Türkiye İstatistik Kurumu’nun eski Başkanı Birol Aydemir, DEVA Partisi'nden siyasete girdi. Aydemir eski kurumu TÜİK'in açıkladığı rakamlara ilişkin önemli açıklamalar yaptı.
TÜİK’in şu an açıkladığı verilerin inandırıcılıktan uzak olduğunu vurgulayan Aydemir, “Eski kurumumla ilgili böyle konuşmak ağır oluyor. Gerçekten kolay değil. Oradaki arkadaşların verilere müdahale ettiğini düşünmüyorum. Fakat açıklanan veriler de hayatın gerçeğiyle bağdaşmıyor. Ne enflasyon verisi, ne büyüme verisi, ne istihdam verisi… Tutarsızlık var” diyor.
Son açıklanan işsizlik rakamlarının ‘komik’ olduğunu söyleyen Aydemir, “En son istihdam verilerine göre işsizlik düşüyor. Bu çok komik bir şey. Son üç ay hariç tarihin hiçbir döneminde hem istihdamım hem de işsizliğin düştüğü bir zaman olmamıştır. Buna insanlar güler. Biz TÜİK olarak inanılmaz bir şey icat ettik.
Dünyadaki diğer istatistik kurumları ‘Bunu nasıl becerdiler’ diye hayret ediyorlardır muhtemelen. İstihdamın düştüğü yerde işsizlik düşer mi? Bu arkadaşlar ya bir metot değişikliğine gitti ya soruyu değiştirdi. Ya da covid salgınında insanlar evdeyken ‘iş arıyor musun’ diye sorduklarında ‘Aramıyorum kardeşim, evden mi çıkabiliyoruz’ cevabı aldılar da o insanları işgücü dışına attılar.
İşgücüne katılım 5.7 puan düşmüş. İstatistikte böyle bir şey olamaz. Bu ancak savaşta, afetlerde filan olur. Bir istatistikçi, bir ekonomist olarak söylüyorum: Olağanüstü dönem dışında böyle bir oranla karşılaşmayız. İşini kaybeden insanlar otomatik olarak iş gücü piyasası dışında mı kabul ediliyor. Bunun tercümesi bu. Ülkemizde son birkaç yıldan bu yana kurumlara güven bitti” diye konuştu.
Aydemir sözlerini şöyle noktaladı:
Dünyada istatistik üretme ilkeleri vardır. Bu ilkeleri Birleşmiş Milletler koydu. Uluslararası istatistik ilkelerinin hepsi yavaş yavaş ihlal edildi.
Bu gidişat hiç iyi değil. İstatistikler sorgulanmaya başlanırsa durum artık çok kötü demektir. Yunanistan’ın batma nedeni İstatistik Kurumu’nun Avrupa Birliği’ne yanlış veri göndermesidir. Borç stoğu ve bütçe açığı konusunda AB’ye yanlış veri gönderdi. AB’de yıllarca bu yüzden Yunanistan’la dalga geçildi. Doğru bilgi göndermedikleri için doğru politikalar uygulanmadı. Batma nedeni buydu.
Doğru veri olmazsa doğru politika üretemezsiniz.Siyasetçi kimliğimle söylemiyorum, 29 yıl kamuda çalışmış 14 yıl müsteşarlık ve başkanlık yapmış biri olarak konuşuyorum; kamu kurumlarının gidişatı iyi değil. Buna dur demeli. Sadece TÜİK değil, Merkez Bankası’ndan tutun BDDK’ya, kamu kurumlarının işlevi kalmadı. Güven de böylece yok oldu.
Bizler canlı olarak bir devletin çöküşüne şahit oluyoruz. Devlet soyut bir şeydir. Onun somutlaşmış hali kamu kurumlarıdır. Onların çöküşünü izliyoruz. Kurumların önce gelenekleri sonra kurumsallıkları yok edildi. Liyakat sistemi kör-topal vardı. O tamamıyla bitirildi. Kamu kurumları çalışmazsa ülkede düzenin olması imkansızdır."