KÖLN (CİHAN)- Köln Üniversite Kliğinden Dr. Özgür Onur, Almanya'da dil engeli, sosyal çevre eksikliği çeken, depresyon yaşayan göçmenlerin demans hastalığı riskiyle karşı karşıya olduklarını söyledi.
Türklerin yaş ortalaması düşüklüğü nedeniyle konunun henüz istatistiklere fazla yansımadığını kaydeden Dr. Onur, "Türk toplumunda demans 10 ila 20 yıl içinde büyük problem olacak." dedi.
Köln Üniversite Kliniğinden Dr. Özgür Onur, göçmenlerin yaşam şartlarının, unutkanlık, bunama diye de bilinen demans hastalığı riskini arttırdığını söyledi.
Köln Başkonsolosu'nun eşi Meral Engin'in öncülüğünde yürütülen "Yaşlılar İçin El ele Projesi" çerçevesinde konferans veren Dr. Onur, dil, sosyal çevre esikliği gibi sorunlara sahip, sosyalleşemeyen, depresyon yaşayan göçmenlerin diğer insanlardan daha sıklıkla ve erken yaşta demans hastası olduğunu bildirdi.
Dr. Onur, demans hastalıkları konusunda en yeni teşhis ve tedavi teknikleri hakkında da bilgiler verdi. Nörolog Dr. Özgür Onur, özellikle birinci ve ikinci nesil Türklerin dil engeli, sosyalleşememe, buna bağlı stres gibi problemleri yaşadığına dikkat çekti.
Dr. Onur, "Almanca bilmediğiniz, sosyal hayata giremediğiniz zaman, kendinizi ifade edemediğiniz zaman bu depresyona neden olabiliyor. Depresyon da demans ve alzheimer hastalığı için bir risk faktörü. Onun için özellikle birinci ve ikinci nesil insanımız çok büyük bir riskte." dedi.
Demans olma riskine karşı beyni aktif tutmayı öneren Dr. Onur, "Aktif olmak deyince insanlar; televizyon izliyorum, bir şeyler takip ediyorum diye düşünüyor. Televizyon beyni aktif duruma sokmuyor, o bir tedavi değil." diye konuştu.
Televizyondan kaçınıp okumaya yönelmeyi tavsiye eden Dr. Onur, ayrıca sosyal faaliyetlerde bulunmayı, tanıdık çevre ile camilerde, hatta kahvelerde buluşmaları, oralarda değişik konuları konuşup tartışmayı önerdi.
DEMANS 20 YIL İÇİNDE ARTACAK
Göçmen toplumunun yerli toplumdan daha yüksek bir demans riskine sahip olduğunu belirten Dr. Özgür Onur, ağır şartlarda çalışmış birinci nesil Türklerin yaş ortalamalarının düşük olmasından demans vakalarındaki yoğunluğun istatistiklere o kadar yansımadığını hatırlattı.
Dr. Onur, "10 ile 20 sene içinde demans Türk toplumu için çok büyük bir problem olacak. İkinci faktör; Türk toplumunun henüz bunu yeterince anlamamış olmasıdır. Yaşlılarımıza kendimiz baktığımızdan, ninemizin bazı şeyleri hatırlamaması pek fark edilmiyor, aile bunu toparlıyor. Bize Türk hastalar Alman hastalardan ortalama 3-4 sene daha geç geliyor. Hastalık ilerlemiş oluyor" dedi.
Demansın yavaş yavaş başladığını belirten Dr. Onur, unutkanlıklarda artış yaşanmasının, örneğin yıllardır yaptığı yemeği yapmayı unutmasının demans belirtisi olabileceğini, hemen doktora gidilmesini önerdi.
Bu arada kişilik değişikliklerinin de yaşandığını, uysal olanın agresif, agresif olanın uysallaşabildiğini belirten Dr. Onur, teşhisinin çeşitli testlerle ortaya konduğunu, verilen ilaçlarla ise demansın önüne geçilemese de yavaşlatıldığını kaydetti.
Dr. Onur, araştırmalarda, sanılanın aksine kahve, yeşil çay, C vitamini gibi şeylerin demansa karşı koruduğu yönünde bir bulguya rastlanmadığı bilgisini verdi. CİHAN