İzmir'in yerel gazetelerinden 9 Eylül'ün yazarı Serdar Öztürk, AK Parti İzmir milletvekili adayı olan eski Bakan Binali Yıldırım'ın, esnafların yanından İzmir Valisi Mustafa Toprak'a telefon ederek, sesini hoparlörden vermesini köşesine taşıdı. Yıldırım'ın kendini hala bakan zannettiğini belirten Öztürk, "Eski bakan, eski vekil ama şimdi sıradan biri." diye yazdı.
Gazeteci Öztürk, yazısında şunları kaydetti: "Sizin gibi, benim gibi. Dokunulmazlığı yok. Geçiş üstünlüğü de yok. Ak Saray danışmanı derseniz, istifa etmiş olması gerekir. Etmediyse aday olamaz… Memur sayılır değil mi? Binali Yıldırım'dan söz ediyorum. Eski bakan ve vekilden. AKP'nin yine aday olan isminden. Bir milyon oy bekliyor… Bekler bekler, bize ne… Çalışır çabalar, sonucu görür. Benim takıldığım yer orası değil. Kendini hala bakan sanması."
Binali Yıldırım'ın Kemeraltı ziyaretini ve orada yaşananları da köşesine taşıyan Öztürk, şunları yazdı: "Esnaf derdini anlatıyor. Alıyor eline telefonunu, zırt diye İzmir Valisi'ni arıyor. Hemen çıkıyor telefona vali bey, üstüne üstlük adayımız, bir de telefonun ahizesini açıyor. Dinletiyor, kim var kim yoksa… Evet efendim, sepet efendim. Şuraya kadar geldik, buraya kadar bitirebildik, az sonra bitecek efendim… Muhabbet aynen böyle, iktidarın vekil adayı, eski bakan, eski vekil, şimdinin sıradan biri, telefonunun ahizesi açık, devletin valisine talimat veriyor. Bu görüntüye bakınca Türkiye'nin halini, vatandaşın neden horlandığını, iktidarın ne anlama geldiğini, devlet ve hükümetin farkının neler olduğunu, daha iyi anlayabiliyorum."
Vali Toprak'a benzer bir telefonu açan kişinin, muhalefetin vekil adayı olması halinde cevap veren olup olmayacağını soran Öztürk, "İşte onu düşünemiyorum… Sonra aklım başıma geliyor. 'Bu yüzden seçime gidiyoruz' diyorum kendi kendime, devletle hükümeti ayırmak, taşları yerine oturtmak için…Valisinin sesini telefon ahizesine düşürmeyen bir devlet için, haydi bakalım hayırlısı…" ifadeleriyle yazısını noktalıyor. CİHAN