Doğan Öz’ün anısından utanın


Doğan Öz, Ankara’da Cumhuriyet Savcısı’ydı. 24 Mart 1978 sabahı işine gitmek üzere arabasına binerken evinin önünde vurularak öldürüldü. O kişi (İbrahim Çiftçi) yakalandı. Suçunu itiraf etti. Bazı tanıklar da kendisini teşhis etti. Sanık yargılanırken 12 Eylül 1980 askeri darbesi gerçekleşti. Askeri mahkeme, sanığı idama mahkûm etti. Dosya Askeri Yargıtay’a gitti. Karar veren askeri mahkeme ile Askeri Yargıtay arasında gidip gelen dosya, sonunda Askeri Yargıtay Birinci Dairesi’nce Yargıtay Savcısı’nın da talebiyle onandı. İdam kararı tam kesinleşmişti ki araya bir ‘el’ girdi. O ana kadar cezanın onaylanmasını isteyen askeri yargıtay savcısı, ‘hangi kuş’ ona haber getirdiyse fikrini değiştirdi ve karara itiraz etti. Bunun üzerine dosya Askeri Yargıtay Ceza Daireleri Genel Kurulu’na gitti. Genel Kurul 15 üye ile toplandı. 8 üye delil yetersizliğinden sanığın beraatini isterken 7 üye idam yönünde oy kullandı. Bu tek oyluk farkla İbrahim Çiftçi aklandı ve tahliye edilmesi yönünde karar alındı. Dosya yeniden idam cezasını veren ve dosyaya egemen olan mahkemeye gitti. Mahkeme, yargı tarihine geçecek bir kararla İbrahim Çiftçi’yi beraat ettirdi. Karar özetle şuydu: Elimizdeki bilgiler, belgeler ve tanık ifadeleri cinayeti İbrahim Çiftçi’nin işlediğini gösterirken ve vicdani kanaatimiz de bu yönde oluşmuşken, Askeri Yargıtay Ceza Daireleri Genel Kurulu’nun kararına uymak zorunda kalarak sanığı beraat ettiriyoruz.” Bu satırlar Oral Çalışlar’ın Radikal’deki dünkü köşesinde yer aldı. Doğan Öz, kontr-gerillanın peşine düştüğü için önce tehdit edilmiş sonra öldürülmüş tü. Abdi İpekçi’nin katil zanlısını askeri kışlanın içindeki cezaevinden kaçıranlar, onu da beraat ettirmişti. Abdullah Çatlı’yı yılarca sahte kimlikle yaşatıp yasadışı işlerine devam ettirenler de onlardı. Bu, yüksek bir bürokratın Hasan Cemal ve Cengiz Çandar’a yaptığı tanımla, ‘’Sovyetler tipi bir yapılanmaydı.” Şimdi bu sistem çöküyor. Faili meçhullerin zanlısı bir albay yargı önünde hesap veriyor, bir yargıç Türkiye’nin kirli hafızası olarak bilinen Özel Harp Dairesi’nde inceleme yapıyor. ‘’Kozmik Oda’dan kozmik patates çıktı’’ diyen CHP lideri Baykal, acaba Doğan Öz’ün eşini hiç aklına getiriyor mu? Abdi İpekçi’nin anısına saygı duymuyor mu? Kendine sosyal-demokrat deme cüreti gösteren partinin lideri, kurbanların değil de, olağan zanlıların avukatlığına soyunmuşsa söz bitmiştir zaten. Doğan Öz’ün cinayetinin gündeme gelmesi, hesabının sorulması muhafazakarlara kaldı. Türkiye’nin geldiği nokta bu. Bülent Ecevit, kontr-gerilla iddialarını gündeme getirdiğinde bir gerçeği dile getiriyordu. Medyası, askeri, iş dünyası elele verip bu işin üzerine gitmesine engel oldu. Bugün bu ortam var ve kaderin cilvesine bakın ki, bir CHP Genel Başkanı’nın açmaya çalıştığı kapıyı bugün bir başka CHP Genel Başkanı kapatmaya çalışıyor. Siz gidin derdinizi Doğan Öz’ün, Abdi İpekçi’nin eşine, çocuklarına anlatın. Danıştay baskınında ‘’Devlet yargıcını öldürür mü?” diye sormuştunuz. Doğan Öz mezarından haykırıyor, “Evet” diye. Hesabını sormuyorsunuz, soranlara engel olmayın bari. Yandaş patronlara tavsiye Atıp tutanlara bakmayın, bu işin sırrı basittir. Büyümek güçlenmek istiyorsanız, önce bir bankayı devletten içinde malın değeri kadar para olmak kaydıyla ucuza alın, sonra 200 misline satarsınız. Ayrıca basın gücünü kullanıp devletten bir petrol şirketini cebinizden bir kuruş çıkmayacak şekilde alın. Alım bedelini vergi mükellefinin sırtına yıkacak şekilde yeni bir yapılanmaya gidin. Foyanız ortaya çıkınca yeni iktidara yandaş olun, sözünüzü dinlemeyen yazarları atın. Gazetenizi halka açın, kağıdı kendinizi fonlayacak şekilde ithal edin, şirketler arası işlemlerle tek kuruş vergi ödemeyin. Sonunda 70 yaşında hakim önüne çıkmak da var ama o kadar riski de alın artık. Gördünüz, o kadar da korkunç bir şey değil. Gözünüz korkmasın daha kurulacak bankalar, özelleştirilecek şirketler var.
<< Önceki Haber Doğan Öz’ün anısından utanın Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER