ESER KARAKAŞ- ARTİGERCEK.COM
Gezi olaylarını Kavala’ya bağlamak mantıksızlığını bir kenara bırakırsanız (olaylar olurken temel sorumlu ve tertipçi faiz lobisi deniyordu, unutmayalım, unutturmayalım) Gezi ve Sarı Yelekliler olayları arasında önemli benzerlikler de yok değil, mesela hareketlerin lider kadroları bilinmiyor, Fransa’da hükümet birilerini muhatap almak istiyor ama tam adamını da bulamıyor; ancak, muhtemelen daha ilginci iki hareket arasındaki farklar.
Bugün itibarıyla (4 Aralık Salı) Başbakan ekranlarda canlı yayına çıktı ve şimdilik, altı ay için alınacak önlemleri açıkladı.
Sarı Yelekliler olaylarının başlangıcında çevre koruma amaçlı olarak akaryakıt tüketimine bir tür çevre vergisi getirilmesine tepki vardı, Başbakan 1 Ocak’da yürürlüğe konacak bu yeni akaryakıt vergilerinin en az altı ay için askıya alındığını ve bundan sonra da alınacak kararlarda daha diyaloğa açık olacaklarını açıkladı.
İkinci önemli değişiklik bu kış boyunca elektriğe ve evlerde kullanılan ısınma amaçlı gaza zam yapmayacaklarını açıkladı.
Üçüncü olarak da arabalarda çevre amaçlı teknik kontrollerin yine şimdilik kaldırıldığını bildirdi.
Başbakanın bu açıklamaları bu Cumartesi, Paris’te yapılacak gösterilere ve gösterilerin şiddetine nasıl yansıyacak, bilinmiyor ama ortaya çıkan temel gerçek Fransa’da tarafların, tarafların başını da hükümet çekiyor, diyaloğa, tavize, görüşmelere açık olduklarını ortaya koymuş olmaları.
Fransa Hükümeti bu sancılı süreçte mesela dış güçleri olaylardan sorumlu tutmadı, muhalefete olayları fırsat bilip hücum etmedi, onları suçlamadı, tansiyonu düşürmek için elinden geleni yaptı, toplumun yüzde ellisini evlerinde zor tutuyorum falan da demedi, alternatif gösteriler, mitingler de düzenlemedi, Sarı Yelekliler olayına toplumda yüzde sekseni aşan destekten de paniğe kapılmadı.