Adana ve Hatay'da durdurulan MİT'e ait TIR'larla ilgili yaptığı haberler nedeniyle geçtiğimiz günlerde gözaltına alınan Fatih Yağmur, 17–25 Aralık sonrası işinden olan çok sayıda gazeteciden biri. Tuluhan Tekelioğlu'nun "Ya Bizdesin Ya Da..." kitabında yer verdiği Yağmur, "17 Aralık'tan itibaren pes etmemeyi öğrendim. Ve bildiğim yolda da devam edeceğim." dedi.

1 Ocak 2014'te Hatay'da durdurulan MİT TIR'ları haberleri dolayısı ile beklemediği şekilde 'hedef' haline geldiğini açıklayan Fatih Yağmur, inanılmaz küfür ve tehditlere maruz kaldığını vurguladı. Yağmur şöyle devam etti: "Başbakanlık Müsteşarı faili meçhullerden söz ediyor, tanımadığım insanlar telefonla arayıp tehditler savuruyordu. Kaynağım ile tekrar görüştüm son durumla ilgili. O esnada bana savcının hayati tehlikesi olduğunu, 'MİT'ten tim geldiğini' söyledi. Sonra görüşmemiz kesildi. Yaklaşık 1 saat kadar haber alamadım. O an sabahı çıkaramayacağımı düşündüm. Twitter'da telefon görüşmelerim yayınlandı. Hangi savcı ile nerede görüştüğüm belgeleri nasıl teyit ettirdiğim ifade ediliyordu. Sabıkam bulunduğunu ve bu sebeple cemaatin tehdidiyle iş yaptığımı, PKK'lı olduğumdan Mossad ajanı olduğuma kadar çeşitli karalamada bulundular. Ertesi gün ilk olarak adliyeden sabıka kaydımın olmadığına dair aldığım belgeyi yayınlamak zorunda kaldım. Kimlik bilgilerim kullanılarak adıma onlarca telefon hattı açılmıştı. Bununla ilgili mağdur olduğum savcılıkça da tespit edilmişti. Ancak bu karalama kampanyasının malzemesi haline getirildi."

2 Ocak'ta TIR'ların MİT'e ait olduğunu belgeleyen dönemin Hatay Valisi Celalettin Lekesiz imzası taşıyan belgeyi yayınladığına dikkat çeken Yağmur, "Hayatımın en zor günleriydi. 14 Ağustos günü ise gazetede işten çıkarılmam için baskı yapıldığını öğrendim. MİT müsteşarı Hakan Fidan'ın Tayyip Erdoğan'a yolsuzluk soruşturmasını yapan polis müdürleri ve savcılarla irtibatım olduğuna dair brifing verdiği ve Erdoğan'ın işten çıkarılmamı istediği söylendi. Adliye muhabiri olarak kiminle görüşmem gerekiyordu? Gazete yönetimi işten çıkarmak istemediğini söylüyordu. Ama Kurum sağlığı için bu gerekli denildi ve engelleyebilmelerinin imkansız olduğunu ifade ettiler. Sonrasında da işten çıkarıldım." diye konuştu.

'BASKILAR SAYESİNDE İNANILMAZ BİR ŞEKİLDE CESARET BULDUM'

Tüm bu yaşadıklarından sonra meslekten uzak kalmak istemediğini dile getiren Gazeteci Fatih Yağmur, şunları söyledi: " Onca şeyden sonra artık korkacak bir şeyiniz kalmıyor. İnanılmaz bir şekilde cesaret buldum baskıları sayesinde. Daha da güçlü bir şekilde çıktım bu süreçten. Benim gibi işsiz kalan gazeteci arkadaşlar bir haber sitesi kurma fikrinden bahsetti. Kabul ettim ve yaptığımız haberlerle çok geçmeden – 1 ayı bile dolduramadan– sitemiz mahkeme kararıyla kapatıldı. Sitedeki arkadaşların kimlik ve adres bilgilerinin tespiti ve evlerinin aranması kararı çıkarıldı. 20'ye yakın kişiydik. Mahkeme kararından sonra sadece ben ve Arzu Yıldız kaldık. Twitter'dan yaptığımız paylaşımlara bile Sulh Ceza Hakimliği kararıyla erişim engelleme kararı çıkarıldı. Radikal'de yaptığım bazı haberleri de mahkeme kararıyla sildirdiler. Halen hakkımızda açılan soruşturmalarla uğraşıyoruz. Gelinen süreçte artık yapacak ne kaldı diye düşündük ve meslektaşım Arzu Yıldız ile 17-25 Aralık soruşturmalarını konu alan bir kitap yazdık. Bunu da iktidar baskısına halen direnen cesur gazetecilere ithaf ettik. Kitap, gazetecilik mücadelesinin bir ürünü olarak ortaya çıktı. "
CİHAN