On binlerce kişiye adli işlem yapıldı ve 50 bine yakın insana tutuklama kararı çıkartıldı.

Devam eden operasyonlarda görevli polisler ve adli görevliler “delilden sanığa” gitmek yerine sanıktan delile gitmeyi tercih ediyor. Bu yüzden liste halinde binlerce kişinin gözaltına alındığına şahit olunuyor. Uzun gözaltı sürelerinin yapılan hukuksuzluklara imkân tanıdığı bu ortamda mağdur insanların sayısı yüz binleri buluyor.

Ankara’da bu mağduriyeti neredeyse iliklerine kadar hissetmiş olan C. Öğretmenin başına gelenler bu kadar da olmaz dedirtti. Yıllarca özel eğitim kurumlarında çalışan ve daha sonra devlet kurumuma girerek burada öğretmenliğine devam eden talihsiz eğitimci hukuksuzlukların yaşandığı bu süreçte aynı suçlamayla 3 defa gözaltına alındı.

Olay KHK ile ihraç olan öğretmenin ikamet ettiği memleketinin evinde sabah saatlerinde gerçekleşti. Saat 05.30’da iki sivil araç ve bir de zırhlı aracın ikametlerinin önüne gelip demir kapılarının sert ve gürültülü bir şekilde çalınması ile başladı. Neredeyse bütün mahalleye burada bir suçlu kalıyor dermişçesine yapılan bu hareket tarzı bununla da kalmadı. Polis memurlarının yaptığı küçümseme, insanlık dışı muamele ve bir memura yakışmayacak tarzdaki hareketlerden dolayı rencide olan C. ve ailesi yaşananları büyük bir üzüntü ile izliyor.

Gözaltına alınan ve savcının karşısına çıkarılan işsiz öğretmen savcının senin hakkında takipsizlik kararı vereceğiz demesi ile sevindi. Ancak avukatı ile dışarı çıkınca kendini riske atmak istemediği anlaşılan savcı talihsiz adamı tutuklamaya sevk etti. Hâkim tarafından adli kontrol tedbiri uygulanmasına karar verilen adamın başına gelen olaylar bunlarla sınırlı kalmadı.

Bu olayın üstünden 1 ay geçtikten sonra yine saat 05.30-6.00 gibi olaylar tekrar  yaşanmaya başladı. Kapının kırılırcasına çalınması, hakaretler, küçümsemeler ve tartışmalar sonrasında evlerine yine polis geldi. Talihsiz adam elinde önceden gözaltına alındığı ile ilgili kâğıtları göstermesine rağmen polisler tekrar adamı gözaltına alarak savcının karşısına çıkardı. Gelen polis ekipleri son çalıştığı yerin savcısının talimatı ile eve geldiklerini belirtti.

Hatta ihraç olan öğretmenin yaşadığı olayların aynısı ikametinde de gerçekleşti. Evinin kamera görüntüsü altında aranması, komşuların rahatsız edilmesi gibi olayların hepsi benzer bir şekilde yapıldı. Bütün bunlar yetmezmiş gibi polislerin kiracı olarak oturduğu evin sahibinin kapısını çalması ve “EV SAHİBİNE SEN BUNLARA NEDEN EV KİRALADIN” diye sıkıştırılmaları ise gelinen nefreti gözler önüne seriyor.

Daha sonra UYAP sistemi üzerinden mahkeme kaydına ve adli kontrol işlemine bakılmaksızın aynı suçtan ikinci defa gözaltına alınan C. Öğretmen savcının talimatı ile serbest kaldı. Serbest kaldıktan sonra polis memurları ile hastaneye giden öğretmene polislerden bir tanesi öğretmenin burnuna elindeki kâğıdı sokarcasına bir evrak gösterdi. Gösterdiği evrak ihraç olan öğretmen gibi aynı şekilde ihraç olan bir komiser ile tartışması nedeniyle aldığı cezanın belgesi idi. Polis memurunun sözleri karşısında adeta kanı donan çaresiz öğretmen yaşanan bunca hukuksuzluğun aynı zamanda bir intikam operasyonu olduğunu anladı.

İki defa gözaltına alınan C. öğretmen bu seferde memleketinde babaannesinin ikinci ölüm yıldönümünde evlerinde mevlit okunurken tekrar gözaltına alınmasıyla adeta çılgına döndü. Cami hocasının evlerinde mevlit okurken polislerin hocayı durdurması ve evlerindeki herkesi dışarı çıkarıp evlerini araması ise vicdanları sızlattı. Hocanın 10 dk dua edip bitirelim sözlerine kulak asmayan polisler, komşuların tepkilerine ise duymazlıktan geldi. Kur’an’a ve orada bulunan cemaate saygıları olmayan memurlara C. öğretmen daha önceden ne kadar gözaltına alınıp serbest kaldığını anlattı ise de tekrar gözaltına alınmaktan kurtulamadı.

Yine aynı şekilde savcılık sorgusunda UYAP’a bakmadıklarını itiraf eden görevliler mağdur öğretmeni tekrar serbest bıraktı.

Yaşanan tüm bu olaylar sonrasında psikolojik olarak yıpranan, arkadaşları, komşuları ve diğer akrabalarının yanında küçük düşen C. Öğretmen şu an ne yapacağını ve hangi mercie sorumluları şikâyet edeceğini düşünüyor. Polisin delilden sanığa değil de sanıktan delile gittiğini gösteren bu örnekle birlikte yüzbinlerce insanın ihraç ve tutuklama listelerinin nasıl hazırlandığı anlaşılıyor.