Hatta barut kokularından uzaktaki bez brandaların arasında hayata dair ilk nefesini alan yeni doğmuş bebekler de.
Olup bitenlerden habersiz şekilde ebeveynlerinin ellerinde oradan oraya savrulan çocuklar, çadırkentlerde zaman zaman yüzlerini gösterdiklerinde yaptıkları el işaretleriyle büyüklerini
taklit etmeyi sürdürüyor. Kendilerine yöneldiğini hissettikleri her fotoğraf makinesine
zafer işaretleriyle poz veren çocuklar, yaşıtlarıyla bir araya geldiklerinde oyun dünyasına dalıyor.
Suriye'de yaşanan iç çatışmalardan kaçarak
Türkiye'ye sığınan Suriyelilerin sayısı 7 bine ulaştı. Halen
Hatay'ın Suriye'ye olan sınır hattında, kendilerini bekleyen Türk askerlerinin varlığına inanarak
ağaç altlarında
yaşam savaşı veren binlerce Suriyeli daha var.
HATAY ÇADIR KENTLERLE DONATILDI
Hatay'ın
Yayladağı ve
Altınözü ilçelerinde sığınma talebinde bulunan Suriyeliler için bugüne kadar iki ilçede çadırlar kuruldu. Halen Yayladağı'nda 2 bin 500 kişilik, Altınözü ilçesinde de 5 bin kişilik çadırkent kurma işlemleri sürüyor. Hatay'ın Suriye'ye açılan bir diğer sınırı olan Reyhanlı'nın
Cilvegözü kapısında da çadırkent kurma çalışmalarının başladığı öğrenildi.
Hatay'da şu ana kadar Suriye'den aileleri ile beraber gelen çok sayıda çocuk bulunuyor.
Çocuklar, ebeveynleri ile beraber kendilerini konuk etmek üzere hazırlanan çadırkentlerde yaşıyorlar. Yayladağı'nda bulunan çadırkentte çocuklar için bir park oluşturulmuş durumda. Ancak açık hava ve
toprak zemin gibi sağlıklı çocuk yetiştirilmesinde gerekli olan ön koşullar bu çadırkentlerde sağlanabilmiş değil. Çocuklarda özellikle yüksek ateş, ishal gibi hastalıklar baş göstermiş durumda.
MİNİK YÜREKLER TEL ÖRGÜLERLE TANIŞTI
Ülkelerinde yaşanan savaş ortamından aileleriyle beraber kaçarak gelen Suriyeli çocukların korkuları ve endişeli bekleyişlerini gözlerinden görmek mümkün. Geride bıraktıkları evlerinden aldıkları üç beş
eşya ile doluştukları araçlarla Türkiye sınırına gelen ve burada Türk askerlerine sığınma talebinde bulunan Suriyeliler, minibüslerle çadırkentlere getiriliyorlar.
Çadırkentlerin etrafı, konukların güvenliklerinin sağlanabilmesi amacıyla tel örgüler ve bu örgülerin üzerindeki brandalarla çevrilmiş durumda. Çocukların gözlerinin önündeki bu teller, onların şimdilik oyun alanları. Tel örgülerin etrafında koşuşturup yakalamaca ya da yakar top oynayan çocuklar da var, ellerinden
özgürlük işaretlerini düşürmeyenler de.
SINIRA EKMEK TAŞIYAN ÇOCUKLARIN KORKUSUZ ADIMLARI
Çatışmalarda yara almak istemeyen birçok Suriyeli, Hatay'ın Yayladağı ilçesine bağlı Güveççi Köyü'nün Suriye sınırında bekleyişlerini sürdürüyor. Burada aynı şekilde ailelerinin yanında yüzlerce çocuk mevcut.
Sınırdaki bitmek bilmeyen bekleyiş içerisinde en çok
açlık yoruyor çocukları. Yaşları 10 - 14 arasında değişen birçok çocuk, sınırı aşarak geldikleri Güveççi Köyü'nden kendileri için hazırlanan ekmekleri alarak ailelerine ve kardeşlerine ulaştırmaya çalışıyor. Sınır hattındaki açlık, bu çocukların 'gözü karalıkları' sayesinde bir nebze önleniyor olsa da, çocuk yürekler halen korku dolu. Kendilerini görüntülemek isteyen basın mensuplarına kimi cesurca açıklamalarda bulunuyor, kimi korku dolu gözlerle "Öldürürler beni, öldürürler ailemi" diyerek kaçıyor.
Suriye'deki kan ve gözyaşını belgelemek için cep telefonları ile kaydedilen çatışma, ölü ve yaralı görüntülerini gazetecilere iletme görevini de zaman zaman yine bu çocuklar üstleniyor. Kanla tanışan bu çocuklar, halen sınır boyunda ve kendileri için kurulan çadırkentlerde hayata tutunmaya çalışıyor. Suriye'deki
iç savaş, büyüklerden öte minik bedenlerde kalıcı hasarlar bırakıyor.
(CİHAN)