Almanya Federal Dışişleri Bakanlığı İnsan Hakları Politikaları Sorumlusu Christoph Strässer, "Türkiye için insan hakları politikaları indirimi yapılmamalı. Sadece şimdi kendisiyle daha güçlü işbirliği yapıyoruz diye Türkiye'nin karşısına cömertliğimizle çıkmamalıyız." dedi.
AB'nin insan hakları ve basın özgürlüğüyle ilgili apaçık, sert kurallarına bağlı kalması gerektiğini söyleyen Strässer, "Ankara'yı bunlara riayet etmesi için tekrar tekrar uyarmalıyız. Türkiye'de farklı düşünceye sahip kişiler cezalandırılıyorlar." vurgusunu yaptı.
Alman hükümetinin İnsan Hakları Politikaları Sorumlusu Christoph Strässer, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve AK Parti hükümetine yaşanan insan hakları ihlallerinden dolayı sert eleştirilerde bulundu. "AB, Türkiye karşısında insan hakları ve basın özgürlüğüyle ilgili apaçık, sert kurallarına bağlı kalmalıdır." diyen Strässer, "Ankara'yı bunlara riayet etmesi için tekrar tekrar uyarmalıyız. Türkiye'de farklı düşünceye sahip kişiler cezalandırılıyorlar ve muhaliflere karşı suikastlar var. Böyle şeyler olduğu sürece Türkiye AB'ye ait değildir. Bunları görmemezlikten gelmek kötü bir mesaj olur." dedi. Strässer, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Türkiye'yi insan hakları alanlarında "aşırı derecede kötüleştirdiğini" kaydetti.
"Türkiye'de hükümete muhalif kişilere yapılan hukuksuzluklar olduğu sürece Türkiye'nin AB üyesi olamayacağının" altını çizen Almanya Federal Dışişleri Bakanlığı İnsan Hakları Politikaları Sorumlusu ve Sosyal Demokrat Parti (SPD) Federal Meclis milletvekili Christoph Strässer, Die Welt gazetesine verdiği röportajında, Alman yatırımcıların 2016 yılında insan hakları ihlalleri yapılan ülkelerdeki tutumlarının da değişeceği mesajında bulundu. Strässer, "Şu sıralar "Ekonomi ve İnsan Hakları" aksiyon planı üzerinde çalışıyoruz. İlgili plan bu yasama döneminin ve benim için de en önemli insan hakları projesi olacak. Bununla insan hakları noksanlıkları olan ülkelerde yatırım yapmak isteyen Alman şirketlerinin nelere dikkat etmeleri gerektiğini gösteren açık kurallar getiriyoruz. Alman ekonomisi bu konuya büyük biçimde hazır olduğunu gösteriyor." dedi.
"TÜRKİYE İÇİN İNSAN HAKLARI POLİTİKALARI İNDİRİMİ YAPILMAMALI"
İnsan Hakları Politikaları Sorumlusu Christoph Strässer, "AB, artık Türkiye'ye oradaki sığınmacılar için para ödüyor, yakında da üyelik müzakereleri için başka fasılları da açacak. Brüksel'in Ankara'ya insan hakları politikaları indirimi yapacağını hesaplıyor musunuz?" şeklindeki soruyu şöyle cevaplandırdı: "Böyle bir endişeyi yaşıyorum. Fakat Türkiye için insan hakları politikaları indirimi yapılmamalı. Sadece şimdi kendisiyle daha güçlü işbirliği yapıyoruz diye Türkiye'nin karşısına cömertliğimizle çıkmamalıyız. AB, insan hakları ve basın özgürlüğüyle ilgili apaçık, sert kurallarına bağlı kalmalıdır. Ankara'yı bunlara riayet etmesi için tekrar tekrar uyarmalıyız. Türkiye'de farklı düşünceye sahip kişiler cezalandırılıyorlar ve muhaliflere karşı suikastlar var. Böyle şeyler olduğu sürece Türkiye AB'ye ait değildir. Bunları görmemezlikten gelmek kötü bir mesaj olur."
