Kocaeli Barış Platformu sözcüsü Dr. Ömer Faruk Gergerlioğlu, sosyal medyadaki paylaşımında 'terör örgütü propagandası' yaptığı iddiasıyla görevden uzaklaştırıldı ve hakkında soruşturma başlatıldı. Ömer Faruk Gergerlioğlu, Mazlumder’in eski Genel Başkanı ve T24 sitesinin de yazarıydı.
İzmit Seka Devlet Hastanesi'nde görevli Göğüs Hastalıkları Uzmanı ve aynı zamanda Kocaeli Barış Platformu sözcüsü Dr. Ömer Faruk Gergerlioğlu, geçtiğimiz günlerde, üzerine bölücü terör örgütünün bez parçası ile Türk bayrağı konulmuş tabutların başındaki kadınların fotoğrafını Facebook'taki sayfasında paylaşarak, “Bu fotoğrafa bakıp niye bu savaşın bitirip tüketmekten başka anlamı olmadığını anlarsınız. Analar aynı, bayraklar farklı. Ölünce farkımız kalmıyor birbirimizden. Çocuklarımızın tabutu yan yana duracağına, dirisi yan yana dursun, eşitçe, kardeşçe, omuz omuza” diye paylaşımda bulundu. Dr. Gergerlioğlu'nun paylaşımı tepki gördü. BBP, doktor hakkında suç duyurusunda bulunarak, “Türk bayrağına ve şehitlere saygısızlık” yapıldığını, terör propagandası yapıldığını bildirdi.
İşte o tweet
VALİLİKTEN AÇIKLAMA
Kocaeli Valiliği yazılı açıklamada bulunarak, Gergerlioğlu'nun görevden uzaklaştırıldığını, ayrıca adli soruşturma başlatıldığını açıkladı. Kocaeli Valiliği'nin açıklamasında şu ifadelere yer verildi:
"İzmit Seka Devlet Hastanesi'nde Göğüs Hastalıkları ve Tüberküloz Uzmanı Dr. Ömer Faruk Gergerlioğlu'nun sosyal medyada paylaşılan yazıları ve paylaşımları hakkında gerekli idari soruşturma başlatılmış olup, soruşturmacının talebi ve Kocaeli Cumhuriyet Başsavcılığı'nın ilgili hakkında terör örgütü propagandası yapmak suçundan adli işlem başlatıldığı, bu sebeple soruşturmanın sağlıklı yürütülmesi açısından görevi başında kalmasında sakınca görüldüğünden görevinden uzaklaştırılmıştır."
GERGERLİOĞLU’NDAN AÇIKLAMA
Ömer Faruk Gergerlioğlu ise paylaşımının ardından hakkında linç kampanyası başlatıldığını belirterek, şu yazılı açıklamada bulundu:
"Kocaeli Valiliği tarafından tarafıma tebliğ edilen bir yazıyla memuriyetten açığa alındığım bildirilmiştir. Geçen gün Facebook sayfamda bir paylaşım yapmıştım. 1 Eylül 2015 Barış Günü'nde İstanbul Avcılar'da Barış Annelerinin düzenlediği 'anneler ağlamasın' adlı barış çağrısı eyleminde çekilmiş, ölen PKK'lı da olsa asker de olsa ağlayanın analar olduğunu anlatan bir fotoğrafın altına 'Bu fotoğrafa bakıp niye bu savaşın bitirip tüketmekten başka anlamı olmadığını anlarsınız. Analar aynı, bayraklar farklı! Ölünce farkımız kalmıyor birbirimizden! Çocuklarımızın tabutu yan yana duracağına, dirisi yan yana dursun, eşitçe, kardeşçe ve omuz omuza!' diye yazmıştım. Bunun üzerine hakkımda bir linç kampanyası başlatıldı. Vermek istediğim barış mesajı yerine anlamak istedikleri üzerinden bir yaygara ürettiler. Bana suç duyurusu yapana ben suç duyurusu yaptım, çünkü ben düşünce özgürlüğü içinde fikir açıkladım, onlar iftira ve hakaret etti. Hakkımda Kocaeli Kamu Hastaneler Birliği'nin başlattığı soruşturma sonrası savunmam dahi alınmadan Valilik tarafından açığa alındığım bildirildi."
Gergerlioğlu, insanların ölmemesini, anaların ağlamamasını istediğini söyleyerek, açıklamasına şöyle devam etti:
"Benim paylaşımımda suç bulunduğunu söylemek evrensel tüm hukuk metinlerini ters yüz etmektir, insan aklına ihanettir. Hak, adalet, demokrasi ve barış istemek suç mu? 'Çocuklar ölmesin, analar ağlamasın' isteğinin neresinde suç buldunuz? Bunca demokrasi nöbetinden çıkan sonuç bu mu? İnsanların ölmemesini, anaların ağlamamasını isteyen bir metinden suç çıkarabiliyorsanız orada çiviler çıkmıştır. Güç, hukuk değildir. Hakkı, adaleti, barış talebini dillendirdiğim için bu karar alınmıştır. Hayatımın büyük bölümünde demokrasi, adalet ve insan hakları mücadelesi verdim. Her adalet ve barış mücadelesine destek verdim, kimliğine bakmaksızın mazlumlarla dertlendim, zulüm içeren kararları hep eleştirdim. Bu kararla boyun eğeceğimi sanan varsa yanılır. Bu hukuksuz karara karşı mücadele edeceğim ve sonuç ne olursa olsun ilkelerimden vazgeçmeyeceğim. 'Hakkın söylenmesini rızkı keserek sağlayalım' diyene cevabım şudur. Asıl ben hak bildiğimi söyleyemediğim zaman yaşayamamam. Kamu idaresi adına bu karara atılmış imza, nezdimde sadece ve sadece haksızlık, hukuksuzluktur. Dünya fanidir, hesap günü çok ağırdır, unutmayınız. İnsan hakları mücadelem her hal ve şartta devam edecektir. Mallar ve canlar ile sınandığımda ve üzücü sözler işittiğimde bana düşecek olan sadece hak üzerine sabır, sebat ve mücadeledir."