Beringen, Bree, Opitter, Bocholt, Diepenbeek, Lommel Kerkhoven, Sint-Truiden, Heusden, Hasselt, Genk, Winterslag, Waterschei, Zwartberg, Bilzen, Zonhoven, Diest...
Ziyaretler çok sıcak ve samimi bir ortamda geçti. Pek çok yerde Platform B ekibi tarafından yazılan barış ve beraberlik mesajı gönüllülerimiz tarafından ayin esnasında veya sonunda cemaate okundu.
Genel olarak tüm ziyaretler olumluydu. Kutlama sırasında ve sonrasında verilen mesajlarda bunu hissettik ve duyduk. Kilise cemaati de program sonrasında arkadaşlarımızla yaptıkları kısa sohbetlerde memnuniyetlerini dile getirdiler. Metinler okunduktan sonra arkadaşlarımıza yönelik alkışlar da bunun göstergesiydi.
Bu yıl, barış sözleri ve ikramların yanı sıra, Noel’de Hz. İsa’nın doğusunu simgeleyen yıldızın ışığını paylaşmanın sembolü olarak mumlar dağıttık cemaate ve kilise yetkililerine. Üzerlerinde, Hucurat suresinin 13. ayeti ile süslenen mumlar büyük ilgi gördü: ‘Ey insanlar! Şüphesiz sizi bir erkek ile bir dişiden yarattık, tanışasınız diye sizi kavim ve kabilelere ayırdık’.
Eigenbilzen’deki ayin sırasında, papazin su sözleri, bir kez daha diyalogun önemini ve özellikle her yere gidilmesi gerektiğini adeta vurguluyor: "65 yaşındayım ve ilk kez Müslümanlar Noel'de bizi kutlamaya geldiler. Bunu asla unutamam!"
Keza Diest’te merkez kilisedeki ayine katılan bir gönüllümüz duygularını su sözlerle ifade etti:
“Saat 17’deki ayine 9 kişi gittik. Papaza mektubumuzu verdik. Papaz ayin esnasında ‘Ben okumak istiyorum dedi. Ayinin içinde 3 ayrı esnada mektubumuzdan kesitler okudu. Ayinin sonuna doğru bizim gelişimizin öneminden bahsedip bizi alkışlattı. Ayine gelenlere hitaben onların bu gelişinin karşılıksız kalmaması gerektiğini ve onların Ramazan ayında iftarlarına davet geldiği takdirde katılmaları gerektiğini söyledi. Ayinin çıkışında 3 tepsi tatlı tuzlu ikramlarımızı almadan çıkan kimse olmadı. Ayin sonunda yaklaşık yarım saat cemaat ile ayak üzeri muhabbet oldu. Papaz Gece ayinine beklediğini belirterek ayrıldık.
Gece saat 24 ayinine 10 kişi katıldık. Papaz bizim mektubumuzu okudu. Dua ederken bugün burada olan Müslüman kardeşlerimize diyerek duasına ekledi. Ayinin bitiminde herkese mum yakıp veriyordu papaz. Bizim mumları alanlara kendisi mum vermedi sadece yakıp geri verdi. Ayin sonrası mektubumuzu PDF olarak mail atabilirseniz 2 kilisenin duvarına asacağım dedi. Bu mesajı tüm cemaatimiz okusunlar dedi. Ramazan ayı için kaç kişiyi misafir edebilirseniz bana sayı bildirirseniz ben cemaatimle konuşurum dedi.
Saat 17 deki kilisede şöyle bir durum oldu. Papaz dedi ki “ Bundan tam 100 sene önce dün bu kilisenin açılışı oldu ve bu hadiseden tam 100 sene sonra bu Müslüman kardeşlerimizin gelmesi tesadüf olamaz. Bunun ne demek olduğunu düşünebiliyor musunuz”.
Platform B’nin bu yıl Noel ayinlerinde kiliselerde okuduğu ve gidilemeyen kiliselere gönderdiği metnin tercümesi şu şekilde:
Muhterem cemaat
Birlikte yaşamak bir sanattır ve bu sanatı icra edecek olan sanatçılar biziz!
