Türkiye’nin olağandışı bir kur krizinden geçtiği vurgulanan başyazıda, TL’nin son iki haftada yüzde 20 değer kaybettiği, ancak bu düşüşün öncekiler gibi temel ekonomik göstergelerden kaynaklanmadığı belirtildi.
Gazete, ekonomik gelişmeler sonrası fiyatların artmasının hayat pahalılığına yol açtığını, bunun da 'Erdoğan'ın popülaritesini azalttığını' yazdı.
Yazıdan öne çıkan kısımlar şöyle:
“Erdoğan, liradaki değer kaybından dış güçleri sorumlu tutuyor. Ama son sorunlar Erdoğan’ın mart ayında Naci Ağbal’ı Merkez Bankası başkanlığından almasının ardından başladı. Ağbal son iki yılda görevden alınan üçüncü Merkez Bankası başkanıydı. Erdoğan’a sadık Şahap Kavcıoğlu’nun başkan olarak atanmasıyla lira yüzde 15 değer kaybetti. Kasım ayında da faiz oranları üçüncü kez düşürüldü.
Gelişmekte olan piyasaların para birimlerinin bu yıl dolar karşısında genel olarak kötü performans sergilediği doğru. ABD Merkez Bankası’nın (Fed) yakında varlık alımlarını azaltacağı beklentisi (…) doların değer kazanmasına yol açtı. Gelişmekte olan ülkelerde daha yüksek faiz arayışındaki serbest dolaşan sermaye ülkesine geri dönüyor.
Erdoğan kendi ifadesiyle ‘faiz lobisi’ne uzun zamandır karşı çıkıyor ama aynı zamanda ‘kurnaz bir pragmatist’ olduğu için geçmişte kur çalkantıları karşısında Merkez Bankası’nın faizi artırmasına izin veriyordu.
Geçen hafta ‘ekonomik kurtuluş savaşı’ ifadesini kullananan Erdoğan bu kez düşük faize ideolojik bağlılığını sürdürmekte kararlı görünüyor.
Fiyat artışları nedeniyle hayat standartları düşerken Erdoğan’ın popülaritesi de azalıyor. Yıllık enflasyonun yüzde 20 oranında. Bu da gerçek faiz oranlarının negatif yüzde 5’lerde olduğu anlamına geliyor:
Cumhurbaşkanı eğer faiz oranlarını düşürme programını sürdürürse lira daha da değer kaybedecek ve fiyat artışlarının önünde durulamayacak. Bu durumda Türklerin birikimlerini korumasının tek yolu, Erdoğan’ın kontrolünde olmayan bir kura yönelmek olacak.
Eğer Erdoğan aniden yön değiştirmezse, büyük potansiyele sahip Türkiye’nin karşı karşıya kalacağı tek soru, cumhurbaşkanının daha ne kadar kalacağı ve gitmeden önce ne kadar zarar vereceği.”