Doğan
Kitap, rahmetli Örsan Öymen’in “Bir İhtilal Daha Var” kitabını yeniden yayınlamış.
Genç yaşta kaybettiğimiz usta gazeteci, kendine has mizahi üslubuyla hem İttihat ve Terraki, hem de 1960
darbe süreçlerini anlatmış.
Okurken sık sık kendinizi gülerken buluyorsunuz ama okuduklarınız aslına ağlanacak olaylar.
17
Eylül Türkiye tarihinde bir utanç sayfasıydı.
O gün
Türkiye Cumhuriyeti kendi başbakanını astı.
Adnan
Menderes,
iktidarı sırasında yanlış işler yapmış olabilirdi ama hiçbir eylemi ölümünü haklı kılacak, hukuksuz bir biçimde koltuktan devrilmesini haklı kılacak nitelikte değildi.
Hala 1960 darbesine sahip çıkan, iyi darbe-kötü darbe ayırımı yapanlar var.
Darbelerin hepsi kötüdür.
Darbe
hukuksuzluk,
insan hakları ihlali, çetecilik ve yağma demektir.
Türkiye’de
halk bu gerçeği gördüğü için her fırsatta,
demokrasiden, hukuktan yana tavır almakta; darbecilere ve o zihniyeti savunanlara yüz vermemektedir.
12 Eylül referandumunun bir de bu gözle okunmasında yarar vardır.
Darbelerle kirletilmiş bir tarihi aklama, asılmış bir başbakana sahip çıkma, darbecileri ve darbe zihniyetini sandıkta mahkum etme.
12 Eylül günü halk tam da bunu yapmıştır.
Aslolan budur.
Darbelere ve darbecilere sahip çıkan, darbelerle arasına mesafe koyamayan
CHP zihniyetinin sandıkta aradığı başarıyı bulamamasının temel nedeni budur.
Bülent Ecevit’in sol için
rekor oyunda 12
Mart Muhtırası’na karşı duruşunun payı çok büyüktür.
12 Eylül oylaması, değişim ve
vesayet rejimi arasında bir
tercih olduğu kadar, darbe ile demokrasi arasında da yapılmış tercihtir.
Kendi seçtiği siyasetçilerin, bir avuç çeteci tarafından devrilip asılmasını görmek, sonraki yıllarda sürekli olarak idamların haklılığını dinlemek sadece demokrasi ve hukuk özlemini artırmaya yaramıştır.
Örsan Öymen’in kitabını okuyun, hala ilk yazıldığı kadar güncel çünkü o çeteci zihniyet hala mevcut.
Demokrat
İzmirliler ayağa kalkın lütfen
İzmir içinde bulunduğu durumu hak etmiyor.
Bir zamanlar Ege’nin incisi olan
kent, hızla sıradan bir taşra
kasabasına dönüşüyor.
Değişimden korkan, Öteki’ni dışlayan milyon nüfuslu bir kasaba.
Muhafazakarı da beğenmiyor, Kürtü de...
Tek doğrunun kendi
yaşam tarzı olduğuna inanıyor ve çok sesliliğe kapıları kapatıyor.
Bu kentin yetiştirdiği en önemli değerlerden biri olan Sezen Aksu’yu bile bir kalemde silip atabiliyor.
Bu kent hepimizin.
Ergun Gümrah, bu
akşam “Yolu Yeni Asır’dan geçenler” gecesi düzenliyor Galata’daki Kivahan’da.
Yolu Yeni Asır’dan geçenler genelde demokrattır.
Aslında bir de “Demokrat İzmirliler” gecesi yapmak, İzmir’i bu görünümden kurtarmak için kolları sıvamak lazım.
Rasim Ozan Kütahyalı bunun çağrısını yaptı.
Lise arkadaşım Pervin Mısırlıoğlu, İzmirİzmir sitesinde böyle bir mücadeleyi çoktan başlatmış durumda.
İzmir’i yeniden demokrasinin kalesi yapmak, hoşgörünün merkezi haline getirmek için mücadele şart.
İzmir bir avuç neo-faşistin yönlendirmesine bırakılmayacak kadar önemli bir kent.
Demokrat İzmirliler işbaşına...
Hrant Dink’e saygı adil yargıyla olur
Bu hükümet Hrant Dink’in ölümünden sorumlu değildir ama cinayetin aydınlatılmasının önüne mayınlar döşemekten sorumludur.
Cinayette ihmali olan kamu görevlilerinin yargılanmasına izin vermeyerek suçlulara sahip çıkmıştır.
O nedenle Hrant Dink davasında yıllardır bir ilerleme kaydedilmiyor.
İktidar bu çelişkiyi açıklamak durumunda.
Piyasaların keyfi yerinde
Askerler bile
muhtıra verirken piyasanın kapanmasını beklediğine göre, bu piyasa çok önemli.
Piyasa dediğimiz aslında borsa.
Çıkarsa iyi oluyor, düşerse kötü.
Piyasacılar mutlu olmalı çünkü borsa her gün rekor kırıyor.
Dün de 64 bin sınırını geçti.
Galiba bu dinciler, okuyup üfleyip piyasayı
uçuruyor!