Basın Yayın ve Enformasyon (BYEGM) Genel Müdürü Murat Karakaya, haber hizmetleri alanında haber merkezleri aracılığıyla dünyayı 15 dilde taradıklarını, yılda yaklaşık 1,5 milyon civarında haberi işlediklerini v
e devlet üst protokolüne ulaştırdıklarını söyledi.
SÜ
İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr.
Haluk Hadi Sümer, panelin açılışında, Cumhuriyet'in ilanının ardından basın sektörü için 212 sayılı Kanun'da değişiklik yapılmasının, basın sektörü için dönüm noktası olduğunu belirtti.
Bu değişikliğin yapıldığı 10 Ocak'ın, Çalışan
Gazeteciler Günü olarak adlandırıldığını anımsatan Sümer, ''Ancak basın sektörünün bugünkü hali, bugünü bayram olarak nitelendirmeye uygun değildir.
Gazetecilik, tehlikelere açık bir meslektir. Bir
gazeteci, yaptığı haber ya da yorum yüzünden çeşitli tehditler alabilmekte, habere ulaşırken birçok riskle karşı karşıya kalabilmekte, hatta ölebilmektedir. Çok sayıda gazeteci görevi başındayken öldürülmüştür. Basın sektöründe çalışanların birçok konuda sıkıntıları vardır. Bu sıkıntılar, yılların getirdiği sıkıntılardır'' diye konuştu.
Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Akyürek de SÜ İletişim Fakültesinin önemli başarılara
imza attığını, bu panelin de bunun bir göstergesi olduğunu söyledi.
Elektronik gazeteciliğe doğru gidişat olduğunu ifade eden Akyürek, internetteki gazete sayfalarının takip edilme oranının, gazetelerin tirajlarından birkaç kat fazla olduğunu belirtti.
Akyürek, doğru ve tarafsız haberciliğin uygulanmasının çok önemli olduğunu da vurguladı.
-BYEGM GENEL MÜDÜRÜ KARAKAYA-
BYEGM Genel Müdürü Murat Karakaya da 1920 yılında kurulan BYEGM'nin, enformasyon, haber ve basın yayın alanında faaliyet gösterdiğini söyledi.
Önemli görevler üstlendiklerini dile getiren Karakaya, ''Haber hizmetleri alanında, haber merkezleri aracılığıyla dünyayı 15 dilde tarıyoruz. Yılda yaklaşık 1,5 milyon civarında haberi işliyor ve devlet üst protokolüne ulaştırıyoruz'' diye konuştu.
BYEGM'in görevleri hakkında da bilgiler veren Karakaya, yerel basının güçlendirilmesini amaçladıklarını, bu amaçla eğitim seminerleri, dil eğitimi, haber ve fotoğraf desteği verdiklerini belirtti.
Yerel gazeteciler ağırlıklı değişim programı başlattıklarını anlatan Karakaya, ilkini geçen ay gerçekleştirdikleri programla
Manisa ilindeki gazetecilerin Konya ve Şanlıurfa'yı ziyaret ettiğini ve çok olumlu tepkiler aldıklarını söyledi.
Karakaya, basın çalışanlarının sorunlarının giderilmesi için çalışmalarını sürdürdüklerini kaydederek, İletişim Fakültesinde okuyan öğrencilere staj imkanı getirilmesi için
hazırlık yaptıklarını bildirdi.
Açılış konuşmalarının ardından panele geçildi.
Oturum Başkanlığını AA Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü Dr.
Hilmi Bengi'nin yaptığı panele, BYEGM Basın Yayın Daire Başkanı
Bahattin Akyön, SÜ İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü Başkanı Doç. Dr. Mustafa Şeker ve Konya
Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Sefa
Özdemir konuşmacı olarak katıldı.
Doç. Dr. Mustafa Şeker, sektördeki sıkıntılara dikkati çekerek, öğrencilerin sektörü tanıdıkça, olayın içine girdikçe, bu işi yapamayacaklarını düşünüp karamsarlığa kapıldığını bildirdi.
