Türkiye Kamu-Sen'e bağlı Türk Büro Sen Erzurum Şube Başkanı Gani Harmandar, "Demokrasilerin en önemli özelliği seçimle işbaşına gelen iktidar değil, hür bir basın ve özgür bir muhalefet ortamının bulunmasıdır. Basına sansür, demokrasiye darbedir." dedi.
Gani Harmandar, Koza İpek Grubu'na ait televizyon ve gazetelere savcılığın talebiyle kayyum atamasını ve medya çalışanlarının işten çıkartılmasını kınadı.
Harmandar, yaptığı açıklamada, bağımsız ve muhalif medya üzerindeki baskıların hukuk ve demokrasi ile bağdaşmadığını belirtti. Türk Büro Sen Şube Başkanı, medya üzerindeki baskıları endişe ile takip ettiklerini vurgulayarak, daha önce de holding bünyesindeki basın yayın organlarının Dijitürk, Tivibu, Teledünya, Kablo tv ve Türksat uydusundan da çıkartılması için işlem yapıldığını hatırlattı. Harmandan, seçimler öncesinde bağımsız medyanın susturulduğunu söyledi. Basın yayın organlarına yönelik hukuksuz girişimlerin muhalif düşünen medyanın susturulması çabaları olduğunu belirten Türk Büro Sen Şube Başkanı Harmandar, "Özgür medyaya el konuluyor. Kayyumlar gazetecileri kovuyor. Tam bir akıl tutulması. Demokrasilerin en önemli özelliği seçimle işbaşına gelen iktidar değil, hür bir basın ve özgür bir muhalefet ortamının bulunmasıdır. Basına sansür, demokrasiye darbedir." dedi.
Harmandar, basının özgürce haber yapma ve kamuoyuna sunma hakkının elinden alınmasına tepki göstererek, yaşananların hukuk devleti anlayışına sığmadığını vurguladı. Basın ve mülkiyet özgürlüğüne yönelik hukuksuzluğun zirve yaptığına dikkat çeken Harmandar, şunları kaydetti: "İpek Grubu'na yönelik operasyonlar basın özgürlüğüne karşı yapılmıştır. Bu anlayış, ülkemizi demokrasi ayıplı ülke durumuna düşürmektedir. Demokratik yönetimleri baskıcı rejimlerden ayıran unsur muhalefetin özgürlüğüdür. İster sevelim, ister sevmeyelim, haksızlığa uğrayan kim olursa olsun, demokratik hayatımızı korumak adına haksızlığa 'dur' demek şarttır. Hukuk ve insan haklarının egemen olmadığı ülkelerde kişisel egolar, şahsi dostluk ve düşmanlıklar belirleyicidir. Bu bir ülke için felakettir. Seçimlere kısa bir süre kala, basını yıldırmaya yönelik bu operasyonlara bir an önce son verilmesini istiyoruz. Sadece kendilerine muhalif yayın yaptıkları için böyle bir muameleye maruz bırakılmak bir hukuk devletinde olmaması gereken en önemli hususlardan biridir. Basın özgürlüğünün olmadığı, basının susturulduğu ülkelerde hukuk tanımaz uygulamaların da devam etmesi durumunda demokrasi yalnızca kağıt üzerinde kalacaktır." CİHAN