[Esra Büyükcombak] Sosyal medya bağımlılığı ve sanal mutluluk

Okuma Süresi 3 dkYayınlanma Çarşamba, Ekim 19 2022
Samanyoluhaber.com yazarı Akademisyen Esra Büyükcombak bu haftaki yazısında, 'Sosyal Medyanın Beyin Üzerindeki Etkiler'ini anlattı
[Esra Büyükcombak]   Sosyal medya bağımlılığı ve sanal mutluluk

ESRA BÜYÜKCOMBAK 
Akademisyen (Genetik ve Biyoloji Mühendisliği)

Yaşantılarımızın birbirimize mahrem olduğu günleri; kutlamalarımızı, buluşmalarımızı, tatillerimizi, fotoğraf çekip albümde sakladığımız zamanları hatırlıyor musunuz? Pek çok kişi için o günler geride kaldı ya da gençler için hiç olmadı.

Mahremiyetin birkaç yıl öncesine göre farklı bir kavram olduğu bu günlerde, başkalarının günlük yaşamlarını takip ediyor ve  fark etmeden kendi hayatımızı şekillendiriyoruz. İnternetin ilk zamanlarını hatırlayanlar ICQ, Yahoo! veya MSN kullanımıyla sosyalleşmeye çalışmanın nasıl olduğunu bilirler.

Son yıllarda sosyal medya kullanımındaki artıştan dolayı, internetin insan psikolojisine olumlu ve olumsuz etkileri çalışmalara daha fazla konu olmaya başladı. Aslında sosyal medya kavramı basittir; dünyanın her yerinden arkadaşlarınız, aileniz ve meslektaşlarınızla paylaşımınıza (resim, video, konum, durum güncellemesi) ve bağlantı kurmanıza olanak tanıyan bir kavramdır. Araştırmalara göre dünya nüfusunun yaklaşık yüzde 40'ı çevrimiçi sosyal medya kullanıyor ve her gün ortalama iki saatini paylaşım, beğenme ve güncelleme yaparak geçiriyor. 

Hayatımızda bu kadar büyük bir rol oynayan sosyal medya platformları uyum sorunlarıyla mücadele eden ve iletişim problemleri yaşayanları sanal mutluluklarla rahatlatıyor. Sanal mutluluk, iyiymiş veya mutluymuş gibi kısa süreli duygu geçişleri olarak tanımlanabilir. Çalışmalar, bu ve benzeri durumlardan dolayı sosyal medyanın depresyon için potansiyel bir tetikleyici olduğuna da işaret ediyor. Yalnızlık duygusundan kaçmak isteyenlerin iletişim kurmak için kullandıkları ve internet üzerinden gerçekleşen etkileşimleri sosyal izolasyonun artmasına neden oluyor. Tek bir tıkla beğenisini veya emojilerle duygularını göstermenin yaygınlaşmasıyla gerçek hayatta kendini ifade edemeyenlerin sayısı artıy

Bu haberler de ilginizi çekebilir