-İLETİŞİM ÖĞRENCİLERİ POLİSLİK SINAVINI DÜŞÜNÜYOR-
Bazı öğrencilerin polislik sınavını düşündüğünü,
KPSS ve dil kursuna gittiğini dile getiren Şeker, İletişim Fakültesine gelen öğrencilerin niteliği ile ilgili ciddi bir düşüş de yaşandığını, bu durumun, mesleğin sunduğu kısıtlı iş olanaklarıyla ilgili olduğunu kaydetti.
Gazetecilik bölümüne, bu yıl 140'ın üzerinde öğrenci aldıklarını anlatan Şeker, ''Biz bu öğrencilerin tamamının sektörde istihdam edilemeyeceğinin farkındayız. Ama iyi yetişen, şimdiden elinde
fotoğraf makinesi ve
kamera ile koşturan arkadaşlarımız meslekte iş yapabilirler. Yine de sorunun çok olduğunu söylemek istiyorum'' diye konuştu.
Panelde konuşan BYEGM Basın Yayın Daire Başkanı Bahattin Akyön de Basın Kartları Yönetmeliği'nde yapılan değişiklikler hakkında bilgi verdi.
Türkiye'de halen basın kartıyla ilgili işlem gören dosyanın 14 bin 960 olduğunu belirten Akyön, 11 bin 737 kişinin basın kartı sahibi olduğunu söyledi.
Akyön, BYEGM'nin geçici, sürekli, serbest ve sarı basın kartı olmak üzere 4 sınıfta basın kartı verdiğini, bu kartların verilmesini de 13 kişilik komisyonun kararlaştırdığını kaydetti.
BYEGM'in çalışmalarının, kurumun internet sitesinden takip edilebileceğini dile getiren Akyön, sayfanın aylık 750 bin kişi tarafından ziyaret edildiğini ifade etti.
Anadolu Ajansı (AA) Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü Dr. Hilmi Bengi ise çalışan gazetecilerin en büyük sorunlardan birinin örgütlenme olduğunu söyleyerek, ''Eğer gazeteciler kendi alanlarında yeterince örgütlenmiş olsalar, bir çok sorunun üstesinden gelebilirler. Ama maalesef Türkiye Gazeteciler Sendikası neredeyse sadece
Anadolu Ajansı'nda örgütlü'' dedi.
Bengi, Dedeman Konya Otel'de gerçekleştirilen ''Gazeteciliğin Güncel Sorunları'' panelinde, gazeteciler açısından yıpranma hakkının önemli bir husus olduğunu ancak bu hakkın gazetecilerin elinden alındığını oysa gazetecilerin en fazla yıpranan çalışanlar arasında yer aldığını söyledi.
Bu konuyla ilgili bir örnek vermek istediğini ifade eden Bengi, ''Daha geçen hafta ODTÜ'deki olaylar sırasında Anadolu Ajansı kameramanı başına gelen irice bir taş sebebiyle yaralandı. Geçmişte meydana gelen olaylarda da bir çok gazeteci arkadaşımızdan kimisi hayatını kaybetti, kimisi yaralandı, çeşitli sıkıntılara maruz kaldılar'' diye konuştu.
Gazeteciliğin yoğun çalışılan bir meslek olduğunu vurgulayan Bengi, şunları kaydetti:
''Gazeteciler stres altında görev yapıyor. Birkaç gün önce Anadolu Ajansı bültenlerine yansıyan bir haberden söz etmek istiyorum. Doç. Dr. Seden Erten Çelik, yaptığı bir araştırmaya dayalı olarak verdiği bilgilerde, en fazla stres altında çalışan mesleklerden birinin gazetecilik olduğunu ve gazetecilerde
kalp rahatsızlığının çok ciddi oranlarda bulunduğunu ifade ediyor. Bu son haber bile başlı başına yıpranma hakkının iadesinin istikametinde bir çalışma yapılmasını haklı kılan bir unsur olarak söylenebilir.''
-''ÖRGÜTLENME EN BÜYÜK SORUN''-
Bengi, çalışan gazetecilerin en büyük sorunlardan birinin örgütlenme olduğunu söyledi.
