Cumhuriyet gazetesi yazarı Barış Pehlivan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun SADAT’ın kapısına dayanmasının perde arkasını köşe yazısına taşıdı. Pehlivan, üst düzey bir güvenlik bürokratın ‘kanundışına çıkacaklar’ sözünü aktarması üzerine Kılıçdaroğlu’nun SADAT’ın önüne gitme kararı aldığını yazdı.
Pehlivan, sadece seçim güvenliliğinin tehlikede olması ‘kanundışı’ olmadığı, “Başta Kılıçdaroğlu olmak üzere siyasilere suikast girişimi bekleniyordu” diyerek Kılıçdaroğlu’nun harekete geçmesine neden olanın bu iddia olduğunu ifade etti.
1977 seçimleri öncesi CHP Genel Başkanı Bülent Ecevit’e düzenlenen suikast girişimini hatırlatan ve o dönemden bugüne değişen bir şey olmadığını belirten Pehlivan, “Kim öldürülecekti?” başlıklı bugünkü yazısında şu ifadeleri kullandı:
‘BAŞTA KILIÇDAROĞLU OLMAK ÜZERE SİYASİLERE SUİKAST GİRİŞİMİ BEKLENİYORDU’
“…Üzerinde ısrarla durulması gereken soru şu: CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nu SADAT binasının önüne götüren neydi? Öyle ya CHP kurmayları bile liderlerini Ankara’ya uğurlayacağını sanıyordu. Birden ‘Otobüse binip, SADAT’a gidiyoruz’ sözünü duydular. Biliyorum, Kılıçdaroğlu’na SADAT konusunda dosyalar geliyordu. Ama onu ani şekilde harekete geçiren bir bilgi olmalıydı… Vardı!
Yakın zaman önce güvenlik bürokrasisinden çok üst düzey bir isim Kemal Kılıçdaroğlu’na bilgi aktardı. “Kanundışına çıkacaklar” sözü çıktı ağızdan. Planlananları içine sindiremeyen, “sağcı” diye bilinen yurtsever bir isimdi o bürokrat. Sadece seçim güvenliğinin tehlikede olması değildi “kanundışı”. Başta Kılıçdaroğlu olmak üzere siyasilere suikast girişimi bekleniyordu. Uyuyan hücrelerin böylesi bir denemesinin Türkiye’deki olası etkisinin ne olacağı belliydi. Gerilim stratejisi kaosla sonuçlanacak, onun alternatifi de “sert güçlü devlet” olacaktı. Haziran-Kasım 2015 arası buna örnekti.
KILIÇDAROĞLU SUİKAST İSTİBARATINI ALINCA HAREKETE GEÇTİ
Kılıçdaroğlu işte bu istihbaratı alınca harekete geçmeye karar verdi. Kimsenin bilmemesi de bu tehlikenin büyüklüğünün bir parçasıydı. “Ya gideceğimi haber alan birileri orada silah patlatırsa” diye düşündü. Bu nedenle çok az insanı haberdar etti SADAT baskınından. Gitti orada, hem talimat bekleyenlere hem de Cumhurbaşkanı Erdoğan’a seslendi:
“Siyasi cinayetler, demiştim. Karanlık odaklar var, demiştim. Hangi maşalar kullanılacak bu karanlık işlerde? Kimler hangi hedefler için devreye girecek? Her türlü kaostan SADAT gibi paramiliter danışmanlar sorumlu tutulur. Bil. Öyle heveslere girişme.”
Aldığı istihbarat karşısındaki tavrı ise şu sözlerde gizliydi: ‘Biz Cumhuriyet Halk Partisiyiz, biz Kuvayı Milliyeciyiz, biz SADAT’çılardan korkacak kişiler değiliz.’ Kılıçdaroğlu’nun SADAT baskını çok karanlık bir planı önledi gibi görünüyor. Kime sorsan ‘Alakam yok’ diyor. Şimdilik…”