Hastalık grubunun yüzde 44'ünü nörolojik ve psikiyatrik, yüzde 22'sini kardiyovasküler, yüzde 14'ünü ortopedi-Travmatoloji, yüzde 9'unu kronik-endokrin, yüzde 5'ini akciğer-solunum sistemi, yüzde 4'ünü hematolojik-onkolojik ve yüzde 2'sini yatağa bağımlı kas
hastalıkları oluşturuyor.
Sağlık Bakanlığı Tedavi Hizmetleri Genel Müdürü İrfan Şencan AA muhabirine yaptığı açıklamada, Sağlıkta Dönüşüm Programı içinde yer alan ''Evde Sağlık Hizmeti'' hakkında bilgi verdi.
Evde Sağlık Hizmeti'nin 2010 yılının ikinci yarısında projelendirildiğini ve 2011 yılında uygulanmaya başlandığını söyledi. Bu
hizmetle 73 bin kişiye ulaşılmasının hedeflendiğini ifade eden Şencan, ''Şu anda 517 birime ve 11 Haziran 2011 itibariyle toplamda 35 bin 623 kişiye ulaşıldı'' diye konuştu.
Şencan, Evde Sağlık Hizmeti'nin hem hasta ve hasta yakınları hem de
sağlık çalışanları tarafından kabul gördüğünü vurgulayarak, aylık yapılan ziyaret sayılarının her geçen gün arttığını söyledi.
Evde Sağlık Hizmeti'nin birçok ülkede farklı uygulandığını anlatan Şencan, sosyal ihtiyaçların ve yaşlıların
bakımının
sivil toplum kuruluşları ve belediyeler tarafından yapıldığını;
Sağlık Bakanlığı'nın ise doğrudan evde sağlık hizmeti sunduğunu belirtti. Şencan, şöyle devam etti:
''Bu
uygulama ile daha çok
hastanede sadece belli ilaçları alan ya da takip edilen hastalar evlerine
taburcu ediliyor. Bunun için öncelikle
ailesi ile görüşülüyor ve evde sağlık hizmeti verecek olan birimler devreye giriyor. Gerekli düzenlemelerin yapılmasından sonra gereklilik halinde hasta için
yatak temin ediliyor ve gerekli tıbbi cihazlar ayarlanıyor. Ardından hastanın gerekli bakımının yapılabilmesi için aileye bilgi veriliyor.
Hastaya kan alma gibi bazı tetkiklerin yapılması gerekiyorsa, görevli arkadaşlarımız evine giderek kanını alıyor, ilaç raporunun çıkartılma gerekliliği halinde ilgili işlemleri yapıyor. Hasta ve hasta yakınlarının bu gibi işlemler için bir kez daha hastaneye gelmesi gerekmiyor.
Yapılması gereken pansuman ve muayene de hastanın evinde yapılabiliyor.''
Ekibin, hekim, hemşire,
destek elemanı ve
şoförden oluştuğunu belirten Şencan, takibi yapılan hastaların içinde solunum sıkıntısı olan
KOAH hastalarının bulunduğunu anlattı. Şencan, bu hastaların
yoğun bakım tedavisinin ardından makineye bağlı olarak yaşamlarını sürdürdüğünden
evde bakımlarının yapılabildiğini ifade etti. Bu hastaların ev
tipi ventilatöre bağlandığını, ventilatör takiplerinin de evde yapılması gerektiğini belirten Şencan, beslenme sorunu olan ve
mama ile beslenen ya da yatağa bağımlı hastaların da evde bakım hizmetinden yararlandığını söyledi.
MEMNUNİYET ORANI ÇOK YÜKSEK
Uygulamadan hasta ve hasta yakınlarının memnuniyet oranlarının çok yüksek olduğunu vurgulayan Şencan, ''Sağlıkta Memnuniyet Anketi'nde elde edilen sonuçlarda evde sağlık hizmeti verilmesinin memnuniyeti artıran faktörler arasında ilk sıralarda yer aldığını dile getirdi.
