Abdullah Dalkılıç / Finlandiya
Finlandiya AB parlamento seçimleri, ülkenin buz hokeyinde kazandığı parlak dünya şampiyonluğu ve akabindeki sevinç gösterileri ve şampiyonluk kutlamaları gölgesinde gerçekleşti.
Şampiyona öncesinde buz hokeyi dünya sıralamasında Kanada, İsveç, Rusya ve ABD’nin ardından 5. sırada bulunan Finliler, kazanmış oldukları bu şampiyonluk ile muhtemelen sıralamayı değiştirecekler ve ABD’yi altlarına çekecekler.
İşin ilginç tarafı, Finlandiya dünya sıralamasında; kendinden önde bulunan son iki yılın şampiyonu İsveç’i, bu sporda bir marka ve turnuvanın favorisi olan Rusya’yı ve finalde de sıralamada birinci ve buz hokeyinin anayurdu olan Kanada’yı muhteşem oyuncu performansları ve taktik hamlelerle saf dışı bırakmayı ve başardı ve görkemli bir şampiyonluk elde etti.
Hem boy hem de cüsse olarak rakiplerini ezen, buzda önemli bir yer kaplayan Finliler bu şampiyonada gerçekten fark yarattı.
Adeta bir buz hokeyi fabrikası olan Finlandiya, öyle görünüyor ki önümüzdeki yıllarda bu sporda artan bir ivmeyle parlamaya devam edecek.
Evet, Finlandiya için buz hokeyinde çok şey değişti ancak aynı şeyi Avrupa Parlamentosu seçimleri için söylemek mümkün değil.
Sonuç 2014 yılında yapılan seçimlerle hemen hemen aynı çünkü.
Partilerin toplamda 14 sandalye için yarıştığı seçimler, Avrupa Birliğine olumlu yaklaşan partilerinin zaferi ile sonuçlandı.
Aşırı sağcı parti Perussuomalaiset (PS) Avrupa Parlamentosunda, oyunu arttırmasına rağmen 14 sandalyeden sadece 2 sandalye ile temsil hakkı kazanabildi.
En yüksek oy sayısını, güçlü bir AB’ye destek veren Ulusal Koalisyon Partisi (Kokoomus) alırken, Yeşiller ve Sosyal Demokratlar onu takip etti. Bu partilerin öne çıkan özellikleri ise AB yanlısı politikalar izlemeleri.
Bu arada yeşillerin bir önceki AB seçimleri için oylarını 6,7 oranında yükseltmesi seçimlerin sürprizi sayılabilir.
Son yerel seçimlerde Finlandiya’da en yüksek oy alan ve hala hükümet kuramayan Sosyal Demokratlar (SDP), AB parlamentosuna yeterince güç elde edemedi ve 2 sandalye kazanabildi. Bu onlar için bir kayıptı.
Ulusal Koalisyon Partisi (Kokoomus) 2014 seçimlerdeki gücünden 1.8 puan kaybettiği halde yine de 3 sandalye kazanmayı başardı. Bu rakam sandalye sayısına bakıldığında Kokoomus’u 1. yapıyor.
Son hükümetin en büyük partisi olan Merkez Parti, yerel seçimlerde kaybettiği gibi, AB parlamento seçimlerinde de kaybetti. 1 sandalye kaybederken, 1 sandalye ile temsil hakki kazanabildi.
Sonuç olarak, kazanılan sandalye sayıları baz alındığında, sonuçlar 2014 seçimleri ile aynı noktaya geliyor.
Bu arada, İsveç Partisi Avrupa Birliği’nde de 1 vekil ile temsil edecek.
Yeşiller 1 sandalye kazandı ve 1 sandalye kaybetti. Aksi takdirde, koltuklar değişmeden kaldı.
Avrupa Birliği dostu milletvekilleri Finlandiya’da şu anda güçlü bir AB pozisyonuna sahip.
Avrupa Birliği’ni zayıflatmak isteyen iki milletvekili var.
Finlandiya’daki sonuçlar, Avrupa’nın genel eğilimini yansıtmasa da, Avrupa Birliği’nin politikaları açısından bakıldığında, çiftçileri temsil eden partilerin daha fazla oy kazandığı görülüyor.
Peki, AB parlamenter seçimleri Finlandiya iç dengelerini nasıl etkiler? Bu soruya net bir cevap vermek zor görünse de bazı teoriler üzerinden yol almak mümkün. AB seçimleri zaman içinde, Finlilerin iç gerilimlerini tetikleyebilir, iç politikada dalgalanmalara sebep olabilir.
Finli aşırı sağcıların Avrupa’daki diğer sağcı, ırkçı ve göçmen karşıtı gruplarla iletişimini güçlendirmesi durumunda, bu netameli konular Finlandiya’da iç siyaseti gereğinden daha çok meşgul edebilir.
Finli sağcıların İtalyan İçişleri Bakanı Matteo Salvin liderliğindeki La Legan’a katılmaya niyetli olmalarını buna örnek olarak verebiliriz.
La Lega’nın Rusya ya daha sıcak bakan ve yukarıda bahsettiğimiz göçmen karşıtı ve ırkçı sağcı düşünceye sahip, popülizm yakalayan birçok partisi var. Ancak Finli aşırı sağcıların Rusya’ya karşı olduklarını da unutmamak gerekir.
Bu arada iç politikada, Sosyal Demokratların lideri Antti Rinne haftalardır sürdürdüğü koalisyon görüşmelerinde bir noktaya varamadı. Kimlerin koalisyon ortağı olacağı konusunda kimsenin bir fikri yok ya da varsa bile kimse bu konuda bir şey söyleyemiyor. Şahsen, Sosyal Demokratların olası koalisyonu; şayet Avrupa Birliği de çok güçlü bir iklim politikası için baskı yapar ise Merkez Parti, Yeşiller Partisi ve Sol Parti ile kuracağını öngörüyorum.