Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, Hatay'daki konuşmasında kullandığı "Merkezi yönetimle yerel yönetim el ele vermezse, dayanışma halinde olmazsa o şehre herhangi bir şey gelmez. Hatay'a geldi mi?" diyerek yerel seçimde oy istemesini hatırlatan gazeteci Barış Terkoğlu, Gökhan Zan'a "Siz Hatay'a kasten bir şey yapıldığını mı düşünüyorsunuz?" sorusunu yöneltti.
"Evet net düşünüyorum" diyen Zan, "Çünkü Cumhurbaşkanımız çağırsın, ben burada da söylüyorum, Hatay'ın bir evladı olarak, Hatay insanının ne istediğini anlatayım. Eğer çevresindeki insanlar anlatamıyorsa ben anlatırım. Biraz insanda vicdan olur, biraz merhamet olur. Bu deprem bölgesinde birazcık bile insanlık duygusunu içinde taşıması gerekiyor. Bu her kim olursa olsun. Hiç kimse halktan büyük değildir" yanıtını verdi.
Deprem bölgesinin partiler üstü olduğunu belirten Zan, "Ölenlere Allah rahmet eylesin ama şu anda enkaz altında olanlar bizleriz, yaşayanlar. Cumhurbaşkanı'nın dün söylediği kabul edilemeyecek bir söz. İnsanlık dışı bir söz. Ancak diğer muhalefet partilerinin de bunun üzerinden nemalanarak hareket etmesi doğru değil. Konuşmayacaksın bana icraat lazım. Hatay siyaset üstü, partiler üstü bir yer. Ne AK Parti, ne CHP, ne İYİ Parti... Burada halkla kucaklaşma, birlik olma zamanı" dedi.
Tüm partilere seslenen Gökhan Zan, "Hatay'da siyaset yapılacak bir mecra yoktur. Neyin siyasetini yapacaksınız Allah aşkına söyleyin ya biriniz. Neyin siyasetini yapacağız ölmüşüz, bir suya muhtacız. Bir çadıra, bir bez parçasına muhtaç kaldık. Neyin siyasetini yapacağım ya. Bütün milletvekillerine, belediye başkanlarına, bütün partilere sesleniyorum tek vücut olma zamanı değil mi, söz konusu Hatay'ın inşası değil mi? Al sana bir şans bütünleşsene. Kimseden talimat almayın, insanlığınızı gösterin. Yapamıyorsanız halktan özür dileyin, yapamıyorum deyin istifa edin" diye konuştu.
Gazeteci Seyhan Avşar'ın "Siz siyasilerin şehrin yeniden kurulması için bir çaba sarf ettiğini düşünüyor musunuz, 1 yıllık tablo neyi gösteriyor" sorusunu Gökhan Zan, "Rantı gösteriyor. Yerel yönetim, merkezi yönetim kim olursa olsun hangisi ne yaptı? AK Parti ne yaptı? CHP ne yaptı, 10-15 yıldır yerel yönetimde. Kimse kimseden şikayet etmesin. Halk ne bekledi biliyor musunuz insanlardan, yerel yönetimlerden: Haykırış, isyan, derdini dert edinme. Bunların hiçbirini kimse yapmadı ki. Siyasetçiler sadece rantı düşünüyorlar. Kimse halkı düşünmüyor" şeklinde yanıtladı.
Hatay halkının yerel seçimde AK Parti ve CHP dışında üçüncü bir seçenek aradığını, seçmenin bir kesiminin sandığa gitmek istemediğini belirten Gökhan Zan, "Neden biliyor musunuz? Geliyor Cumhurbaşkanımız burayı tehdit ediyor. Bizimkiler buradan diyor ki, görüyor musunuz bizi tehdit ediyor. Sen neredeydin 10 sene kardeşim, sen burada değil miydin, ne yaptın? Ben seni seçtim ne yapacaksın, zaten 10 sene yapmadın. Halk artık bıkmış" dedi.
CHP'li Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Lütfü Savaş'ın eski açıklamasını hatırlatan Zan, şunları söyledi:
"Bu halk neyi unutmaz? Rönesans Rezidans vardı. İki gün sonra enkaz altında çocuklarımız inim inim inlerken, müteahhit yurt dışına kaçmaya çalışırken sen diyorsun ki belediye başkanı olarak 'İdealist bir adam'. Bu hangi vicdana, hangi ahlaka sığar! Hiçbirini tasvip etmiyorum, ne Cumhurbaşkanı'nın söylediği ne de büyükşehir belediye başkanının söylediği. Kimse bu laflar üzerinden cambazlık yapmasın. Konteynerde kalıyorum diyor. Bunu Hatay halkına yutturamazsın. Oturduğun villa kimin, soruyorum Lütfü Savaş'a. Oturduğun villa, 2 tane Antakyalı kadınımızın Ankara'da AVM'de yakaladığı Özat'ın değil mi? Sayın Özgür Özel'in yanına gittim, 'Hatay halkının sesi olarak söylüyorum, halka yüzümüz döneceğiz dediğiniz, değişim adı altında çıktığınız bu yolculukta mevcut belediye başkanıyla devam ederseniz halk size sandıkta değişimi gösterir' dedim. Açık ve net bunu söyledim. TİP Genel Başkanı Erkan Baş da 'Ya mevcut başkanı çeker başka bir aday koyarsın, tüm Hatay, tüm ittifaklar tek vücut CHP etrafında birleşir' dedi, onu da istemedi. Neden dayatmayla halkın istemediği adamı koyuyorsun ya? Biz çantada keklik değiliz."
