Faili meçhul davasında silahların akıbeti İsrail'e sorulacak


1990'lı yıllarda işlenen 19 faili meçhul cinayet ile ilgili davanın 14. duruşması sona erdi. Ankara 1. Ağır Ceza Mahkemesi, İçişleri eski bakanı Nahit Menteşe, Ankara Emniyet eski müdürü Orhan Taşanlar ve emekli tümgeneral Veli Küçük'ün tanık olarak dinlenilmesine karar verdi. Ankara 1. Ağır Ceza Mahkemesi ayrıca cinayetlerin işlendiği iddia edilen silahlar için İsrail'den bilgi istenmesine hükmetti.

Ankara 1. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki davanın 14. duruşmasına sanık Ayhan Çarkın, sanık avukatları ve müşteki avukatları ile çok sayıda izleyici katıldı. Yoklamanın ardından tanıkların beyanlarının alınmasına geçildi. İlk tanık olarak gazeteci Tuncay Özkan dinlendi.

Cinayetlerin bir siyasi düşünceyi baskılamak için yapıldığını ileri süren Tuncay Özkan, devlet içinde bir yapının bu cinayetleri işlediğini söyledi. Olaylarla ilgili direkt görgü ve bilgisinin olmadığını kaybeden Ömer Lütfü Topal cinayetinde bu davada yargılanan sanıkların adının geçtiğini savundu.

AYHAN ÇARKIN DIŞARI ÇIKARILDI

Tuncay Özkan'ın beyanları sırasında sanık Ayhan Çarkın, Özkan'ın sözlerine karşı çıktı. Özkan'ın ifadesine sürekli müdahale eden Ayhan Çarkın, mahkeme başkanı tarafından dışarı çıkarıldı. Çarkın dışarı çıkarıldığı sırada, "Adaletin olmadığı yerde özgürlük olur mu?" şeklinde bağırdı.

Tanık olarak dinlenen Halil Tuğ ise o dönemde Emniyet Genel Müdür Yardımcısı olduğunu söyledi. Tuğ, dönemin İçişleri Bakanı Mehmet Ağar'ın talimatı ile Ömer Lütfü Topal cinayeti nedeniyle İstanbul'da gözaltına alınan kişileri Ankara'ya getirdiklerini anlattı. Bu olaylar sonrası 5 ay görevden uzaklaştırıldığı bilgisini veren Tuğ, başka bir bilgisinin olmadığını dile getirdi.

Yine tanık olarak dinlenen Bilgi Ünal, Ömer Lütfü Topal cinayetinin işlendiği dönemde İstanbul Emniyet Müdürü Yardımcılığı görevinde olduğunu söyledi. İhbar üzerine cinayetle ilgili bazı kişileri gözaltına aldıklarını aktaran Ünal, İçişleri Bakanı'nın talimatı ile şüphelilerin Ankara'ya gönderildiğini anlattı.

Son tanık olarak dinlenen Hanefi Avcı ise dönemin İstanbul Emniyet Müdürlüğü İstihbarat Şube Müdürü olarak görev yaptığını kaydetti. Cinayetlerle ilgili direkt bilgi ve görgüye dayalı olarak bilgi veremeyeceğini söyleyen Avcı, "O dönemde terörle mücadelede bu yapılanlar kabul görüyordu. Olaylarla ilgili soruşturmalarda ciddi davranılmıyordu." iddiasında bulundu.

"SANIKLARI BURADA GÖRMEK İSTİYORUM"

Tanık beyanlarının ardından duruşmayı izleyen maktullerden Medet Serhat'ın eşi Yurdanur Serhat söz aldı. Serhat, "sanıkları burada görmek istiyorum. Gelip gitmekten yoruldum. Ya bu işi tamamlayın ya da bu işi burada bitirin." ifadelerini kullandı.

Beyanların ardından Ankara 1. Ağır Ceza Mahkemesi ara kararlarını açıkladı. Sanıkların tutuklanması talebini reddeden mahkeme, Mahmut Yıldırım'ın Ahmet Demir ve Mehmet Kırmızı kimlik bilgilerini kullanarak Ziraat Bankası'ndan para çektiği iddiası ile ilgili olarak bankaya yazı yazılmasına karar verdi.

"SİLAHLAR İSRAİL'E SORULACAK"

Ankara 1. Ağır Ceza Mahkemesi ayrıca Türkiye'ye girdikten sonra gümrükte kaybolduğu iddia edilen ve dava konusu cinayetlerin işlendiği öne sürülen silahlarla ilgili olarak Emniyet Genel Müdürlüğü'ne yazı yazılmasına karar verdi. Silahların seri numarasını emniyetten isteyen Ankara 1. Ağır Ceza Mahkemesi, İçişleri Bakanlığı'na da yazı yazılarak silahların balistik kayıtlarının ve balistik raporlarının ithal edildiği ülke olan İsrail'den temini istedi. Ankara 1. Ağır Ceza Mahkemesi ayrıca, İçişleri eski bakanı Nahit Menteşe, Ankara Emniyet eski müdürü Orhan Taşanlar ve emekli tümgeneral Veli Küçük'ün tanık olarak dinlenilmesine karar verdi.

CİHAN
<< Önceki Haber Faili meçhul davasında silahların akıbeti İsrail'e sorulacak Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER