CHP Grup Başkanvekili Levent Gök, Silivri'de rehin tutulan 63 kişinin serbest bırakılması yönündeki mahkeme kararının uygulanmamasını değerlendirdi. Artık Türkiye'de adalet kavramının alt üst olduğunu ve tuzun koktuğunu belirten Gök, "Türkiye'de iktidarın yarattığı bir garabet anlayışı içinde mahkemeler birbirine düşmüştür. Böyle bir tablo Cumhuriyet tarihinde ilk defa olmaktadır. Mahkemeler, bir karar veriliyor; doğrudur, yanlıştır. Bir mahkeme kararının bir başka mahkeme tarafından yok sayılması hukukumuzda mümkün değildir." dedi.
CHP Grup Başkanvekili Levent Gök, TBMM'de basın toplantısı düzenledi.
Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melik Gökçek'in kendisi ile ilgili geçtiğimiz günlerde açıklama yapan Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç ile ilgili 'Senin hakkında dava açmazsam namerdim' dediğini belirten Gök, "Bekledik Melih Gökçek'in yüreği, cesareti var mı? Bülent Arınç hakkında dava açabilir mi diye. Haysiyetini, şerefini, onurunu koruyacak mı diye bekledik. Aslında Bülent Arınç'ın bu söylediklerini bizim Ankara'da çok uzun yıllardır dile getirdiğimiz ihalelerle, arsa uygulamaları ve imar uygulamaları ile Ankara'nın nasıl parsel parsel satıldığını biz defalarca ifade ettik ama İçişleri Bakanlığı soruşturma izni vermedi." diye konuştu.
Melih Gökçek'e karşı 3 Nisan'da bir çağrıda bulunduğunu ifade eden Gök, sözlerine şöyle devam etti: "Eğer şerefini haysiyetini onuruna düşkünsen Bülent Arınç hakkında dava açman için sana 1 hafta süre veriyorum diye. Bu açıklamamız üzerinden tam 3 hafta geçti ve Melih Gökçek'in Bülent Arınç'la ilgili dava açtığına dair hiçbir bilgi kamuoyuyla paylaşılmadı. Bizlere ulaştırılmadı. Ben buradan huzurunuzda Melih Gökçek'in kendi söylediği sözcüklerle Bülent Arınç'a 'Ankara'yı parsel parsel sattın Melih Gökçek sen haysiyetsiz adamın birisin. Biz kimin nerede havlayacağını iyi biliriz' diyen Bülent Arınç'a karşı dava açmaması üzerine bir haftalık süremizi birkaç haftada kendimiz uzatarak belki dava dilekçesini hazırlıyordur diyerek ona yeni bir fırsat verdik ama bugüne kadar Melih Gökçek Bülent Arınç hakkında dava açmadı. Şimdi dönüyoruz Melih Gökçek'in sözlerine. Ne diyordu Melih Gökçek, 'Bülent Arınç hakkında dava açmazsam namerdim' Bülent Arınç hakkında şu ana kadar ulaşan hiçbir dava bilgisi yoktur. O nedenle biz Melih Gökçek'i kendi sözcükleriyle Bülent Arınç hakkında dava açmamasını bunu gerekçe göstererek ve kendi sözcükleriyle ifade edildiği gibi kendisini bugün namert olarak ilan ediyoruz. Namert sözlük anlamı ile korkak demektir, mert olmayan bir kişi demektir. Melih Gökçek sen korkağın birisin. Sen namertsin kendi sözcüklerinle kendini tarif ettin. Bu davayı niye açmadın niye açamıyorsun Bülent Arınç hakkında bu davayı. Neden korkuyorsun. Dava açıldığında tanıklık yapacağımı da ifade ettim Ankara'da bildiğim tüm gerçekleri açıklayacağımı ifade ettim. Nelerden korkuyorsun. Ankara'yı nasıl parsel parsel sattığın ortaya çıkacak diye mi korkuyorsun."