"MAALESEF SAYIN ERDOĞAN İLE ÜLKEDEKİ DURUM AŞIRI DERECEDE KÖTÜLEŞTİ"
Türkiye'yle ilgili Kopenhag kriterlerinde kalınması gerektiğinin altını çizen Federal Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Christoph Strässer, "Fasıllar kapandıktan sonra insan hakları ve hukuk devleti ilkeleriyle ilgili bağlayıcılığı olan anlaşmalar olmadan Türkiye AB'nin üyesi olamaz. Maalesef Sayın Erdoğan ile ülkedeki durum aşırı derecede kötüleşti." eleştirisinde bulundu. "İnsan hakları, İnsan Hakları Evrensel Beyannamesinde kayıt altındadır. Bu, Alman şöyle dursun Avrupa buluşu da değildir. İnsan hakları yönünde hareket eden tüm toplumları sivil, yapıcı ve işaret parmağımızı kaldırmadan desteklemeliyiz." dedi.
Açıklamalarının devamında insan hakları ihlalleri yapan ülkelerle konuşmamanın ticaret yapmamamın yanlış olduğunu söyleyen Strässer, "İnsan haklarını gündeme getirmediğimiz sürece kendimizi küçültürüz. Böylece dışarıya aslında bu konuda ciddi olmadığımızı gösteririz. İnsan hakları tüm müzakerelerde gündem maddesi olmalıdır." dedi. İnsan Hakları Politikaları Sorumlusu Strässer, "Kim insan haklarının evrenselliğini sorgulamaya tabi tutarsa, daha geçen yüzyılda kendi kıtamızın yaşadığı tehlikeli yollar üzerinden çok zifiri karanlık zamanlara doğru gezintiye çıkar." şeklinde konuştu. "Maalesef insan haklarının anlamı aralıksız biçimde göreceli olarak değerlendiriliyor." diyerek ekledi: "Maalesef uzun zamandır böyle bir eğilim var."
"EKONOMİ VE İNSAN HAKLARI" AKSİYON PLANIMIZ DEVREYE GİRECEK"
Temel haklar, insan hakları ve basın özgürlüğü ihlalleri yapan ülkelerle ticaret konusunda ilginç değerlendirmelerde bulunan Strässer, "Başka çıkarlar ön planda dursa da başka imkânlar da var. Şu sıralar "Ekonomi ve İnsan Hakları" aksiyon planı üzerinde çalışıyoruz. İlgili plan bu yasama döneminin ve benim için de en önemli insan hakları projesi olacak. Bununla insan hakları noksanlıkları olan ülkelerde yatırım yapmak isteyen Alman şirketlerinin nelere dikkat etmeleri gerektiğini gösteren açık kurallar getiriyoruz. Alman ekonomisi bu konuya büyük biçimde hazır olduğunu gösteriyor." dedi.
"ŞİRKETLERİN TEMSİLCİLERİ VE EKONOMİ BİRLİKLERİ BİZİMLE AYNI GEMİDELER"
"Federal Hükümet 2016'ının ortasında Almanya'nın özellikle hangi kriterlere değerler verdiğinin kararını verecek." duyurusunda bulunan Strässer şöyle devam etti: "Şirketlerin temsilcileri ve ekonomi birlikleri de bizimle aynı gemideler. BDA (Alman İşverenler Dernekleri Federal Birliği), BDI (Alman Endüstrisi Federal Birliği) ve DIHK (Alman Sanayi ve Ticaret Odası) ile yoğun biçimde karşılıklı görüş alışverişlerindeyiz. Tabi ki oralarda bizim isteğimizin daha fazla bürokrasi olacağı yönünde endişeler var. Bu tereddütlerin dağıtılmasına çalışıyoruz ve Alman ekonomisinin yapıcı katkılarından dolayı da memnunum." Strässer ayrıca, "Birçok şirket tabi ki kâra dikkat ediyor, ancak muhakkak ki ortaklarının temel haklar ve insan haklarına riayet etmelerine de dikkat ediyorlar. Kendilerine bir yasal çerçeve sunuyoruz ve insan haklarını kavramada da yükümlüklerini titizlikle yerine getirmeleri için desteğimizi sunuyoruz." ifadelerini kullandı. CİHAN