GPD Başkanı ve BİM İcra Kurulu Üyesi Galip Aykaç, Gıda Perakendecileri Derneği Ortak Gelişim Kongresi’nde fiyat artışı tartışmalarına ilişkin görüşlerini aktardı. Aykaç gıda fiyatlarındaki yüksek artışın sorumlusu olarak market zincirlerinin gösterilmesini kabul etmediklerini söyledi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan geçtiğimiz haftalarda beş zincir marketi yüksek fiyatlar nedeniyle eleştirmişti.
Erdoğan, “fahiş fiyat artışları” konusunda zincir marketlerin sınırsız uygulamaları olduğunu belirterek, “Bu uygulamalarla mücadelede Ticaret Bakanlığı gerekli olan her türlü tedbiri alıyor, bunlara gerekli operasyonları yapacaktır” demişti.
“TÜM DÜNYADA FİYATLAR ARTIYOR”
Sözcü'nün haberine göre “Tedarik zincirlerinden gelen fiyat dalgalanmalarını tüketiciye yansıtmamak için kendimizi zorluyoruz” diyen Aykaç şunları söyledi:
“Sadece ülkemizde değil tüm dünyada enflasyonist bir döneme girildiği ortadadır. Dünyada gıda fiyatlarında bir artış varken ülkemizin bu durumun dışında kalması mümkün değildir. Organize perakende enflasyonla mücadelede kilit rol oynamaktadır. Organize perakendenin büyüdüğü ülkelerde enflasyonun düştüğü gözlemlenmektedir. Ülkemizde organize perakendenin tüm perakende içindeki oranı yüzde 50’lerdedir. Gelişmiş ülkelerde ise bu oran yüzde 90-95’lerde.
Organize perakende sektörü ülke ekonomisi içinde oluşturduğu ölçek ekonomisi nedeniyle artan fiyatlara kalkan görevi görmektedir. Sektörümüzün bu pozisyonu, yüksek üretici enflasyonu karşısında tüketici enflasyonunun düşük seviyelerde kalmasını sağlamaktadır.”
FAHİŞ FİYAT DENETİMLERİ
Sektörün fahiş fiyat ile damgalanmasının da doğru olmadığını vurgulayan Aykaç, “Bu tür denetimlere hiçbir zaman karşı durmadık. Ancak gündemdeki fiyat artışlarının asıl sebepleri irdelenmedikçe ve önlemler alınmadıkça bu kontrollerin sadece son satış noktalarına yoğunlaşması ve algının bu artışların sebebi olarak marketleri gösterir şekilde oluşturulması olumlu bir sonuç doğurmayacaktır” diye konuştu.
Oluşturulan bir diğer yanlış algının da, fiyatların sektör oyuncularınca ortak belirlenmesi olduğunu vurgulayan Aykaç, “Birbirine yakın satış fiyatlarının sebebi anlaşma gibi asılsız bir iddianın aksine sektördeki çok yoğun rekabet, yükselen tedarik maliyetleri ve maliyetlere yakın etiket fiyatlarıdır. Rekabet gereği bazı dönemler zararına bile satış yapıldığı görülmekte. Dolayısıyla benzeşen fiyatlar yoğun bir rekabetin sonucudur” dedi.
ASILSIZ İDDİALARDAN HALKA AÇIK ŞİRKETLER ZARAR GÖRÜYOR
Bu tür iddiaların sektördeki halka açık şirketleri de olumsuz etkilediğini ifade eden Aykaç şöyle devam etti:
“Gerçeklikten ve uygulanabilirlikten uzak bu iddialarla oluşturulan yanlış algı bizleri üzmektedir. Kaldı ki, çoğu halka açık olan işletmelerimiz ülkemiz ve halkımızın çok önemli değerleridir. Ve bu algı sayesinde topyekün zarar görmekte olduğu ortadadır.”
Aykaç, asıl dikkat edilmesi gereken noktanın dengesizleşen gelir dağılımının ortaya çıkardığı sorunlar, alım gücünün düşmesi ve orta gelir kesiminin giderek daralması olduğunu söyledi.
“Tarım konusunda ülkemizin yapısal sorunlarını göz ardı ederek sadece son nokta olan bizler üzerinden kamuoyunu yönlendirmek kolaycılıktan başka bir şey değildir” diyen Aykaç şöyle konuştu:
“Ülkemizde köy nüfusu yüzde 7.5 seviyesine inmişken, hızla artan şehirleşme ile tarımı nasıl yapacağımız soruları ortada dururken, planlı tarıma geçememişken, arz talep dengesini üretimle bütüncül bir yapıya kavuşturamamışken, üretici destekleri tartışmalı haldeyken, yani bu konuları odağımıza almamız gerekirken, bizler üzerinden yapılan kamuoyu algısı ortaya çıkarma çabasını sektör olarak kabul etmiyoruz.”