Şencan, evde sağlık bakımı hizmeti ile hastane
enfeksiyonu riskinin de azaldığına dikkati çekerek, şöyle devam etti:
''Çünkü, bu hastalar hastanede kaldıklarında çapraz enfeksiyon riski ile karşı karşıya kalıyor. Dirençli bakteriler diğer hastalara yayılabiliyor. Hastane enfeksiyonun da ne kadar tehlikeli olduğunu biliyorsunuz. Bu nedenle, hastaların gerekli tedavi ve bakımı aldıktan sonraki en kısa süre içinde taburcu edilmesi önem taşıyor.
Ayrıca, uygulama ile hastanede yatak işgali de engellenmiş oluyor. Böylece,
maliyet azalırken, durumu ciddi ve hastanede müdahale edilmesi gereken hastalara da yer açılmış oluyor.
Hasta açsından da ailesinin yanında olmak ciddi moral kaynağı oluyor. Hastaya
bakan aile bireyleri için de sık sık hastaneye gelme durumu ortadan kalkıyor.''
UYGULAMADAN YARARLANMAK İÇİN HİÇBİR ÜCRET ÖDENMİYOR
Şencan, hizmetten yararlanabilmek için, hastanın bulunduğu yerdeki aile hekimlerinin koordine edebildiğini, hastanelerin hasta adına evde bakım birimlerine başvurabildiğini ya da hastanın-hasta yakının ilgili birimlere müracaat edebildiğini anlattı.
Evde sağlık hizmeti almak istemeyen hastaların da bulunduğunu, bunun hastalara bir
yaptırım olmadığını vurgulayan Şencan, hastaların uygulamadan yararlanmak için hiçbir
ücret ödemediğini belirtti. Şencan, uygulamanın hasta ve hasta yakınlarına konfor sağladığını ifade ederek, ''Örneğin, yürümekte zorlanan bir hasta, tetkikler için hastaneye gelirken apartmanındaki merdivenlerden çok zor koşullarda indirilebiliyordu. Bu hasta için bazen ağrılı bile oluyordu. Şimdi, ise evinde her şeyi yapılabiliyor'' dedi.
TOPLAMDA 891 TIBBİ CİHAZ HASTALARA VERİLDİ
Şencan verilen hizmete ilişkin bilgileri de şöyle sıraladı:
''Aile hekimliği kapsamında evde sağlık hizmeti veren
personel hariç 579 hekim, bin 136 hemşire, 224 tıbbi sekreter, 469 şoför, 82 fizyoterapist, 76 diyetisyen, 94
psikolog ve 98 sosyal çalışmacı hizmet verdi.
Toplam 70 bin 681 hasta muayene edildi, 8 bin 444 konsültasyon yapıldı, tıbbi cihaz için bin 837 sağlık kurulu raporu, ilaç için 4 bin 762 hekim raporu, 2 bin 930 tedavi için
sağlık raporu verildi. Altı bin 578
damar yolu açıldı, 70 fototerapi yapıldı, 32 hasta ventilatöre bağlandı, 10 bin 122 mesaneden sonda uygulaması yapıldı. 33 bin 622 yara, 402
yanık pansuman edildi, 30 buhar tedavisi, bin 270 fizik tedavi, bin 90 psikiyatrik ve 405 rehabilitasyon uygulamaları yapıldı. Bunlar, öne çıkan uygulamalar. Toplamda 185 bin 990 farklı alanda hizmet verildi.
Kullanıma verilen tıbbi cihazlar açısında ise en fazla 334
şeker ölçüm cihazı, 124 havalı yatak, 108'er
oksijen tüpü-monometresi ve pulse oksimetre verildi. Toplamda 891 tıbbi cihaz hastalara verildi.
Hasta gruplarına bakıldığında, hastaların yüzde 44'ü nörolojik ve psikiyatrik, yüzde 22'si kardiyovasküler, yüzde 14'ü ortopedi-travmatoloji, yüzde 9'u kronik-endokrin, yüzde 5'i akciğer-solunum sistemi, yüzde 4'ü hematolojik-onkolojik ve yüzde 2'si yatağa bağımlı kas hastalıkları oluşturuyor.
Hizmetten çıkarılan hastalar incelendiğinde ise 5 bin 247
vefat, 2 bin 591 iyileşme, bin 361 adres değişikliği öne çıkıyor.''
AA