Eski Tunceli Valisi ve 7 Haziran Milletvekilliği Genel Seçimleri'nde MHP'den Kırşehir Milletvekili aday adayı olan Mustafa Erkal, 1 Kasım seçimlerinin ardından eleştirilerin odağındaki MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ve parti yönetimine, sosyal paylaşım sitesi üzerinden yaptığı açıklama ile tepki gösterdi.
Erkal, açıklamasında, Devlet Bahçeli başkanlığındaki MHP'nin hiçbir zaman iktidar olmayı hedeflemediğini iddia etti. Erkal, "5 ay önce 80 milletvekili çıkarmış bir parti, 5 ay sonra vekillerinin yarısını kaybederek ancak 40 milletvekili çıkarabildi. Gerekçesi, bahanesi ne olursa olsun böylesine bir hezimete uğramış ekibin medeni bilinen alemde yapacağı ilk iş istifa etmektir." dedi.
Vali Erkal, şu ifadeleri kullandı: "Bir Kasım seçimlerinde yaşanan hezimetten sonra il başkanları ve partinin yetkili organlarının temsilcileri ile yapılan toplantı başlangıçtan sonuna bir saati geçmedi. Kuzey Kore modeli bir yönetim anlayışıyla görevli zevata tebliğ edilmesi gerekenler söylendi ve bende varım diyebilecek olanların hain oldukları şimdiden ilan edildi. Devlet Bahçeli'ye, uzun yıllar boyunca, kimlerin genel sekreter, kimlerin parti üst yönetiminde görev alacakları, kimlerin milletvekili olması veya olmaması gerektiğinin ne ölçüde fısıldandığını mevcut ve geçmiş tabloya baktığımızda tahmin etmek zor değil. Detayını bilmesek de, bildiğimiz, özellikle 70li yıllarda ve Başbuğ Alparslan Türkeş döneminde inisiyatif almış, davanın çilesini çekmiş, ülküsünden asla taviz vermemiş, yalakalık yapmamış olanların asla partide yetkili bir konuma getirilmediğidir.
Her seçimde partinin çıkarabileceği tahmini milletvekili sayısına göre ilk sıralar belli ve genelde geçmişte hiç çile çekmemiş, partiyle ve ülkücü camiayla ilgisi olmayan derleme toplama bazı tiplere tahsis edilmiş alt sıralar seçilemeyecek olan ülkücülerle takviye edilip doldurulmuştur. AKP'nin siyaset sahnesinde yerini almasından sonra süratle gelişme kaydetmesi ve giderek güçlenmesi, DSP ve ANAP'ın çökmesiyle telaşlanan Devlet Bahçeli 2002'de yayladan yaptığı seçim açıklamasıyla partisini kurtarmaya çalışmış fakat baraj altında kalarak AKP iktidarının başlamasını hızlandırmıştır.
MHP HİÇ BİR ZAMAN İKTİDAR OLMAYI HEDEFLEMEDİ
Aradan geçen zaman ve yapılan seçimlerde MHP bir arpa boyu yol almadı ve Devlet Bahçeli başkanlığındaki MHP hiçbir zaman iktidar olmayı hedeflemedi. Kendisine yüklenen misyon verilen rol neyse onu başarıyla oynadı. 1 Kasım seçimlerinden sonra yeniden seçilen AKP milletvekillerinin Devlet Bahçeli'ye istihzanı teşekkürleri aslında gerçeğin ifadesiydi.
7 Haziran seçimleri yıllardır iktidarını tek başına sürdüren AKP için bir kırılma, gerileme döneminin başlangıcıydı. Seçim sonuçlarına göre çeşitli hükümet formülleri hayat bulabilir, yeniden seçime fırsat verilmezdi. Bu tabloyu değerlendiren, Süleyman Demirel, Necmettin Erbakan, Turgut Özal, Alparslan Türkeş olsaydı, üç beş hükümet formülü bulunur üç beş yedek formülde bir kenarda her ihtimale karşı hazır bekletilirdi.
HEZİMETE UĞRAMIŞ EKİBİN YAPACAĞI İLK İŞ, İSTİFA ETMEKTİR
Gerekçesi, bahanesi ne olursa olsun böylesine bir hezimete uğramış ekibin medeni bilinen alemde yapacağı ilk iş istifa etmektir. Seçimin yenilenmesini isteyen Cumhurbaşkanı ve AKP yöneticileri iken Sayın Genel Başkan Devlet Bahçeli'nin ilk gün seçimse seçim açıklamasına mal bulmuş mağribi gibi sarılan malum ekip yeniden seçimle tek başına iktidarını sağlamış oldu. Devlet Bahçeli ve MHP ekip olarak hayırlarının doğruluğunu topluma anlatamadı. En son söylenmesi gereken seçimse seçim sözünü ilk gün söyleyerek altında kaldı.
Sonuçta, 5 ay önce 80 milletvekili çıkarmış bir parti 5 ay sonra vekillerinin yarısını kaybederek ancak 40 milletvekili çıkarabildi. Gerekçesi bahanesi ne olursa olsun böylesine bir hezimete uğramış ekibin medeni bilinen alemde yapacağı ilk iş istifa etmektir. Veya acilen olağanüstü kongreye giderek güven tazelemek ve partisinin yerli yersiz tartışmalarla daha fazla yıpranmasını önlemektir."
YENİ BİR GENEL BAŞKAN ETRAFINDA SAF TUTULMALI
MHP Genel Başkanı Bahçeli'nin, ülkücü iradeye güvendiğini, kendisini ülkücü iradenin getirdiğini ve ancak ülkücü iradenin götüreceğini savunan Erkal, şunları kaydetti: "Sayın Genel Başkan'ın, Olağan Genel Kongre'nin 18 Mart 2018'de yapılacağını ve muhalif olanların yeterli imzayı toplasa bile olağanüstü kongreye gitmemek için kanuni bütün haklarını kullanacağını söylemesi, söylediklerinde asla samimi olmadığını göstermektedir. Genel Başkan ve Genel Başkan'ın etrafında yer tutarak var olabilmiş sekiz on kişinin dışında büyük çoğunluğun ortak kanaati şu andaki parti yönetimiyle girilecek bir seçimin hezimetle biteceğidir.
Türkiye Cumhuriyeti devletinin ve Türk milletinin yegane güvencesi ülkücü hareketin iç çekişmelerle zaman kaybetmeden bütün ülkücülerin güven ve saygı duyacağı bir üst yönetim oluşturmak için kendisine yakışan olgunlukla iradesini ortaya koyması ve milliyetçi hareketi 'fetret' döneminden gelişme ve iktidar dönemlerine taşıyacak geçmişte ve bugün ideolojisinden kopmamış, göbek bağı olmayan, dünyayı, ülkemizi ve Türk milletini iyi okuyan, 'Türk İslam senteziyle yoğrulmuş yeni bir genel başkanın etrafında saf tutmak olmalı' ak saçlılarımız kendi adlarına hiçbir beklentiye girmeden üzerlerine düşeni yapmalıdırlar." CİHAN