Facebook ve Twitter'da sansürlenmiş olabilirsiniz!
Ghost Banning, Facebook, Twitter, Youtube gibi platformlarda bir kullanıcının, kullanıcı farketmese bile görünmez hale getirilmesini sağlıyor. İzole edilmiş kullanıcı normal bir biçimde platforma erişebiliyor, arkadaşlarının güncellemelerini takip edebiliyor; fakat kendi yaptığı paylaşımlar kimse tarafından görülemiyor.
“Ghost banning” denilen bir durum sosyal medyada insanların kendince olağan yaşamını sürdürmesine; fakat aslında paylaşımlarında ve bunların internette aranmasında görünmez olmaya verilen isim. Kullanıcıyı sosyal medya platformunda bir hayalete dönüştürmeyi anlatıyor.
Fakat bu basit bir “erişememe” halini değil; aslında daha kapsamlı bir problemi anlatıyor.
GHOST BANNING NEDİR?
Ghost Banning sosyal medya ağının büyük ölçeklerde kullanıma başlanmasıyla ortaya çıktı. Sosyal medyanın geleneksel medyadan farklı olarak daha interaktif bir tarza sahip oluşu, burada varlık göstermenin kurnazca yöntemlerini de mümkün hale getirmişti.
Sahte, kopya ya da istenmeyen kullanıcıların ve paylaşımların engellemesi platformların sürdürülebilirliği için önemli hale geldi. Bundan dolayı, böyle hesapların ve gönderilerin elenmesi için geliştirilen algoritmalar, sosyal medya kullanımının artması ve platformlarla kurulan ilişkide yaşanan çeşitlilikle birlikte gelişme gösterdi.
Ghost Banning, Facebook, Twitter, Youtube gibi platformlarda bir kullanıcının, kullanıcı farketmese bile görünmez hale getirilmesini sağlıyor. İzole edilmiş kullanıcı normal bir biçimde platforma erişebiliyor, arkadaşlarının güncellemelerini takip edebiliyor; fakat kendi yaptığı paylaşımlar kimse tarafından görülemiyor.
GHOST BANNING NEYİ ANLATIYOR?
Böyle bir mekanizma yalnızca sahte ve kopya hesapları, tekrarlı gönderileri ayırt edip platformu kullanışlı hale getirmeye yaramıyor. Aynı zamanda paylaşımların manipüle edilmesini ve hesapların sansürlenmesini de sağlıyor.
Bu olanak, kullanıcıların sosyal medyayla kurdukları ilişki biçiminin doğasını kullanıyor. Sosyal medya kendini ifade etmenin ve bilgi edinmenin temel aracı olarak bir tür “ikinci yaşam” olarak görüldüğünden, interaktif biçim, ironik bir biçimde sosyal medya tarafından manipüle edilmenin kolaylaştığı bir durumu mümkün kıldı.
Böyle bir gerçekliğin siyasetten, toplumsal olaylardan ve aktörlerden bağımsız kalması mümkün değildir.
Facebook’un ABD seçimlerinde Trump paylaşımlarını “nefret söylemi” gerekçesiyle sansürlediği tartışması, doğru olup olmayışının ötesinde sosyal medyanın “özen gösterilen” bir mecra olduğunu gösteriyor.
SOSYAL MEDYANIN İDEOLOJİK İŞLEVİ
Siyasal aktörler böyle bir özeni ideolojik mücadele için medyanın genelini kontrol etmeye çalışarak gösterirler. Kontrolün görünmez kılınması, bu ideolojik araçların kitlelerde yaratacağı etki açısından önemli bir özellik. Öte yandan, siyasal gündemin kabardığı dönemlerde böyle bir kontrolün dedikodusu da bir şeyler anlatabilir.
Bu sosyal medya için de geçerlidir. Medyadaki konsolidasyonu kuvvetlendiren Putin, 2013 yılında Russia Today ile yaptğı bir söyleşide “küresel bilgi akışı üzerindeki Anglo-Sakson tekelini kırmak istediklerini” belirtmişti. Bunun yansımalarını en son ABD seçimlerinde görmüş olduk.
Mailleşmelerin ortaya çıkartılması, gizli bilgilerin servisi, bir yönüyle seçimlerin yarattığı siyasi belirsizliğe ve egemenlerdeki kafa karışıklığına eşlik ediyordu; fakat aynı zamanda Rusya’nın bu belirsizliğe müdahalesiyle ilgili kimi tartışmaları da alevlendirmişti.
Bu bilgilerin kim tarafından servis edildiği ve ne işlevle kullanıldığı, bir açıdan kapitalist sistemin krizini ve çözüm bulmanın zorluğu ölçüsünde yaşanan kızışmayı anlatıyor. Ancak bir başka açıdan bilgi akışına müdahalenin diğer bir işlevi de bu krizin yükünü çeken emekçi sınıfları hareketsiz bırakmak.
Facebook ve Twitter başta olmak üzere sosyal medya devleri birer bilgi tekeli ve milyonlarca emekçinin kendini var ettiği mecralar olduğu için sözü edilen bilgi akışının uğradığı en önemli kavşak noktaları oluyorlar. Bundan dolayı, siyasal meselelerin, halkın tepkisini çeken kimi gündemlerin yoğunlaştığı zamanlar sosyal medya mecrasına müdahalenin de tekrar tekrar düşünüldüğü zamanlar oluyor.
Bu sadece böyle günlerde sosyal medyanın şalterini indirmek biçiminde gerçekleştirilmiyor. Daha önemlisi, sosyal medyanın manipülasyonuyla deneniyor. Kullanıcıların “Ghost Banning” yöntemiyle birer hayalete dönüştürülmesi, kendilerini “aktif” sanan bireylerin içinde bulunduğu acıklı durumu ifade edebiliyor.
Platformun akışını son tahlilde kontrol edenler, paylaşımlarının içeriğine, siyasi temasına göre kullanıcı davranışlarının görülme sıklığında oynamalara gitme, paylaşımları manipüle etme ve hatta kullanıcıları hayalete dönüştürerek sansürleme olanaklarını ellerinde bulunduruyorlar.
Bu acıklı ve farkına varılması zor durumdan sıyrılmanın yoluysa hayalet kullanıcıya dönüşülüp dönüşülmediğini anlamaya çalışmaktan değil, bu yanılsamaya izin vermeyecek bir somut birlikteliğin yolunu araştırmaktan geçiyor.
Haberdar