Evrim üzerine kapsamlı bir inceleme

Samanyoluhaber.com yazarı Abdullah Aymaz'ın yazısı

SHABER3.COM

ABDULLAH AYMAZ 

Süreyya yayınları, Prof.  Dr.  İrfan  Yılmaz’ın “Hayatın İhtişamı  Karşısında  EVRİMİN  Acizliği”  isimli eserini neşretti. 

İmanda belli bir noktaya gelmişler için “Evrim Teorisi” çok büyük bir problem teşkil etmese bile, bilhassa ortaokul ve lise çağındaki çocukların henüz tahkiki duruma gelmemiş imanlarını şüpheler uyandırarak sarsma yolunda en büyük çeldirici Evrim Teorisi’dir. Ateizme giden yolda Naturalist ve pozitivist felsefelerin kullandıkları en büyük silahları olan Evrim Teorisinin bu kadar rağbet görmesinin en büyük sebebi “bilimsel bir kılıf” giydirilmiş ve tabiattaki gözlemlere dayanan bazı doğru kısımlarının öne çıkarılıp, arka planda devşirilen materyalist yorumların da oluşturulan hava ile sanki doğruymuş gibi algılanmasıdır.
Kitabın yazarı Prof. Dr. İrfan Yılmaz’ın, kitabıyla ilgili olarak kapakta vurguladığı aşağıdaki satırlar kendi yaşadıklarının, günümüzün gençleri için de geçerli olacağına dikkat çekmektedir: “Üniversiteye girdikten sonra 50 seneyi geçen bir zaman boyunca düşünce dünyamı meşgul eden bu problem hakkında, çeşitli dergilerde yüzlerce makale kaleme aldım. Ateist ve Naturalist düşüncelerin ispatlanmış birer gerçekmiş gibi dayatıldığı, kalbimdeki imân ile beynimdeki bilgi yığını arasında geçen imtihanda çetin sorulara muhatap oldum. Çok şükür bu sorulara mâkul cevaplar üretebildim. Ancak yaşadıklarımı hatırlayınca, meraklı ve arayış içindeki gençlerin karşılaşacakları düşünce karmaşıklığından, nasıl bir yol bularak çıkabilecekleri konusunda endişe etmiyor değilim. Darwinist Evrim’in ispatlanmış bir kanun gibi dayatılmasına karşı, gerçeğin hiç de öyle olmadığını anlatmaya çalıştım. Fakat bu problemin kıyamete kadar devam edeceğinden de hiç şüphem yok. Zira bu konu artık sadece bilimin bir konusu olmaktan çıkmış, din ve felsefe sahalarının da tam ortasına oturmuştur. 
Allah’ın varlığı ve birliği de Darwinci Evrimin büyük çoğunluğu yoruma dayanan iddiaları da “bilimsel” kriterler ile laboratuvara sokulup, kontrollü ve tekrarlanabilen deneylerle test edilemez. Allah’a inanıp imân eden birisi de Darwinist Evrim’e inanan birisi de, kâinat kitabını okuyup yorumlayarak bir karara varmak mecburiyetindedir. Biyolojik âlemde Allah’ın isimlerinin tecellisi olarak gördüğüm muhteşem sanatlı güzellikler karşısında benim imânım artarken, aynı canlıları görüp, bunlar “tabiatın tesadüfen, kendi kendine ürettiği, gâyesiz ve hikmetsiz varlıklardır” diyen, hayalî bir şahsa karşı aklın ve ilmin verileriyle cevaplar üretmeye çalıştım. Kendimin de geçmişte yaşadıklarımı, bu çağda daha ağır olarak yaşayabilecek meraklı gençlerin zihninde, belki bazı hakikat tomurcuklarının yeşermesine vesile olabilirim diye yazdım.”




