Gazeteci Fatih Portakal, eşinin kendisine 'Donkişot' dediğini, mücadelesinin bir işe yaramadığını söylediğini aktararak, "Bu işi ne kadar yapabilirim bilmiyorum. Belki bugün belki yarından da yakın bilemiyorum, noktayı koyma zamanı gelebilir. Çünkü gidişat odur." dedi.
Avrupa Birliği (AB) destekli Özgürlük için Basın (ÖiB) Projesi İkinci Ulusal Konferansı'na FOX TV Ana Haber Sunucusu Fatih Portakal da katıldı. Portakal, Avrupa Birliği'ni (AB) Türkiye için bir emniyet supabı olarak gördüğünü ifade ederken Avrupa yolunda giden Türkiye'de basın özgürlüğünün tartışılmasından duyduğu üzüntüyü dile getirdi. Portakal, "Ülkemde -ben 20 yıldır bu işi yapıyorum- özellikle medyada bir özgürlüğün olduğunu hiçbir zaman söyleyemeyiz. Gerek bu iktidar döneminde, gerekse bu iktidar öncesindeki dönemlerde. Her zaman 'güçlüler' vardır bu ülkede. 2002 yılından önce de vardı. Medya her zaman kullanılan unsurlardan bir tanesiydi." dedi. Türkiye'de gazetecilik yapmanın 'çok zor' olduğunu vurgulayan Portakal, "Eğer siz bu dönemin siyasi gücünü eleştiriyorsanız veya ona koltuk çıkmıyorsanız ve gazeteciliğin evrensel normlarda yapılması gerektiği gibi o muhalif ruhla yapıyorsanız bir noktadan sonra artık yapamaz duruma geliyorsunuz. Ülkedeki gazetecilik budur." diye konuştu.
'TÜRKİYE'DE GAZETECİLİK YAPMAK, MAYIN TARLASINDA YÜRÜMEK GİBİ'
"Eğer 'her şey güllük gülistanlık, her şey güzel gidiyor' diye başlıklar atıp bu tip haberleri başlığa taşırsanız sizden kralı yok bu ülkede. Ve mesleğinizi de istediğiniz kadar yapabilirsiniz. Ama bir takım gerçekliklerin altını çizip bunu kamuoyu ile paylaştığınızda ister istemez birilerin ayağına basıyorsunuz. Mayın tarlasında yürümek gibi bir şey Türkiye'de gazetecilik yapmak." diyen Portakal, son zamanlarda ise 'başınıza bir iş gelmesinden korkmuyor musunuz' sorularının geldiğini ve cevap olarak hırsızlık yapmadığını, çekineceği bir şeyin olmadığını söyledi.
'BELKİ BUGÜN, BELKİ YARINDAN DA YAKIN…'
Televizyon olarak sadece FOX Ana Haber'in kaldığını anlatan Fatih Portakal, basının özgür olabilmesi gerektiğini vurguladı. Portakal, "Ben bu işi ne kadar yapabilirim bilmiyorum, onu da söyleyeyim. Geçenlerde eşim 'daha ne kadar devam edeceksin? Donkişot gibisin' dedi. Yani 'bir şey olmuyor ki'. Ben bir şey olsun diye yapmıyorum zaten. Kendime karşı sorumluluğumu yerine getirmek için yaptığımız gazetecilik. Başka bir şey değil. Sorumluluğu kamuoyu adına yerine getirebilmek için yapıyorum. Dediğim gibi bu muhalif ruhla daha ne kadar yapabiliriz? Hiçbir fikrim yok. Belki bugün belki yarından da yakın bilemiyorum noktayı koyma zamanı gelebilir. Çünkü gidişat odur. Gidişat maalesef şudur Türkiye'de; ya benim gibi düşüneceksin ya da benim gibi düşünmeyeceksin." dedi. Bunun, sadece bu iktidara ait bir döneme ait olmadığını da sözlerine ekledi.
'ÖZGÜR BASIN İÇİN UMUTLU DEĞİLİM'
Önümüzdeki süreç içerisinde kendisinin çok umutlu olmadığını kaydeden Portakal, "Özgür basın için çok umutlu değilim" dedi. Gazetecinin rakibinin siyasetçi olmadığını ifade eden Portakal, "Bu duruma gelinmesinde tabii ki sadece iktidar tarafın değil ülkedeki muhalefet tarafına da bir göz atmak gerekiyor. Bu kadar baskının, bu kadar caydırıcı ortamın oluşmasında Türkiye'de maalesef iyi bir muhalefet sisteminin olmamasından kaynaklanıyor." ifadelerini kullandı.
CİHAN