ESRA BÜYÜKCOMBAK
Akademisyen (Genetik ve Biyoloji Mühendisliği)
Kendinizi hangi sıklıkla 'Sağlıklı beslenmeye başlayacağım' veya 'Ertelemeyi bırakacağım' gibi kararlar alırken buluyorsunuz? Hepimiz zaman zaman daha üretken ve daha sağlıklı yaşam standartlarında hayatımızı devam ettirmek için değişmek istiyoruz. Ama nereden ve ne zaman başlayacağımıza karar veremiyoruz. Araştırmalar, zamanı bir bütün olarak algılamadığımızı, hayatımızı bölümlere ayırdığımızı ortaya koyuyor. Bu bölümler, yeni başlangıçlar için fırsatlar sunuyor. Doğum günümden sonra, tatilden sonra gibi belirleyici zaman dilimlerini kriter alarak değişiklik istediğimiz durumlar için başlangıç noktası belirliyoruz. İşte mübarek Ramazan ayı da yepyeni başlangıçlar için dönüm noktası olabilir ve bazı hedefler gerçekleştirilebilir.
Oruç Öz Disiplindir
Ramazan ayının sadece oruç tutmaktan ibaret olmadığını hepimiz biliyoruz. Oruç ibadetini sadece yeme içmeyi bırakmak sanılması dinimizin gereklerini bilmeyenler için anlaşılır bir durumdur. Ancak oruç, nefsi tutma, yani bir bakıma irade egzersizidir. Çoğu insan çok zorlanacağını düşündüğü için oruç tutamayacağını düşünür. Oruç tutmanın zor olduğunun sanılmasının nedeni, bırakmanın çok kolay olmasıdır. Yemeğe her yerde, her zaman ve çok kolay ulaşılabilir; tek yapmamız gereken bir lokmacık ağzımıza atmamızdır ve bu da orucumuzu bozar! Bu nedenle oruç tutmanın anahtarı, sürekli olarak yememeye karar verme iradesidir. İşte bu yüzden oruç sadece yemeği içmeyi bırakmak değil aynı zamanda bir öz disiplindir. Bu öz disiplin sayesinde; fark etmeden bir maddi, manevi değişiklik başlar ve gelişir.
Hayatımızda koşuşturmaca içinde bazı kemikleşmiş rutinlerimiz vardır. Kahvaltı rutinleri, çay ve kahve rutinleri, yemek rutinleri hatta uyku rutinleri. Oruç ibadeti sayesinde rutinlerimiz otomatik olarak değişmeye başlamışken “mevcut alışkanlıklarımı seviyor muyum? Değiştirmek istediklerim var mı? Hangi alışkanlığım değişmeli?” Sorularını sorabiliriz… Cevaplarımız nefsimize ağır gelebilir ve kendimizi kalibre etmekte zorlanabiliriz. Yeni bir alışkanlık edinmenin ne kadar sürdüğüne dair çalışmalarda 21 ila 90 gün arasında oldukça geniş bir zaman aralığı karşımıza çıkıyor. Otuz günlük Ramazan ayı, geçmişi düşünme ve daha güçlü kararlarla ilerleme sözü için çok uygun bir dönemdir. Efendimiz (SAV) de, Ramazan'ın ilk on gününün Allah'tan rahmet, ortadaki on gününün mağfiret, son on gününün ise Cehennem ateşinden koruduğunu bildirmesi de bu üç aşamayla, yenilenme, umutlanma ve Rabbimizin rızasını kazanmak için bir hedef gösterir.
Peki Neden Ramazan?
Ramazan ayında, diğer vakitlerde yapılan olumlu davranışların nicelik ve nitelik olarak kat ve kat fazla karşılığının olması, bu zaman dilimini verimli geçirme çabasının en makul motivasyonlarındandır.
Dini hassasiyeti olmayanlar bile Ramazan ayının gelmesiyle maddi, manevi değişim ve gelişim sürecine girer. Peygamber Efendimizin (SAV) : "Kim ihlasla Ramazan orucunu tutarsa geçmiş günahları bağışlanır." Hadisi şerifi bu durumu teşvik eder. Bu müjdeyle başlanılan süreci iradi olarak devam ettirebilmek için de oruç günlerini yeni bir sayfa olarak değerlendirmek gerekir. Çevremizdeki Müslümanların bu zaman diliminde “daha iyi olma” gayretinde olması ve çoğunluğunun gayesinin bu ay boyunca daha iyi alışkanlıklar oluşturma çabası da kendimizi değiştirme çabamızı destekler.
Değişim İçin Bir Fırsat
Ramazan bize sadece maneviyatımızı derinleştirmek için değil, aynı zamanda hayatımızın her alanını geliştirmek için güzel bir fırsat sunar. Otuz günlük tutarlı olumlu değişiklikler, Ramazan'dan sonra da verimliliğimizi artıran daha faydalı alışkanlıklara dönüşecektir. Sıcak yaz aylarında bile açlığınızı ve susuzluğumuzu kontrol edebiliyorsak, diğer tüm alışkanlıklarımızı da daha disiplinli hale getirebiliriz. Günlük eylemlerimizin neredeyse yarısının alışkanlıklar olduğunu ve bu alışkanlıkların biz kaynaklı olduğunu unutmayalım; bu bize, kararlı olursak ve kararlı kalırsak ne kadar gelişebileceğimizi gösteriyor.
Yeni alışkanlıklar oluşturmak için zaman ve tutarlılık gerekir, tek yapmamız gereken bu Ramazan sonunda hangi olumlu değişimi alışkanlık haline getirmeyi hedeflediğimize karar vermemizdir. Ramazan ayının sona ermesi, eski alışkanlıklarımıza dönüp koca bir yıl Ramazan'ın tekrar gelmesini beklememiz gerektiği anlamına gelmez. Bilakis bu mübarek ay, manevi melekelerimizi daha da geliştirmek ve hayırları çoğaltmak için bir sıçrama görevi görmelidir. Ramazan ayı otuz gün sonra bitecek olsa da irade ruhunun devam etmesi gerekir.
Bir Müslüman için Ramazan, gelecekteki tercihlerini, standartlarını belirleyen zaman dilimi olmalıdır. Her yıl yeniden, derinlemesine düşünüp kararlar vermeli, yeni alışkanlıklarla hayat çizgimizi yenilemeli ve kamil insan olmak için çabalamalıyız. Bu Ramazan’ın hayırlı yeni başlangıçlara vesile olması duasıyla.
[email protected] Twitter:@esrabc