[Esma Uludağ belgeseli] Erdoğan rejiminin soldurduğu hayatlar...

⏱ Okuma Süresi 3 dk•Yayınlanma Pazartesi, Nisan 29 2019

Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) iktidarının Hizmet Hareketi mensuplarına yönelik cadı avında can veren kadınlardan biriydi Esma Uludağ. Vefat yıl dönümünde BOLD’un hazırladığı “Esma Uludağ’ın Özgürlüğe Yürüyüşü" isimli belgeselin kısa versiyonunun gala gösterimi Youtube üzerinden başladı.

Esma Uludağ’ın vefatının üzerinden tam bir yıl geçti. Vefat yıl dönümü için hazırlanan bu videoda Erdoğan yönetiminin masum bir insanın hayatını nasıl kararttığını seyredeceksiniz…

Esma Uludağ, 29 Nisan 2018’de 34 yaşında Yunanistan’ın başşehri Atina’da vefat etti. Hayat dolu, güler yüzlü, eğitim tutkunu, güvenilir ve çok çalışkandı.

HUKUKSUZLUKTAN KAÇTI, YUNANİSTAN'A SIĞINDI

Ancak sadece çocuğunu Hizmet Hareketi’nin okuluna gönderdiği için kendisine “terörist” yaftası yapıştırıldı.

Hukuksuzluğa esir düşmek istemediği için üç çocuğuyla birlikte çıktığı özgürlük yolculuğunda yaşadığı sıkıntılara dayanamadı ve beyin kanaması sonucu hayatını kaybetti.

CADI AVININ İLK KURBANLARINDAN

Geride acılı bir eş ve üç masum evlat bıraktı. 17/25 Aralık 2013 yolsuzluk ve rüşvet skandalı sonrası Hizmet Hareketi’ne yönelik başlatılan cadı avının ilk kurbanlarındandı Esma Uludağ…

Esma Uludağ, 7 Temmuz 2007’de Mehmet Ali Uludağ ile hayatını birleştirdi. Tam bir eğitim tutkunuydu. Bir taraftan işiyle, diğer taraftan ailesiyle ilgilenirken içindeki okuma aşkı hiç bitmiyordu.

20 Nisan 2015’te polisler, Esma Uludağ’ı gözaltına almak için sabaha karşı Uludağ ailesinin kapısını çaldı. Mahkeme salonunda ise Türkiye’nin yakından tanıdığı “kaç İsmail kaç” vakalarından biri daha yaşandı.

Esma Uludağ, 17 arkadaşıyla birlikte demir parmaklıklar ardına gönderildi.

YOL ARKADAŞININ GÖZÜNDEN ESMA ULUDAĞ

Öğretmen Ayşen Albayrak hem cezaevinde hem de Yunanistan’da Esma Uludağ’ın yol arkadaşıydı. Ona göre Esma Hanım’ın en dikkat çeken özelliği idealist ve boyun eğmeyen bir kadın olmasıydı. Albayrak, onun parmaklıklar arkasındayken bile ne kadar hayat dolu olduğuna vurgu yapıyordu.