Türkiye'nin Suriye'nin kuzeyine dönük operasyon olasılığının azaldığına ilişkin dikkat çeken bir analize yer verildi.
Londra merkezli Financial Times'ın haberine göre, Batılı diplomatlar Türkiye'nin yakın zamanda Suriye'nin kuzeyine yeni bir operasyon düzenleyeceğine dair çok az işaret olduğunu belirtti; Rusya, İran ve ABD'nin söz konusu operasyona karşı çıkan açıklamalarda bulunmasının da bunda payı olduğuna işaret etti. Türkiye'nin Suriye'nin kuzeyindeki üç bölgeyi kontrol ettiği belirtilirken olası bir operasyonla bu bölgelerin de "tehlikeye girebileceği"ne dikkat çekildi.
'TÜRKİYE, 50 BİNDEN FAZLA SURİYELİ SAVAŞÇI EĞİTİYOR'
Haberde, Türkiye'nin Suriye sınırındaki varlığı "Osmanlı İmparatorluğu'nun çöküşünden bu yana bir Arap devletindeki en büyük Türk ayak izi" olarak tanımlanırken, "Türkiye Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın sınırda kontrol edilen bölgeleri genişletmek istemesiyle 'ayak izi'nin daha da büyüyebileceği" yorumu yapıldı.
Gazeteye konuşan Türkiye'den gümrük yetkilisi, her gün Öncüpınar sınır kapısından 300 Türkiyeli işçi, yaklaşık 200 kamyon aracının geçtiğini ifade ederek yaklaşık üç yerleşim bölgesinde de 2 milyon Suriyelinin bulunduğuna dikkat çekti. Kilis'e geri dönen görevlililerin arasında Spor Bakanlığı çalışanlarının da bulunduğu belirtildi.
Haberde, Türkiye'nin gözetimi altındaki üç bölgede Suriyeli çocukların okullarda ikinci dil olarak Türkçe öğrendiği, Türkiye'den elektrik tedariği yapıldığı ve hastanelerinin inşa edildiği, para birimi olarak Türk lirasının kullanıldığı, Türkiye'nin devlet posta servisi PTT'den bölgelerdeki işçilerin maaşlarının ödendiği gibi bir dizi izlenime de yer verildi, "Türkiye 50 binden fazla Suriyeli isyancı savaşçıyı eğitiyor, maaşlarını ödüyor" ifadeleri kullanıldı.
'OPERASYON OLASILIĞI GEÇEN AY DAHA YÜKSEKTİ'
Türkiye destekli Suriye Milli Ordusu yetkilisi Mahmud Alito ise Türkiye'nin bölgeye yeni bir operasyon olasılığının geçen ay daha yüksek olduğunu söyledi. "Türkiye bizim için tek şans oldu" diyen Suriyeli muhalif, Ankara'nın Şam'la yeniden ilişki kurması halinde de Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad'a karşı "mücadeleye devam edeceklerini" ifade etti.
Türkiye destekli grupların kontrol ettiği Azez bölgesinde yaşayan 26 yaşındaki Esma ise Türkiye'nin yerel yönetimler üzerindeki kontrolünün giderek arttığını ancak diğer bölgelere göre daha güvende olduklarını dile getirdi, "Türkiye'nin kendi çıkarları için burada olduğunu çoğu insan biliyor. Ancak Türkiye bizim için tek seçenek, geri çekilirlerse Rusya ve Esad gelir" dedi.
'GÖZLER TEL RIFAT VE MÜNBİÇ'TE'
SETA analisti Murat Yeşiltaş ise Türkiye'nin Suriye bölgelerindeki varlığının yaklaşık 2 milyar dolarlık maliyet yarattığını, kontrol edilen bölgelerde ise 4-5 bin asker bulundurduğunu belirtti. Türkiye'nin Suriye'nin kuzeyinde "Kürt devleti" kurulması endişesinin Suriye'nin toprak bütünlüğünü riske attığına dikkat çeken Yeşiltaş, Tel Rıfat ve Münbiç'i kontrol etmenin aynı zamanda Türkiye'nin ekonomik hedeflerini destekleyeceğine de dikkat çekti.
Haberde, Suriye Demokratik Güçleri'ne (SDG) bağlı grupların ABD desteği ve yaklaşık 800 ABD askeriyle birlikte ülkenin yaklaşık beşte birini kontrol ettiği de vurgulandı, "Suriyeliler için korkunç olan, Esad'ın siyasi uzlaşmayı desteklememesi ve yabancı güçlerin ülkede kalmaya devam etmesiyle mevcut bölünme devam edecek" analizi yapıldı.
'RUSYA VE ABD'NİN ÇEKİLME OLASILIĞI DÜŞÜK'
ABD'nin eski Ankara büyükelçisi ve eski Suriye Özel Temsilcisi Jeffrey James Jeffrey ise Rusya'nın Ukrayna savaşı sürerken Suriye'ye yönelik hedefleri ve planlamalarında radikal bir değişiklik olmadığını savundu.
Ülkede Esad yönetimine destek veren Rusya birliklerinin 2 ila 5 bin arasında olduğunun tahmin edildiğini belirten Jeffrey, "Rusya'nın Suriye'den geri çekilme olasılığını görmediğini" ifade etti, ABD'nin de Afganistan'den geri çekilme krizi sonrası bölgede varlık göstermeye devam etmeye istekli göründüğünü söyledi. Abdulgani Şobak isimli bir Suriyeli ise, "Artık Suriyelilerin değil ABD'nin söz hakkı var, Rusya, İran ve Türkiye var" dedi.