1970 yılında TSK’da bir üsteğmen iken İkinci Kurtuluş Savaşı Örgütü kurucularından ve anayasal düzeni silah zoruyla yıkma suçlamasıyla gözaltına alınan ve 22 gün sorguda işkenceye maruz kalan Faik Güleçyüz, KHK TV’ye konuşmuştu.
1971 muhtırasından sonra THKP-C’ye başlatılan operasyonda gözaltına alındıktan sonra götürüldüğü Erenköy’deki Ziverbey Köşkü’nde kendisini sorgulayan Mehmet Eymür’ün işkence yaptığını anlatan Faik Güleçyüz, ‘‘Benim sorgucum Mehmet Eymür’dür. Türkiye’de sorguda ilk defa elektrikli işkenceyi bizim üzerimizde uyguladılar. Ve ben ilk kobaylardan biriydim o gece. Bana cehennemi yaşattılar.’’ dedi.
1968 yılında Hava Harbiye Okulu’ndan mezun olan, Gaziemir Uçuş Okulu’ndan Pilot sertifikası alan Faik Güleçyüz, genç bir teğmen olarak Türkiye Halk Kurtuluş Cephesi Örgütü’nün üyesi olur. 1971 yılında Kütahya Hava Eğitim Komutanlığı’nda görevliyken beş arkadaşıyla birlikte yasadışı İkinci Kurtuluş Savaşı Örgütü’nü kurarlar.
‘SENİ ÖLDÜRÜP DENİZE ATARIZ, BUNDAN KİMSENİN HABERİ OLMAZ’
12 Mart 1971 muhtırasından sonra Türkiye’de siyasi atmosferin değiştiğini ve devrimci sol örgütlere yönelik gözaltılar başladığını ifade eden Güleçyüz, yaşadıklarını şöyle anlattı: “11 Şubat 1972 günü THKP-C’ye yönelik operasyon başlatıldı. Ben de o zaman örgütün görevlendirmesiyle İstanbul’a gittim. Süleymaniye’de bir arkadaşımın evine gittiğim sırada polisler tarafından gözaltına alındım ve Kadıköy’de bir yere götürttürüldüm. Ellerim arkadan urganla bağlı, gözlerim bantlanmış olarak başka bir yere götürdüler. Orada gözlerimi açıp kanlı bir pijama giydirip eller ve ayaklarımı paslı bir zincirle bağladılar. Aşağıya sorgu odasına indirip gözlerimi bağladı ve sorguya başladılar. Bana ‘sen gerillasın biz de kontrgerillayız. İstersek biz seni öldürürüz, götürüp denize atarız bundan kimsenin haberi olmaz. Ne biliyorsan söyleyeceksin.”
”22 GÜN BOYUNCA BANA CEHENNEMİ YAŞATTILAR”
Kendi sorgucusunun Mehmet Eymür olduğunu belirten Güleçyüz, “Zihni Paşa Köşkü olarak bilinen o yerde 22 gün boyunca sorgulandım. Benim sorgucum Mehmet Eymür’dür. Mehmet Eymür o dönem çömez, işkenceci safhasında. Sonra MİT Müsteşar Yardımcılığı’na yükseldi. Türkiye’de sorguda ilk defa elektrikli işkenceyi bizim üzerimizde uyguladılar. Ve ben ilk kobaylardan biriydim o gece. Bana cehennemi yaşattılar. Hala yaşıyorum ve ölünceye kadar da yaşayacağım. Devrimci onurum neler yapıldığını söylemeye müsaade etmiyor.” diye konuştu. Sorgudan sonra tutuklanarak Selimiye Cezaevine götürüldüğünü kaydeden Faik Güleçyüz, 1974 yılındaki genel afla çıktığını anlattı.
”SELİMİYE HAPİSHANESİ BENİM ÜNİVERSİTEMDİR”
2,5 yıl kaldığı Selimiye Cezaevi’nin kendisi için bir hapishaneden ziyade üniversite olduğunu kaydeden Güleçyüz, ‘‘Selimiye benim için hapishane değildir, benim için üniversitedir. Selimiye hapishanesinde şunu hayretle fark ettim, ben düşünmek diye bir şeyin hiç farkında değilmişim. Çok şükür Selimiye sayesinde bir beynim olduğunu, düşünmeye yarandığını öğrendim.’’ dedi.
”YILMAZ GÜNEY KOĞUŞ ARKADAŞIMDI”
Selimiye Cezaevi’nde Yeşilçam’ın ‘Çirkin Kralı’ Yılmaz Güney ile aynı koğuşta olduklarını anlatan Faik Güleçyüz, ‘‘Allah rahmet etsin Yılmaz Güney ile aynı koğuştaydık, oldukça da iyi arkadaştık. Bir gün yine Selimiye’de sohbet ederken bana ‘senin babanın adı ne’ diye sorunca ‘Azem’ dedim. ‘Şapka var mı A’nın üstünde’ deyince ‘Var’ dedim. Sonra Yılmaz Güney hapisten çıkınca Arkadaş filmini çevirdi. O filmde başrol oynayan kendisinin ismi Âzem’dir.’’ İfadelerini kullandı.
”BENİ ASIN; AMA İŞKENCE ETMEYİN”
Devletin en temel görevinin güvenliği ve adaleti sağlamak olduğuna işaret eden Güleçyüz, “Yasalara göre devrimci silahlı örgüt kurarak suç işledik. Anayasal düzeni yıkmak için örgüt kurduk, bu bir suç. Bu suçun cezası idam da olsa müebbet hapis de olsa cezamı çekmeye razıyım, ölüme de razıyım ama bana ve kimseye işkence etmesinler. Devlet işkence edemez. En azılı katile ve en azılı teröriste de devlet işkence yapamaz onu hukuk çerçevesinde sorgulamakla mükelleftir. Devlet, zanlıya fiske bile vuramaz. Türk halkı derin devletin farkında. Bu derin devlet ile yüzleşmedikçe Türkiye nefes alamaz. Türkiye’nin en büyük düğümü derin devlettir. 1915 yılından beri yapılan her şeyle yüzleşmedikçe, bunu hukukun önüne getirmedikçe Türkiye’nin aydınlığa çıkması mümkün değil” dedi.
KONTRAGERİLLAYA KARŞI İNİSİYATİF HAREKETİ BAŞLATTI
Bir daha benim yaşadıklarımı kimse yaşamasın, kimse işkence görmesin diye mücadele ettiğini aktaran Faik Güleçyüz, 2014 yılında Kontrgerillaya Karşı İnisiyatif Hareketi başlattığını söyledi. Bu yaşına rağmen kâbus gördüğünü belirten Güleçyüz, 6 yıl önce başlattığı Kontrgerillaya Karşı İnisiyatif Hareketi’nin kendisini rehabilite ettiğini ifade etti.