Gezi Parkı'nda bir polis amirinin saldırısına maruz kalan Zaman gazetesi muhabiri Emre Şencan, söz konusu polis hakkında suç duyurusunda bulundu. Darp ve hakarete maruz kaldığını belirten Şencan, yaptıklarının suç olduğunu bildiği için polisin kendisini gözaltına alamadığını belirtti.
Gezi olaylarının yıl dönümünde dün Gezi Parkı'nda polis geniş güvenlik önlemleri almış basın mensupları da olayı takip etmişti. Bir polis amirinin çirkin davranışı ile çok sayıda polis Zaman Gazetesi Muhabiri Emre Şencan'a müdahalede bulunmuştu. Bu olay nedeniyle Şencan, söz konusu amir ve diğer polisler hakkında suç duyurusunda bulundu.
Avukatı Abdulkadir Argıllı ile birlikte İstanbul Adalet Sarayı'na gelen Şencan savcılığa dilekçe verdi. Adliye önende basın açıklaması yapan Şencan, "Dün yaşanan üzüntü verici görüntü herkesin malumu. Benim orada bulunma amacım sadece işimi yapmaktı. Ancak bir polis memuru görüntülerde de görüldügü üzere, görevi ve yetkisini aşarak hiçbir gerekçe olmaksızın benim ne sözlü ne fiziki ne de herhangi bir müdahalem olmadığı halde, gazeteciyim dediğim halde ağır küfür, hakaret, tehdit ve tekmelerle darp edildiğim ortada." dedi.
Diğer görüntü çeken herhangi birine müdahale edilip edilmediği sorulan Şencan, "Yok, sadece bana müdahale edildi. Hatta görüntülerde de var diğer gazeteci arkadaşlara çok kibar bir şekilde 'arkadaşlar lütfen bize yardımcı olun' dediği görüntülerde var. Ancak bana karşı tavrı tam tersi oldu. Defalarca 'bekleyin kimliğimi göstereyim gözaltına alacaksanız beni yine geleyim' dediğim halde zorla yere yatırdılar. Zaman muhabiri olduğumu öğrendikten sonra tavrı çok daha çirkinleşti." diye konuştu.
Polisin yaptıklarını hukuki olarak yanına bırakmayacağını kaydeden Şencan, "Gözaltına zaten almadılar. Ben çok istedim. Çünkü kendisi yaptığının suç olduğunu biliyor. Resmi tutanaklara geçmemesi için de almadı. Yarım saat beklettikten sonra hakaret eşliğinde 'defol' diyerek gönderdi. Çok isterdim keşke gözaltına alsaydı da resmi tutanaklara o yaptıkları geçseydi. Ama almadı." ifadelerini kullandı.
AVUKAT ARGILLI: HUKUKİ ÇERÇEVEDE BUNUN HESABINI SONUNA KADAR SORACAĞIZ
Avukat Abdulkadir Argıllı da müvekkilinin Gezi Parkı'nda sadece basın mensubu sıfatıyla işini yaptığı için ağır bir saldırı, hakaret ve tehdite maruz kaldığını belirtti. Argıllı, "Görüntülerde de son derece açık, yapanın kimlikleri eşkalleri tamamen belli. Domuz bağına benzer bir şekilde bir basın mensubunun yere yatıralarak yüzünün de yere bastırılması müvekkilimin şahsında esasen bütün basına ve kamuoyunun haber alma hakkına yönelik çok ağır bir saldırıdır. Biz yine hukuki çerçevede bunun hesabını sonuna kadar soracağız." dedi.
Hangi suçlamalardan suç duyurusunda bulundukları sorulan Argıllı, "İşkence, çünkü müvekkilim kolları arkadan bağlanıp yüzü yere bastırılmış. Ayrıca darp raporunu da dosyaya ekledik. Defalarca hakaret ve tehdit edilmiş. İş ve çalışma hürriyetinin ihlali suçu burada ortaya çıkmıştır. Çünkü basın mensubu sıfatıyla burada bulunuyor ve hürriyetinden yoksun bırakılarak işini yapması engellenmiştir." diye konuştu.
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti ve Basın Konseyi'nin de olayı kınadıklarını ifade eden Argıllı, "Çok ağır bir saldırı olduğunu, AİHS ve anayasa nezdinde çok ağır bir saldırı olduğunu belirttiler." ifadelerini kullandı.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na sunulan şikayet dilekçesinde, amir ve eyleme iştirak eden emniyet mensupları hakkında 'işkence, kamu görevinin sağladığı nüfusu kötüye kullanılmak suretiyle kişiyi hürriyetinden yoksun kılma, görevi kötüye kullanma, iş ve çalışma hürriyetinin ihlali, hakaret ve tehdit' suçlarından kamu davası açılması istendi. Dilekçede kesin olmamakla birlikte muhabire karşı çirkin saldırıda bulunan amirin adının Serkan Bulut olduğunun haricen öğrenildiği belirtildi. Sivil polislerin parkı boşaltmaya başlayınca Şencan'ın da görüntü çekmeye başladığı, polisin kimliğini görmeden 'ne çekiyorsun' diyerek darp ettiği, telefonuna el koyarak görüntüleri sildiği kaydedildi. Hakaret ve darp eden amirin sinkaflı küfürler de ettiği belirtildi.
CİHAN