Cumhuriyet tarihinin en büyük yolsuzluk skandalının yıldönümünde hukuksuzlukları alkışlamayan gazetecilerin üzerindeki siyasi baskı özgür basını hedef alan sivil darbeye dönüştü.

Samanyolu Yayın Grubu, yolsuzluk ve hukuksuzluklara karşı demokrasi ve şeffaflıktan yana tavır alan yayınları sebebiyle bu darbenin hedefindeki kurumlardan biri oldu. Terör örgütü El kaide bağlantısı askeri istihbarat raporlarına yansıyan bir grubun dizi film üzerinden mağdur edildiği iddiasıyla gerçekleştirilen özgür basına darbe operasyonunda gazeteci Hidayet Karaca tutuklandı. 

17 Aralık yolsuzluk ve rüşvet operasyonu sonrası yapılandırılan Sulh Ceza Hakimliği sisteminden reddi hakim talebiyle çıkarak doğal hakimlik sistemine giren dosyada hukuka can suyu olabilecek bir karar çıkmıştı. 32. Ağır Ceza Mahkemesi, tutukluluğu gerektirecek hiçbir delil olmadığını belirterek gazeteci Karaca için tahliye kararı verdi. Ancak hukuk yine siyasi müdahalelerle yara aldı. Tahliye kararı uygulanmadı. Hatta tarihte ilk kez iki hakim verdikleri kararlar sebebiyle 'darbe' suçlamasıyla tutuklandı. 

Davutoğlu'nun iddia ettiği o kayıtlar hala ortaya çıkmadı. Hatta gazeteci Karaca'nın gerçekleri anlatma imkanı bulacağı mahkeme süreci için tek satır iddianame bile yazılmadı. Gazeteci Karaca, tam 250 gündür özgürlüğünden mahrum ve tam 117 gündür Silivri'de esir tutuluyor.