Rapor tarihinin, Fethullah Gülen'in dava konusu yapılan konuşmasından önce olması, ‘Gülen konuştu, polis operasyon yaptı' iddiasını çürüttü.
Samanyolu Yayın Grubu Başkanı Hidayet Karaca ile polis müdürlerinin yer aldığı 33 kişi hakkında ‘Tahşiyecilere kumpas' iftirasıyla davanın ikinci duruşmasına MİT'in Tahşiye grubuyla ilgili raporu damga vurdu. Mahkeme, Genelkurmay Başkanlığı'ndan Tahşiyecilerle ilgili ellerindeki bilgi ve belgeleri göndermelerini istemişti. Genelkurmay da MİT'in Tahşiyecilerle ilgili kendilerine gönderdiği 5 Mart 2009 tarihli raporu dün mahkemeye iletti. Dava dosyasına giren 6 sayfalık raporda, Tahşiyeciler olarak bahsedilen Mehmet Doğan grubunun terör örgütü El Kaide ve lideri Usame bin Ladin'e tam destek verdikleri ve Doğan'ın, El Kaide'yi desteklemeyenleri münafık olarak nitelendirdiği anlatılıyor. Grubun, Türkiye'yi de ‘kafir' olarak gördüğü ve El Kaide'nin savaşı ile kurtarılacağı görüşünde olduğu vurgulanıyor.
Fethullah Gülen Hocaefendi'nin, 6 Nisan 2009 tarihli vaazında verdiği talimatla ‘Tahşiyecilerin hedefe konulduğu ve bu sohbette operasyon talimatı verildiği' iddia ediliyordu. Ancak bu rapor, MİT'in, Hocaefendi'nin sohbetinden önceki tarihlerde grubu takip ettiği ve 5 Mart 2009'da Genelkurmay'a ayrıntılı bilgiler içeren rapor gönderdiğini ortaya koyuyor. Böylece, Genelkurmay'ın mahkemeye gönderdiği raporla birlikte dava boşa çıkmış oldu. Rapor özetle şöyle:
El Kaide'ye tam destek
MİT'in raporunda, Doğan ve grup mensuplarının Usame bin Ladin ve El Kaide terör örgütüne tam anlamıyla destek verdiği kaydedildi. Doğan'ın, El Kaide'yi İslam ordusu olarak gördüğü, kâfirlerle savaştığını söylediği anlatılan raporda, Türkiye'nin de kâfir olduğu için El Kaide'nin vereceği savaşla kurtulacağını söylediği belirtildi. Doğan'ın Usame bin Ladin'i Mehdi'nin komutanı, El Kaide'yi de Mehdi'nin askerleri olarak gördüğü aktarıldı. El Kaide'yi desteklemeyenleri münafık kabul ettikleri ifade edildi. Grubun, diğer Nur cemaati gruplarını münafık olarak gördüğü kaydedildi.
PKK ve uyuşturucu kaçakçılarıyla ilişkili
Grubun ileri gelenlerinden ve Doğan'ın da en çok güvendiği adamı olan Mehmet Nuri Turan'ın geçmişte sol görüşlü biri olduğu, örgütsel faaliyetler içinde yer aldığı ifade edildi. PKK ve uyuşturucu kaçakçıları ile iyi ilişkileri bulunduğu aktarılan Turan'ın Tahşiyeciler tarafından, Kudüs'ü teslim alacak kişi olduğuna inanıldığı kaydedildi.
Doğan, kendisini mehdi ilan etti
Raporda, Mehmet Doğan'ın kendisini 1995 yılında ‘mehdi' olarak ilan ettiği anlatılıyor. Ancak daha sonra şartların oluşmadığını görerek geri adım attığı ifade ediliyor.
Seyyitleri kabul etmiyor
Tahşiyecilerin, Kürt etnik kimliğini ön plana çıkaran bir yapı olduğu kaydedilen raporda, grubun lideri Mehmet Doğan'ın Hz. Muhammed'in soyundan gelenleri (seyit) ve şeyhleri tasvip etmediği anlatıldı. Kürt olmayan seyyit ve şeyhlerin Yahudi olduğunu söylediği belirtildi.
Nur cemaatlerine tehdit mektubu
MİT raporu, grubun 2004 yılında bile takip edildiğini ortaya koydu. Raporda “Mehmet Doğan'ın talimatıyla Mustafa Kaplan tarafından 2004 yılında nurcu liderlere yönelik tehdit içerikli bir mektup yazılmıştır.” denildi.
Eylem yapabilirler
Tahşiyecilerin içe kapanık, şiddet yanlısı cihat anlayışını benimseyen bir yapı olduğu kaydedildi. Türk Silahlı Kuvvetleri içerisinde de örgütlenmek gerektiğini benimsedikleri anlatıldı. MİT değerlendirmesinde, grubun El Kaide yanlısı söylemlerinin propaganda ve taban genişletme amacına yönelik olduğu, uygun ortamı bulması durumunda eylem yapabileceği belirtiliyor.
MİT 2008'de takibe almış
Raporda grubun Türkiye geneli 5 bin civarında mensubunun olduğu anlatılıyor. 2008 Kasım ayı itibarıyla sadece Muş'ta 450-500'e yakın mensubu olduğu ifade edildi. Bu tespit Kasım 2008 tarihinde grubun MİT'in takibinde olduğunu ortaya koyuyor.
Özgür medyaya darbe davasında tutuklu sanıklar hakkında tahliye kararı çıkmadı. Hidayet Karaca ve polis avukatlarının iki gün boyunca iddianamede delilleri tamamen çürüterek yaptıkları savunmaya cevap veremeyen mahkeme, illegal ses kayıtlarının delil olarak gösterildiği dosyadaki isimlerin tutukluluk hallerine devam kararı verdi. Duruşma 23, 24 ve 25 Şubat tarihlerine ertelendi.
ZAMAN