ABD’nin önde gelen düşünce kuruluşu Dış İlişkiler Konseyi’nin (CFR) dış politikaya yönelik aylık yayın organı olan Foreign Affairs son sayısında Belarus Devlet Başkanı Lukaşenko’nun kendisine muhalif bir gazeteciyi tutuklamak için Belarus hava sahasından geçerek Litvanya’ya gitmekten olan bir yolcu uçağını, savaş jetini devreye sokarak zorla yere indirmesi olayı çerçevesinde dünyadaki otoriter rejimlerin sürgünde yaşayan muhalifleri hedef almasını konu alan bir makale yayınladı. Makalede otokrasilerin sürgündeki muhaliflere yönelik operasyonlarının küresel bir tehdit halini aldığı, bu operasyonların “açıkça uluslararası hukukun ihlal edilmesi” demek olduğu ve dünya demokrasilerinin bunları önlemek için harekete geçmesi gerektiği kaydedildi.

Nate Schenkkan imzalı makalede Erdoğan rejimi tarafından da benzer yöntemlerin kullanıldığı vurgulandı. Makalede bu çerçevede şu hususlara yer verildi: “Lukaşenko’nun yaptığına benzer saldırıları başka ülkeler de yapmıştı. Belki de en iyi bilinen örnek 1956’da Fransa’nın Cezayir’in bağımsızlık lideri Ahmed Ben Bella’yı yakalamak için Cezayir üzerinden geçen bir uçağı iniş yapmaya zorladığı zamandı. Daha yakın bir tarihte, 2010 yılında İran, Dubai’den Kırgızistan’a giden bir uçağı Tahran’a indirerek içindeki Sünni bir militan grubun liderini tutukladı.”

“Sürgündeki muhaliflere yönelik yürütülen uluslararası operasyonlarda takip edilen daha yaygın bir yaklaşım, bir hükümetin kendi kirli işlerini yürütmesi için başka bir ülkedeki yerel kurumları ortak seçmesi veya zorlamasıdır" denilen makalede 15 Temmuz sonrası yaşanan hukuksuzluklara vurgu yapıldı ve "Bulgaristan, Gabon, Kosova, Malezya ve Pakistan gibi en az 17 ülkede, Türk hükümeti yerel makamlara Türk kaçakları veya sürgünleri tutuklamaları için baskı yaptı veya onları bu yönde ikna etti. Düzmece mahkeme süreçlerinden sonra, tutuklular, bir tutuklunun kötü muamele görebileceği bir ülkeye geri gönderilmeyi yasaklayan uluslararası hukuku açıkça ihlal ederek Türkiye’ye teslim edildi. Ankara, bu yöntemlerle 100’den fazla insanı Türkiye’ye getirdiğini iddia ediyor” ifadelerine yer verildi.