Kitabın başlangıç bölümünde evrimin en çok zorlandığı ve laboratuvara sokamadığı “Hayatın Başlangıcı Evrime Karşı” başlığı alında inorganik dünyada, hiçbir canlı yokken ilk hayatın kendi kendine ve tesadüfen başlamasının imkansızlığı ele alınmıştır. İkinci bölümde “fosiller” hakkındaki çarpıtmalar, objektif olmayan yorumlamalar, Kambriyen patlamasının evrimle izahının imkansızlığı ve fosillerin senaryo üretmede kullanıldığı ele alınmıştır. Üçüncü, dördüncü ve beşinci bölümlerde embriyolojik, genetik ve anatomik açıdan evrimin imkansızlığı ele alınırken hücre, doku ve organ seviyelerindeki mükemmelliğin yaratılmadan başka bir yolla izah edilemeyeceği canlıların üzerinde sergilenen sanatlardaki incelik, hassasiyet ve sistemlerin birbiriyle uyumlarının evrimle izah edilemeyeceği vurgulanmaktadır.
Altınca bölümde Taksonomik Zooloji açısından izah edilmesi gereken tür, cins şube gibi sistematik kategorileri ile ilgili benzerlikler ve türleşme iddialarına cevaplar verilmiş, canlılarda elbette bir değişmenin olduğu, fakat bunun sınırlarının olduğu önemle belirtilmiştir.
Yedinci bölüm, özellikle Evrim teorisini savunanların kısmen bazı doğrulardan hareketle aslında Yaratılışın kanunlarını nasıl çarpıttıkları ifade etmektedir. Genetik varyasyonlara bağlı olarak ortaya çıkan çeşitliliğin tür içindeki zenginlik sebebi olduğu, genlerdeki adaptasyon potansiyeli ile kutuplardan ekvatora kadar çeşitli ortamlara uyum gösterebilecek kapasitedeki türlerde görülen küçük farklılıkların ırkları veya alttürleri meydana getirdiği, bu mekanizmanın aslında türlerin hayatını sürdürmesi için bir sigorta gibi çalıştığı belirtilmektedir. Son olarak da tabii seleksiyon olarak isimlendirilen canlıların birbirine rızık olacak şekilde bağlanmasının başıboş süreçler değil, Allah’ın koyduğu ve her an kontrolünde olan ekosistemdeki gıda zinciri olduğu tespiti yapılmıştır. Bu bölümde özellikle ilim dünyasında ilk defa “tabii seleksiyon” yerine “İlâhî Seçim” veya “İradi Seçim” ifadelerinin kullanılması teklif edilerek, yeni bir bakış açısı sunulmuştur.
Sekizinci bölümde mikro ve makro evrim kavramları üzerinde durulmuş, tedrici ve küçük adımlarla evrimleşme ile sıçramalı olarak hızlı evrimleşmenin her ikisin de çıkmaz yollar olduğu ifade edilmiştir.
Dokuzuncu bölümde; “Darwin’in Kara Kutusu” kitabının yazarı Michael Behe’nin ortaya koyduğu “İndirgenemez Komplekslik” kavramının hücrenin her seviyesinde bilhassa organellerin yapısındaki nanomoleküler seviyede tesadüflerle rastgele yürüdüğü söylenen bir evrimin aciz kalacağı, bu nano ve mikro yapıların ancak Allah’ın ilâhî kudreti, iradesi ve ilmi ile yaratılabileceği üzerinde durulmuştur. 
Onuncu bölümde Darwin’i de çileden çıkardığı söylenen göz ve beyin gibi organların tesadüfen oluşamayacakları üzerinden ihtimal hesaplarının hücredeki proteinler açısından hiçbir değer ifade edemeyeceği matematik açısından bütün ihtimallerin sıfır olacağı üzerinde durulmaktadır.
Onbir ve onikinci bölümlerde evrimin izah edemeyeceği biyolojik yapılar dışındaki sevk-i ilâhî olarak ifade ettiğimiz hayvan davranışlarının mânevî bir boyut olmadan izah edilemeyeceği, bilim, din ve felsefe arasında yapılan tartışmalarda artık birçok evrimcinin eski katı inançlarını terk ettiği, bir kısmının teistik evrimci, bir kısmının da tam iman eden bir Yaratılışçı olduğu, evrim teorisyenlerinin de giderek cevaplanamayan sorular karşısında yeni arayışlara girdikleri belirtilmektedir. Aslında bir imtihan olan evrim konusunun belki kıyamete kadar meçhul kalabileceği, yaratılmış ve eksik donanımlı bir varlık olarak bizlerin Allah’ın sonsuz ilmi ve kudreti ile yaratmasını tam olarak bilemeyeceğimiz vurgulanmaktadır. 
Ayrıca “Evrim” gibi kirlenmiş ve ateizm ile ortak bir kavram çatısı altına girmiş kelimeyi kullanmak yerine “Biyolojik Değişim”, “Yaratmadaki Çeşitlilik ve Düzen” “Hayat Mucizesindeki Biyolojik Prensipler” gibi ifadelerle Allah’ın hikmetli yaratmasını göz ardı etmeyen bakış açısı ortaya konulması açısından sahasında önemli olmaya aday bir kitap olduğu söylenebilir.
<< Önceki Haber Evrim üzerine kapsamlı bir inceleme Sonraki Haber >>
ÖNE ÇIKAN HABERLER