Bu sorunun belki de diğer sorunların tam manasıyla halledilememesinden kaynaklandığına işaret eden Bengi, şöyle devam etti:
''Eğer gazeteciler kendi alanlarında yeterince örgütlenmiş olsalar, bir çok sorunun üstesinden gelebilirler. Ama maalesef Türkiye Gazeteciler Sendikası neredeyse sadece Anadolu Ajansı'nda örgütlü. Bütün eforunu, bütün mücadelesini Anadolu Ajansı için harcıyor. Biz verebildiğimiz imkanları en iyi şekilde vermeye çalışıyoruz. Çalışan gazetecilere haklarını tanıyan yegane kuruluşun Anadolu Ajansı olduğunu söyleyebilirim. Bizdeki bu yapının bütün basın kuruluşlarına yaygınlaştırılması gerektiğini düşünüyorum. Türkiye Gazeteciler Sendikasının ya da bu alanda görev üstlenecek diğer sendikaların devreye girmesi gerektiğini, bütün medyayı kucaklayarak sorunların çözümü istikametinde çalışma gerektiğini ifade etmek istiyorum.''
-''EMEKLERİNİ SERMAYE YAPMIŞLAR''-
Çalışan gazetecinin emeğini
sermayeye dönüştüren kişi olduğunu vurgulayan Bengi, şöyle konuştu:
''Bu meslekte çalışan arkadaşlar, geçmiş döneme baktığımız zaman özellikle yerel ve yaygın basında görev yapan meslek büyüklerimiz emekleriyle bir şeyler üretmişler.
Kamuoyunu aydınlatma görevini üstlenmişler. Bu işi ticari kaygılardan uzak sadece kamuoyunun bilgilendirilmesi istikametinde bir şeyler yapabilmek için severek yapmışlar, mücadele etmişler. Bu uğurda kimisi özgürlüklerinden bile mahrum kalma riskini göze almış. Ama onlar emeklerini sermaye yaparak çalışmışlar ve bunları yatırıma dönüştürmüşler.''
-''ÇALIŞANININ ÜCRETİNİ SERMAYE OLARAK GÖREN İŞVERENLER''-
Bengi, bugün ise farklı bir durumla karşı karşıya olunduğunu belirterek, şöyle devam etti:
''Bugün yatırım için çalışanının ücretini sermayeye aktaran işverenleri görüyoruz. Çalışanının ücretini sermaye olarak kabul eden, çalışanının ücretini ödemeden sermayesini geliştirmek için başka gayretlere yönelen işverenlerden söz ediyoruz. Bu globalleşmenin etkisi mi, tekelleşmenin bir yansıması mı, yoksa işin ticari boyutunun öne çıkması mı? Bunun üniversitelerde tartışılması gerektiğini düşünüyorum. Oysa biz alın teri kurumadan çalışanın hakkını verilmesi gerektiğine inanan insanlardanız.''
Kamu hizmeti yayıncılığının unutulduğuna dikkati çeken Bengi, belirli grupların, ideolojilerin ya da işverenin çıkarlarını öne çıkaran bir gazetecilik anlayışının ön planda olduğunu söyledi.
Gazetelerin
toplum için var olduğunu vurgulayan Bengi, ''Gazeteciler kamuoyunun doğru bilgilerle aydınlatılması için vardır. Kamu adına bir şey yapmak ve kamuyu doğru bilgilendirmek adına gayret göstermeliyiz'' dedi.
İletişim mezunlarına öncelik tanıyan bir yaklaşımları olduğunu ifade eden Bengi, bütün birimler itibariyle önceliği
iletişim mezunlarına verdiklerini anlattı.
Bengi, genel alanda muhabirlik yapacak olanlara İletişim Fakültesi mezuniyetini şart koştuklarını ifade ederek, ''Ama ihtisas gerektiren, uzmanlık isteyen
spor, ekonomi ve diplomasi gibi alanlarda o alanda eğitim yapan diğer bölümlerden de
eleman alıyoruz. Ama genel olarak İletişim Fakültesi mezunlarına öncelik verilmesi taraftarıyım'' diye konuştu.
AA