İnsan ilişkilerin baskı altında olduğu, toplulukların parçalandığı ve birlikte yaşamının artık hafife alınamayacağı bir zamanda, ilişkilerimizin kalitesine dikkat etmek, sürdürmek ve derinleştirmek her zamankinden daha fazla talep gören bir sanattır.
Diğer kutsal gün ve gecelerde olduğu gibi Noel mevsimi de bu sanatı icra edebileceğimiz bir alan oluşturuyor.
Hepimiz aynı anda bir öğretmen ve öğrenciyiz. Birbirimizle topluluk içinde ilişki farkındalığımızı oluşturmak için tekrar tekrar bir araya geldiğimiz öğrenme alanlarına ihtiyacımız var. Tıpkı bugün burada olduğu gibi!
Birlikte yaşamayı istemek aynı zamanda bağlantı aramaktır. Bağlantı, insanlar arasında bir bağ oluşturulmasıdır. Uzaklaşmak yerine buluşmak, ayrılmak yerine bağlanmak, korku yerine dostluk. İşte bu kutsal günlerin atmosferi budur.
Bir araya gelmek ve buluşmak, bağlantı kurmanın güçlü bir yoludur.
Fethullah Gülen, "Samimi iman ve kanaat sahibi insanları bir araya getirmek, iyi niyetli insanlar için zaruri bir görevdir" diye yazıyor. Pek çok Müslümanın ilham kaynağı olan Gülen, farklı topluluklar arasında diyalog ve yakınlaşmanın teşvik edilmesinin barış ve hoşgörünün tesisi için önemli bir neden olabileceğine kuvvetle inanmaktadır.
Barış İçin Çığlık adli yazısında Papa Francis şöyle yazıyor: “Biz inananlar, mümkün olan her şekilde barış için çalışmalıyız. Kalpleri silahsızlandırmak ve halkları uzlaştırmaya çağırmak bizim görevimizdir. Dinler, barış için büyük bir kaynaktır ve olmalıdır.”
Soluduğumuz hava ve içtiğimiz su gibi ortak paylaştığımız bazı kaynaklar vardır. Bu kaynaklar çok yaygın olduğundan, yaptığımız her şeyi mümkün kılıyorlar. İnanç böyle bir kaynaktır. Temiz havanın nefes almayı mümkün kıldığı gibi, geniş anlamda inanç ve amel de birlikte yaşamayı mümkün ve güzel kılar. Hem Hristiyanlık hem de İslam, birbirleriyle güçlü bir köprü kurmak için yeterli (bazen hala kullanılmamış) kaynaklara sahiptir.
Geçmişin mücadeleleri değil, geleceğe dair umutlar düşüncelerimizin ön saflarında yer almalıdır.
Her insan, her inanan bir fark oluşturabilir. Birbirimiz ve birbirimiz hakkında nasıl konuştuğumuz, düşündüğümüz ve yazdığımız bir fark oluşturabilir. Veliler çocuklarıyla, öğretmen öğrencileriyle, fırıncı müşterileriyle,...
Hristiyanlar bunu İncil'den gelen nefesle yapıyorlar, İslam da aynı şeyi Kuran-I Kerim’de bildiriyor.
Allah-u Teala Kuran-I Kerim’de "Ey insanlar, Biz sizi bir erkek ve bir dişiden yarattık ve birbirinizle tanışasınız diye sizi milletlere ve kabilelere ayırdık" diyor.
Birbirimiz için yapacağımız dualarımızın toplumlarımız arasındaki bağı güçlendirmesini diliyoruz. Bu ortak duayı birbirimizi dinlemek ve tanışmak için bir fırsat olarak değerlendirelim.
İsa Mesih'in doğumu vesilesiyle, size mutlu ve kutsal Noeller diliyoruz. Size en iyisini umuyor ama her şeyden önce gerçek insanlığın yeniden doğuşunu diliyoruz.