Brüksel'de Avrupa Basın Hürriyeti raporunu açıklayan CPJ, üye ülkelerde artan basın özgürlüğü ihlallerine dikkat çekerek AB'nin itibarının tehlikede olduğunu belirtti. Rapor, aday ülkelerden ise sadece Türkiye'ye yer verdi.
CPJ eski başkanı ve yönetim kurulu üyesi Kati Marton, Erdoğan'ın AB'de yapacağı bütün görüşmelerde Avrupalı liderlerin kendisine basın hürriyeti başta olmak üzere temel hak ve hürriyetlerdeki gerilemeyi hatırlatmaları gerektiğini söyledi. Marton, ABD Başkanı Barack Obama'nın da basın hürriyeti sorunlarını Erdoğan'la görüşmelerinde daha fazla gündeme getirmesi gerektiğini kaydetti. AB'nin pazartesi günü başlayacak görüşmelerde mülteci krizi gibi siyasi sorunları tartışmasının tabii karşılanması gerektiğini söyleyen Marton, “Siyasi meseleleri görüşmek basın hürriyetini konuşmamayı gerektirmez.” dedi.
Raporun yazarı ve JPC'in Avrupa sorumlusu Jean Paul Marthoz da Çinlilerle müzakere eden Avrupalılardan örnekler vererek, “Çinliler müzakerelerde nazik kalarak, netameli konulara girmeyerek istediklerini yaptıracaklarını düşünen Avrupalılara gülüyorlardı.” dedi. Sorunların net bir şekilde Erdoğan'a aktarılması gerektiğini söyleyen Marthoz, AB'nin Türk hükümetine karşı daha ihtiyatlı, nazik ve sorunlara girmekten kaçınan bir tavır takınmasının ‘büyük hata' olacağını söyledi. Oturumu yöneten CPJ üyesi Courtney Radsch da Erdoğan'a getirilecek eleştirilerin kapalı kapılar ardında değil, kamuoyu önünde yapılması gerektiğini vurguladı.
Yaklaşık 2 yıl aradan sonra Brüksel'i ziyaret edecek olan Erdoğan'ın AB Konseyi Başkanı Donald Tusk ve AB Komisyonu Başkanı Jean Claude Juncker ile görüşmesi bekleniyor. Görüşmelerde ağırlıklı olarak mülteci krizinin gündeme geleceği belirtiliyor. Avrupa basını, Erdoğan'ın mülteci krizi üzerinden vize serbestiyeti, Suriye'de güvenli bölge ve demokratik gerilemeye ilişkin Brüksel merkezli eleştirilerin azaltılması taleplerini masaya getireceğini yazıyor.
Davutoğlu'na cevap: Algı değil olgu var
CPJ'nin Avrupa ve Orta Asya Koordinatörü Nina Ognianova, Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun Türkiye'ye karşı ‘algı terörü' olduğuna yönelik sözlerine ilişkin ise Türk hükümetinin hem eylemleri hem de söylemi ile hiçbir şekilde eleştiri kaldıramadığını gösterdiğine, Erdoğan'ın Türkiye Cumhuriyeti tarihinde en fazla hakaret davası açan cumhurbaşkanı olduğuna işaret etti. Ognianova, algı değil, olguları rapor ettiklerini söyledi.
Raporun Türkiye kısmında AB'nin üye ülkelerin menfaatlerini merkeze alarak Türkiye ile ilişkilerinde hak ve hürriyetleri geri plana atabileceği uyarısı yapılıyor. AB'nin Türkiye'deki etkisinin azalmasına tepki gösterilen raporda, Bugün gazetesi yazarı Yavuz Baydar'ın AB'ye yönelik eleştirilerine yer veriliyor. Baydar, AB'nin temel hak ve hürriyetlerin müdafaasında daha aktif görev alması gerektiğini savunuyor.