Eski Refah Partili isimden çok konuşulacak 'İslamcı ajanlar' açıklaması

Eski Anavatan Partisi Diyarbakır Milletvekili olan, aynı zamanda Refah Partisinde de siyaset yapan Abdulbaki Erdoğmuş, ‘İslamcı ajanlar' tartışmasına ilginç açıklamalar yaparak katıldı.

Eski Refah Partili isimden çok konuşulacak 'İslamcı ajanlar' açıklaması

Erdoğmuş'a göre söz konusu mekanizma son dönemde AKP'de kendini gösterdi. AKP Genel Başkanı Davutoğlu'nun ‘İslamcı ajanlar' tarafından kuşatıldığını söyledi. Erdoğmuş, “AKP, ne yazık ki resmi ideolojiye devşirildi.” ifadelerini kullandı.

İslamcı gelenekten gelen entelektüel isimlerden partisi eski Diyarbakır Milletvekili Abdulbaki Erdoğmuş, Zaman yazarı Ali Bulaç'ın yazısıyla gündeme gelen ‘devlete çalışan İslamcı ajanlar' tartışmasına farklı bir bakış açısıyla katıldı. Bir dönem Refah Partisi'nde de siyaset yapan Erdoğmuş, Diyanet'te görev yaptığı dönemde ‘ajan' olarak tarif edilen kişiler tarafından mağdur edildiğini, sürgünlere maruz kaldığını anlattı. Bulaç'ın iddia ettiği mekanizmanın bir bölümünün şimdi kendisini AKP'de gösterdiğini söyledi. AKP Genel Başkanı ve Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun da bu İslamcı ajanlar tarafından çok ciddi baskı altına alınıp kuşatıldığını belirtti. Eski vekil Abdulbaki Erdoğmuş, Türkiye'deki İslamcılık anlayışının çok sorunlu olduğunu, bunların tartışmaya açılmasını hayırlı ve yararlı bulduğunu aktardı. Erdoğmuş'un açıklamalarından satırbaşları şöyle:

İSLAMCILIK, MÜHENDİSLİK PROJESİNE DÖNÜŞTÜ: “İslamcılık, iktidarı hedeflediği andan itibaren istihbarat birimleri tarafından mühendislik projesine dönüştü. Örneğin AK Parti'nin kuruluşu ve geldiği nokta arasında ciddi bir sapma var. AK Parti'yi bu noktaya getiren de İslamcı ideolojiyi savunanların yönlendirilmesidir. Burada başarılı olan devletçiliğin kendisidir. Çünkü parti, bugün itibarıyla devletle özdeşleşmiş durumda. Devletin istihbarat birimleri kullandıkları İslamcı ajanların marifetiyle çok ciddi bir projeyi gerçekleştirmiş oldu. Bu ideolojinin de sorgulanması gerekiyor. AK Parti iktidarında gördüğümüz gibi, bir daha gitmemek üzere devleti ele geçirmek, üzerine ‘İslamcılık' gömleği giydirilerek devleti idare etme biçimine dönüştü.”

İSLAMCI AJANLARIN DİYANET CAMİASINDAKİ MAĞDURUYUM: “İslamcı ancak muhalif bir çizgiden geliyorum. Ben de ‘İslamcı' ajanların Diyanet camiasındaki mağduruyum. DİB'de görev yaptığım dönemde ciddi sürgünler yaşadım. Olağanüstü hal bölgesinin dışına çıkarılmaya çalışıldım. Ajan mekanizması ile jandarma istihbarat birimleri üzerinden bizim gibi insanlar mağdur edildi. İkinci mağduriyetimi ise siyaset alanında yaşadım. 1989'da Erbakan hocanın daveti üzerine Diyarbakır Belediye başkanlığına aday oldum. Ajanlık mekanizması devreye sokulunca az bir oyla seçimi kaybettim. İçeride nasıl bir örgütlenmenin olduğunu orada gördüm.”

DAVUTOĞLU, ‘İSLAMCI' AJANLARIN KUŞATMASINI YARAMIYOR: “Bu mekanizmanın bir bölümü şimdi kendisini AK Parti'de gösteriyor. Başbakan Davutoğlu, bunlar tarafından çok ciddi baskı altına alındı ve kuşatıldı. Sayın Başbakanın bu istihbarat ekibinin ve geleneğin kuşatması altında olduğunu düşünüyorum. Bu kuşatmayı da bir türlü yaramadığını görüyoruz.”

AKP YA KENDİNİ SORGULAYACAK YA DA TÜKENECEK: “AKP, ne yazık ki resmi ideolojiye devşirildi. Bu aynı zamanda İslamcı ideolojinin de tükenişidir. Burada var olan İslamcı muhalefet potansiyeli devletin lehine geliştirildi. AK Parti iktidarıyla devletin kendisini restore ettiğini düşünüyorum. Partinin devleti restore etmesi, demokratikleşmesi gerekirken, böyle toplumsal kabul gören güçlü bir siyasal parti ne yazık ki resmi ideolojinin restorasyonu için kullanılmış oldu. Ya AK Parti kendini sorgulayacak ya da yavaş yavaş tükenerek, bu ideolojiye hizmet ederek misyonunu tamamlamış olacak.”

SARAY UCUBE BİR YAPI

“AKP kendi olmaktan çıkıp başka bir siyasal harekete dönüştü. Buna ister İslamcı siyaset deyin, ister devletçi deyin bu hareket ayı zamanda Türkiye'nin prestijini zedeleyen, eksilten bir yapıdır. Örneğin Sarayı sadece dini argümanlarla, israf üzerinden eleştiriyoruz. Bu yetersiz bir eleştiri. Bu saray hakikaten ülkenin itibarını zedeleyen, onur kırıcı ucube bir yapıdır. ‘Cumhurbaşkanlığı külliyesi' deniyor. Bizim tarihimizde Külliye nedir; din merkezli eğitim yapılan ama aşevi, şifahanesi ile halka açık olan medrese biçimde bir bütün olarak adeta üniversitemizdir. Mübarek adamlar, bu Saray şimdi üniversiteye mi dönüştü?”

HDP silahlı gücü yönlendirmeyi başarmalı

“HDP'nin sıkıntısı şu: Demokratik sol siyasetin şartlarından birisi silahlı örgütler tarafından yönlendirilmek değil, bizatihi sorunun tarafı olan silahlı gücü yönlendirmeye gayret etmektir. HDP bunu yapabilirse; çok büyük bir iş başarır. Silahlı gücün HDP'yi yönlendirdiği açık. Buna o siyasetçilerin karşı koyma gücü de yok. HDP örgütün yönlendirilmesinden kurtulamadı. Bunu başarması durumunda büyük bir kazanım olur. Demokratik siyaseti silahlı siyasete tercih etmemiz lazım.”

ZAMAN
<< Önceki Haber Eski Refah Partili isimden çok konuşulacak 'İslamcı... Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER