olarak görünenlerin kendi başlarına karar verdikleri, bunu böyle eleştirin dedikleri bir sürecin içerisinde gelişmiyor. Bunlar çok plan ve programlı. Diğer baskı mekanizmalarında olarak planlayarak adım adım gidildiğini düşünüyoruz. Bir yerlerde basına dizayn verilmek üzere oluşturulmuş ekipler var. Bir think thank kuruluşu, operasyon ekibi gibi oturup planlar yapıyorlar ve hedef belirliyorlar. Belirledikleri hedef hiçbir şekilde kalıba da sığmaz. Onları rahatsız eden herkes bu hedefin içinde olabilir. Buna dair öncü atışlar basında yapılıyor, yandaş gazeteler kim hedef alındıysa onlara dair çok ciddi yayınlar yapılıyor. Bunun ardından siyasi açıklamalar geliyor. Son akademisyenler bildirisinde de benzer bir manzarayı gördük. O sabah Yeni Şafak'ın manşetini gördüğümde o gün cumhurbaşkanının yapacağı konuşmada ne söyleyeceğini hemen kavradım."
CİHAN
<< Önceki Haber Göktaş: Basına dizayn verilmek üzere oluşturulmuş... Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER