Boğaziçi Küresel İlişkiler Merkezi Başkanı Süheyb Öğüt’ün anlaşmalı bir şekilde Temmuz ayında tek celsede boşanma haberlerini doğrulayan Hilal Kaplan, Odatv’nin boşanmanın sebebi olarak, “Süheyb Öğüt’ün eşini aldattı” algısı oluşturan haberine tepki göstermiş, Pelikan-MİT kavgasını açığa çıkarmıştı. Hilal Kaplan, “Soner Yalçın ve Toygun Atilla katıksız ahlaksızlardır. Siz insan değilsiniz. Köpeği olduğunuz ‘Nuh’a da bunu böyle iletin.” ifadelerini kullanmıştı.
Oda TV’yi MİT’in köpeği olmakla suçlayan Hilal Kaplan’ın sözlerinin son yılların örgüt içi en büyük itirafı olduğuna dikkat çeken gazeteci Cevheri Güven, Odatv’nin tamamen MİT’in kontrolünde olduğunu söyledi.
Hilal Kaplan’ Nuh’a böyle iletin’ dediği kişinin MİT Basın Dairesi Başkanı Nuh Yılmaz olduğunun altını çizen Cevheri Güven, Hakan Fidan’nın MİT’in başına geldikten sonra İnsan Hak ve Hürriyetleri İnsani Yardım Vakfı’nda (İHH) görevli Nuh Yılmaz’ı MİT’e getirdiğini söyledi. Cevheri Güven, Nuh Yılmaz’ın da İHH kökenli bazı kişileri MİT’te göreve başlatarak kendine bir ağ kurarak medyaya nüfuz ettiğini belirtti.
HİLAL KAPLAN ODATV’NİN GERÇEK PATRONU OLAN MİT’E DOKUNUNCA HABER ANINDA SİLİNDİ
Cevheri Güven, ‘‘Hilal Kaplan gibi Tayyip Erdoğan’ın nezdinde çok önemli bir isim ilk defa Odatv ile Nuh Yılmaz arasındaki ilişkiyi kamuoyuna açık bir biçimde tescilledi hatta Odatv’nin iki önemli ismi olan genel yayın yönetmeni Toygun Atilla ve sahibi Soner Yalçın’a ‘Nuh’un köpeği’ ifadesini kullanarak ileri gitti ve MİT’in Odatv’yi yönettiğini tescillemiş oldu. Hilal Kaplan kurşunu nereye atacağını biliyor, Hilal Kaplan’ın bu ifadesi sonrası Odatv haberi anında sildi. Hilal Kaplan gerçek patrona dokununca haber anında uçtu.’’ dedi.
Geçmişte Odatv’ye esas finanse eden kişinin işadamı İnan Kıraç olduğunu hatırlatan Cevheri Güven, MİT’in Odatv’ye yaptığı operasyonun arka planın şöyle anlattı:
HAKAN FİDAN MAZİSİ HAKKINDA HABERLER YAPAN ODATV’YE KAFAYI TAKTI
‘‘İnan Kıraç aynı zamanda Hürriyet ce Cumhuriyet gazetesinin arkasındaki beyin de olmuştur. Bu gazetelerin üzerinde gerekli yönlendirmeyi yapmıştır. İnan Kıraç’ın altındaki Ertuğrul Özkök de medya dünyasında bazı yönlendirmeleri yapmıştır.
Devir değiştikçe AKP iktidarı kökleştikçe Hakan Fidan’ın ismi MİT Müsteşarlığı için Ankara kulislerinde konuşulmaya başlanınca en sert tepkiyi Odatv verdi. Çünkü İnan Kıraç gibi Türkiye’nin gerçek medya baronu MİT’te hep kendisine yakın mesela Şenkal Atasagun gibi hep kendine yakın adamları MİT Müsteşarlığı’na geçirebilmeyi bir türlü başarmıştır ya da kendisinin işbirliği yapacağı adamlar olmuştur MİT’in başında. Hakan Fidan’ın MİT Müsteşarlığı’na getirileceği yöndeki haberlerin ardından Odatv Hakan Fidan hakkında aleyhine yayınlar yapmaya başladı. Hakan Fidan’ın hiç kamuoyunda bilinmeyen mazisine dalmaya başladılar. Astsubaylığı dönemi, Avustralya Büyükelçiliği’nde çalıştığı günlerdeki olaylar, İran’la olan bağlantıları Odatv’de çarşaf çarşaf yayınlanmaya başlandı.
‘İSTANBUL DÜKALIĞININ EN ÖNEMLİ KALELERİNDEN BİRİNİ YIKTIK’
Hakan Fidan MİT Müsteşarlığı görevine geldikten sonra kafayı ilk taktığı yerlerden biri Odatv idi. MİT’in elinde Odatv ile ilgili ne varsa bu dosyaların hepsi İstanbul Emniyeti’ne yağdırıldı. Hakan Fidan MİT Müsteşarı olarak Odatv’ye operasyon yapılması konusunda emniyeti ve adliyeyi zorlamaya başladı. Sonunda MİT’ten gelen deliller neticesinde Soner Yalçınlara bir operasyon yapıldı. Soner Yalçın tutuklandı ve bildiğiniz Odatv operasyonu gerçekleşti. Hakan Fidan, Odatv operasyonun gerçekleştiği, Soner Yalçın’ın tutuklandığı gün aynen şöyle diyor; İstanbul dükalığının en önemli kalelerinden birini bugün yıktık. Burada İstanbul dükalığı dediği şey İnan Kıraç.
Sonra devir değişti Ergenekon operasyonları kapsamında tutuklananlar serbest bırakıldılar onlardan biri de Soner Yalçın’dı. Soner Yalçın tekrar göreve geldikten sonra Hakan Fidan onun üstüne baskı kurmaya devam etti, Odatv ve Soner Yalçın’ı angaje etmekle ilgili MİT’in çalışması devam etti. MİT’in Soner Yalçın üzerinde çok etkili olduğunu görüyoruz. Bunu nereden görüyoruz Soner Yalçın aynı zamanda Sözcü gazetesinin de yazarı. Soner Yalçın aynı zamanda Sözcü gazetesinde öyle yazılar yazıyor ki AKP iktidarına en kritik dönemlerinde destekleyen yazıları yazarak Sözcü gazetesinin kitlesini yönlendirecek milli damarlardan ‘bu iş iktidar meselesi değil bu iş vatan meselesi’ diye yazılar yazıyor.
TERKOĞLU VE PEHLİVAN GÖNDERİLDİKTEN SONRA ODATV TAMAMEN MİT’İN KONTROLÜNE GEÇTİ
Odatv operasyonun tamamlanma hamlelerinden biri de Barış Terkoğlu ve Barış Pehlivan’ın Odatv’den gönderilmesiyle ilgili sürecin yönetimiydi. Nihayetinde Barış Terkoğlu ve Barış Pehlivan’ın Odatv’den gönderildiler ve Cumhuriyet gazetesine demir attılar. Terkoğlu ve Pehlivan gönderildikten sonra Odatv tamamen MİT’in kontrolüne geçtikten sonra Toygun Atilla’nın Odatv’nin genel yayın yönetmenliğine getirilmesi aşamasına gelindi. Toygun Atilla kim, geçmişten beri Mehmet Ağar onun gibi çeteci polislerle çalışan, sürekli onların borusunu Hürriyet gazetesinde öttüren bir adamdı. Ne zamana kadar Ertuğrul Özkök Hürriyet gazetesi yönetiminden devrilene kadar. Toygun Atilla Ertuğrul Özkök’ün genel yayın yönetmeni olduğu dönemde yıldızdı. Enis Berberoğlu Hürriyet gazetesinin genel yayın yönetmeni oldu, işte o Ertuğrul Özkök’ün İstanbul dükalığı İnan Kıraç’larla bağı kopmuş oldu. Berberoğlu döneminde Toygun Atilla artık o operasyonlarını yapamaz, Mehmet Ağar gibi çeteci polisleri Hürriyet gazetesinde parlatamaz hale geldi. Mehmet Ağar, Devlet Bahçeli, Erdoğan ve Doğu Perinçek tekrar bir ittifak müttefikliği kurana kadar Toygun Atilla kendisini nadasa bıraktı. Bu ittifak kurulunca Toygun Atilla saklandığı küllerin içinden çıktı Hürriyet gazetesinde ve o bildiğimiz çeteci, işkenceci polislerden aldığı bilgilerle Hürriyet gazetesini donatmaya başladı.
ODATV MİT İÇİN KILÇIKSIZ BALIK HALİNE GELDİ
Daha sonra Toygun Atilla’yı aldılar Odatv’nin başına çaktılar. Bu aşamadan sonra Odatv MİT için kılçıksız balık haline geldi. Ne kadar ileri gittiler işte Hilal Kaplan’ın dediği noktaya kadar gittiler. ‘Siz Nuh’un köpeğisiniz’ diyen Hilal Kaplan’a Odatv cevap bile veremedi çünkü Hilal Kaplan’ın konuyu uzata potansiyeli var. Çünkü Hilal Kaplan da içeriden bilgi var. Hilal Kaplan’ın Odatv’ye MİT’in köpeğisiniz demesi örgüt içi itiraf. Toygun Atilla ve Soner Yalçın cevap verseydi Hilal Kaplan heybesindeki bilgileri oluk oluk dökecekti. Hakan Fidan bir medya organının MİT’e angaje edilmesiyle ilgili bir süreç yürüttü ve bunu da başardı.