'ARTIK TÜRKİYE'DE ADALET KAVRAMI ALT ÜST OLMUŞTUR'
Konuşmasının ardından Levent Gök basın mensuplarının sorularını cevapladı. Bir gazetecinin, "İstanbul'da mahkemenin verdiği tahliye kararı uygulanmadı. Bir hukukçu olarak bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?" şeklindeki soruya Gök, şu cevabı verdi: "Artık Türkiye'de adalet kavramı alt üst olmuştur. Tuz kokmuştur. Türkiye'de iktidarın yarattığı bir garabet anlayışı içinde mahkemeler birbirine düşmüştür. Böyle bir tablo Cumhuriyet tarihinde ilk defa olmaktadır. Mahkemeler, bir karar veriliyor; doğrudur, yanlıştır. Bir mahkeme kararının bir başka mahkeme tarafından yok sayılması hukukumuzda mümkün değildir. Bir mahkeme eğer usülede aykırı olsa, hukuka da aykırı olsa bir karar vermişse o karara itiraz edilebilir. AKP bütün bunları da ortadan kaldıran bir karmaşa içinde adaleti perişan etmiştir. Adaletimiz, bugün mahkemeler ayaklar altındadır. Vatandaşın itibarı da mahkemelere olan saygınlığı da itibar duygusunu gerektiren bir süreci de kalmamıştır. Çok garip olaylar yaşıyoruz. Bu garip olaylar içinde iktidar beğenmediği kararları değiştirmek, o kararları etkisiz kılmak için savcılarda olmayan yetkiyi kullandırmaya çalışıyor. Bir mahkemenin kararını bir başka mahkeme kararı ile ortadan kaldırmaya çalışıyor. Böyle bir tabloyu Türkiye şimdiye kadar hiç yaşamamıştır. Üzüntü vericidir, dehşet vericidir. Elbette bir mahkeme bir karar verir; karar doğrudur, yanlıştır, usulü uygundur ama onun ortadan kalkması ancak bir başka mahkeme kararının itirazı ile mümkündür. Böyle bir tabloyu Türkiye hak etmiyor. İşte yaşadığımız seçim sürecinde kim bilir daha böyle kaotik hangi ortamlarla karşılaşacağız. Yurttaşlarımıza sağduyu ve her birine sandık güvenliği açısından sandıkları korumaya davet etmeyi bir yurttaşlık görevi olarak biliyorum."
"Mahkeme kararını tanımayanların ileride seçim sonuçlarını da tanımayacağı şeklinde yorumlar var, bu konuda neler söylersiniz?" sorusu üzerine ise Gök şunları söyledi: "Bu iç güvenlik paketi daha kamuoyunda duyurulduğu andan itibaren ben defaatle yaptığım açıklamalarla seçimin güvenliğinin tehlikeye düşmüş olduğunu ifade ettim. Bu iktidar valilere ve polislere tanıdığı olağanüstü yetkilerle seçimin güvenliğini tehlikeye düşürmüştür. İktidarın vali ve polisleri seçimin her aşamasında iktidardan yana koyacağı tavırlarla hem seçim güvenliği hem de sandıkların güvenliği hem de seçim sürecinin güvenliği tehlikeye girmiştir. Türkiye'de bu iktidar gümbür gümbür gidiyor, bunlar da bunun farkında. İktidardan gidişlerini engellemek için her türlü çılgınlığı yapabilirler. Böyle bir iktidar gerçeği var. 7 Haziran seçimlerinden sonra kurulacak CHP iktidarında hesap vermekten kaçmak için, mahkeme önüne çıkmaktan kaçmak için bu iktidarın her türlü çılgınlığı yapacağı bir seçim sürecine giriyoruz. Provokasyonlara açıktır. AKP'nin yönlendirdiği provokasyonlar ve valileri ile polisleri ile seçim güvenliğini yok eden uygulamaları ile Türkiye'de seçimin güvenliğine çok ciddi hepimizin dikkat etmesi ve bunun hepimiz tarafından korunması gerekiyor. İktidara güvenmiyoruz. İktidarın iktidardan düşmemek için her türlü çılgınlığı yapacağını biliyoruz. Bunu aylardır söylüyoruz. İç Güvenlik Yasası da bunun için çıkarılmıştır." CİHAN