Karar Yemen’den Husiler’in kontrolündeki bölgeden gemilere yönelik düzenlenen bir dizi saldırının ardından geldi.
İsrail-Hamas savaşında Hamas’a desteğini açıklayan grup İsrail’e gitmekte olan gemileri hedef aldığını belirtiyor.
Kızıldeniz, dünyanın en önemli petrol ve yakıt nakliye rotalarından biri.
Maersk’in ardından Alman nakliye şirketi Hapag-Lloyd da benzer karar aldığını duyurdu. Şirketin bir gemisi bölgede saldırıya uğramıştı.
Gemilerin Kızıldeniz’den geçmemesi, daha büyük rotalar takip etmeleri anlamına geliyor, Afrika’nın güneyinden gitmek gibi.
Her yıl ortalama 17 bin gemi yani dünya ticaretinin yaklaşık yüzde 10’u Kızıldeniz’den geçiyor.
İhracat ve Uluslararası Ticaret Enstitüsü Direktörü Marco Forgione’ye göre Maersk’in kararı daha zorlu bir zamanda olamazdı. Forgione, bunun tedarik zincirindeki bütün halkayı etkileyeceğini belirtti.
Cuma günü en az iki kargo gemisi Kızıldeniz’de saldırıya uğradı.
ABD, gemilerden birinin insanız hava aracı, diğerinin de füzeyle vurulduğunu kaydetti ve Husileri suçladı.
Husiler Yemen’in bir bölümünü 2014 yılından bu yana kontrolleri altında tutuyor.
Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan, Husilerin Kızıldeniz’de serbest gemiciliği tehdit ettiğini söyledi.
Sullivan, ABD’nin bu tehdide karşı uluslararası toplum ve bölgedeki ortaklarıyla birlikte çalıştığını kaydetti.
Bu arada Husiler’den de açıklama var. Grubun siyasi kanadından Ali al Qahoum, Yemen’e karşı herhangi saldırgan hareketin ciddi sonuçları olacağını kaydetti. Qahoum bu açıklamasını Al Mayadeen televizyonuna yaptı.
Qahoum, Husiler’in ABD, İsrail ya da Batılı tehditler karşısında Filistin davasını terk etmeyeceğini söyledi.
Ali al Qahoum bununla birlikte Yemen’in uluslararası deniz trafiğini uluslararası yasalar ve normlar çerçevesinde koruma konusunda ilgili olduğunu belirtti.
Husiler İran bağlantılı Direniş Ekseni’nin bir parçası ve bir süredir Kızıldeniz’de gemilere ve İsrail’e insansız hava araçları ve füzelerle saldırıyor.