MÜYESER YILDIZ GÖNDERİLİNCE, ODATV’DE HULUSİ AKAR’IN ALEYHİNE HABER ÇIKMAZ OLDU
MİT Toygun Atilla’yı Odatv’ye atadıktan sonra Hulusi Akar ile ilgili haber çıkmaz oldu. Normalde Toygun Atilla’dan önce Müyesser Yıldız gibi birkaç gazeteci de 15 Temmuz darbe yargılamalarında işi bir şekilde getirip Hulusi Akar’a bağlıyorlardı. Hulusi Akar’ın 15 Temmuz gecesi şüpheli işleriyle ilgili bazı konuları deşiyorlardı. Hatta bu sebepten dolayı Müyesser Yıldız tutuklandı. Toygun Atilla geldikten sonra Hulusi Akar’ı savunan haberler çıkmaya başladı Odatv’de. Neden çünkü Odatv artık tamamen Nuh Yılmaz’ın kontrolüne geçmişti.
15 TEMMUZ’DA ÇOK KRTİK GÖREV ÜSTLENDİ
15 Temmuz’da çok kritik bir görev üstlenen Nuh Yılmaz kendisi gibi 15 Temmuz’da kritik roldeki isimlerden biri olduğu için ‘yanarsak birlikte yanarız’ mantığıyla Hulusi Akar’ın aleyhine haber çıkartmadı. Odatv MİT’ten tarafından tamamen angaje edilmiş sahibi Soner Yalçın da Sözcü gazetesinde AKP iktidarının reklamını yapar hale getirilmişti.’’
HANDE FIRAT NUH YILMAZ İSMİNİ GÖRÜNCE PANİKLE TELEFONU KAPADI
15 Temmuz gecesi CNN Türk ekranlarında AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan ile facetime görüntülü konuşma görevi üstlenen CNN Türk Ankara Temsilcisi Temsilcisi Hande Fırat’ın 14 Temmuz günü Ankara’da gözlerden uzak bir mekânda MİT Basın Dairesi Başkanı Nuh Yılmaz ile görüştüğünü açıklayan Cevheri Güven olayın perde arkasını şöyle anlattı:
‘‘15 Temmuz’da MİT Basın Dairesi Başkanı Nuh Yılmaz’ın çok kritik görevleri vardı. Mesela 15 Temmuz’dan bir gün önce Ankara’da çok dışında gözlerden uzak bir yerde Hande Fırat ile görüşüyor. CNN Türk’ün Ankara Temsilcisi olan Hande Fırat normalde biriyle ya Nusret’te buluşur ya da Ankara’nın klas mekanlarında buluşur. Ama Hande Fırat gidiyor Ankara’nın gözlerden uzak bir yerinde Nuh Yılmaz’la görüşüyor. Nuh Yılmaz makamına da çağırmıyor. Nuh Yılmaz ile görüşmesinden bir gün sonra 15 Temmuz hadisesi gerçekleşiyor. Ve Hande Fırat Tayyip Erdoğan’la o meşhur facetime görüntülü konuşması var ya işte facetime görüşmesini yaparken Allah’ın işine bak her şey ortaya çıkacak ya Nuh Yılmaz tam o sırada Hande Fırat’ı aradı. Ekranda Nuh Yılmaz’ın ismi Hande Fırat’ın telefonunda görüldü. Hande Fırat hemen panikle telefonu kapattı ve Tayyip Erdoğan ile konuşmaya devam etti. 15 Temmuz gecesi de Hande Fırat ile irtibat halindeler. Hande Fırat 15 Temmuz ile bir kitap yazdı o olayı spontane gelişmiş gibi anlattı.’’
AYDIN DOĞAN AĞZINDAN KAÇIRDI
13 Kasım 2016’da gerçekleşen 43. Pantene Altın Kelebek Ödülleri töreninde, 15 Temmuz gecesi Erdoğan’la yaptığı facetime görüşmesi nedeniyle Hande Fırat’a Yılın Medya Ödülü’nü verildiğini hatırlatan Cevheri Güven, Fırat’a ödülünü veren Doğan Holding Kurucu ve Onursal Başkanı Aydın Doğan’ın 15 Temmuz gecesiyle çok önemli bir bilgiyi ağzından kaçırdığını söyledi.
15 Temmuz gecesi yaşanan hadiseleri heyecanla takip ettiği sırada Hande Fırat’ın kendisine ulaşarak Erdoğan’ı yayına alabileceğini söylediğinde aralarında geçen konuşmayı ödül töreninde Aydın Doğan şöyle aktarmıştı:
‘‘Hande Fırat’a ‘‘bunu yapabilir misin, becerebilir misin?’ dediğimde ‘yaparım’ dedi. Ben de Hande’ye ‘sen bunu yaparsan çıtçıtınla istediğin yerde düğünü yaparım, eşyalarını da alırım’ diye söz verdim. O zaman Hande Fırat bana ‘sen beni izle’ dedi ve 10 dakika sonra Erdoğan’la izledim çok büyük bir gazetecilik başarısı elde etti.’’
15 Temmuz gecesi Erdoğan’la yapılacak görüşmenin bir gün öncesinden Nuh Yılmaz tarafından ayarlandığını kaydeden Cevheri Güven, Hande Fırat’ın 15 Temmuz’da önemli bir görev üstlendiğinin altını çizdi.
