Susurluk sanığı, bir dönem Derin Devlet’in tetikçisi olan
Ayhan Çarkın müthiş açıklamalar yapıyor.
Devletin kirli çamaşırlarını bir bir ortaya döküyor.
Son olarak
Taraf Gazetesi’nden Mehmet Baransu’ya konuştu Çarkın.
Balyoz davası sürecinde 161 subayın tutuklanması kararıyla adalete güveninin geldiği ve kendisini ortaya attığı anlaşılıyor Çarkın’ın.
Bu arada, ‘bağımsız, yansız, tarafsız’ medyanın nasıl işlediğini de bir kez daha gözler önüne sermiş oldu Ayhan Çarkın.
Susurluk kazası veya infazının ardından Arena programında bir fotoğraf çıktığını, o fotoğrafın sonra geri çekildiğini anlatıyor.
Ardından da ekliyor, ‘O fotoğrafı kim çektirdiyse, cinayeti o işledi!’
Arena yetkilileri fotoğrafı kimin talebi ile ve neden geri çektiği konusunda herhalde bir açıklama yapar.
Böylece hem zan altında kalmaz, hem çekme gerekçesini anlatır, hem de sorumluyu ortaya çıkarır.
Soruşturmacı gazeteciliğin gereği budur.
Yine de insan ‘Bu işler hep Doğan Grubu’nda oluyor?’ diye sormadan edemiyor.
Bu durum, Doğan Grubu’nun
Ergenekon karşıtlığının hukuka saygısından kaynaklanmadığını gösteriyor açıkçası.
Kirli çamaşırlar döküldükçe bütün ilişkiler ortaya çıkıyor, daha da çıkacak.
Siz, Çarkın’ın Derin Devlet itiraflarını okuyun ve nasıl bir kokuşmuşluktan kurtulduğumuzu bir kez daha anlayın.
Yetinmeyin, bu açıklamaları herkese mailleyin, tweetleyin. Çünkü bağımsız, tarafsız medya bu açıklamaları görmeyecektir, göremeyecektir:
-
Hizbullah diyorlar, ne Hizbullah’ı hepsini bunlar yaptı...
- Hanefi
Avcı istihbarattaydı. (Diyarbakır’da)
İstihbarat dediğin işkence yapıyordu. Siyasi şubedeydi... Necdet Menzir o dönem orada müdürdü.
- Dursun
Karataş (Dev-Sol’un lideri) firar ettirildi, ondan sonra başladı her şey... Karataş o operasyondan anlaşarak kurtuldu. Sonra ona polisleri tarattılar. O dönemin bütün polis istihbarat ve MİT yetkililerinin alınması, sorgulanması lazım.
- Böyle vatan sevgisi olmaz olsun. Terörü de kendi üretiyor, kahramanını da. Kaç tane polis öldü. Şimdi bunların hepsi ortaya çıkarılmaldı. Ekip otolarını tarattılar. Hepsini bunlar yaptı.
- Susurluk’u kimler kapattı? Susurluk soruşturmasını yürüten Aykut
Cengiz Engin’di. Şimdi karşı karşıya gelelim. O kapattı. Sedat Karagül vardı hakim. Metin Çetinbaş vardı. Bunlar kapattı.
- Çatlı bu
Ermeni meselesinde kullanıldığını anladı. Bizim büyükelçilerimizi öldürenler yine bunlardır.
- Arena programında bir foto çıkmıştı. Geri çektiler o fotoyu. O fotoyu kim çektiyse cinayeti o işledi.
Milli
Güvenlik Kurulu ABD modeli olsun
Milli Güvenlik Kurulu’nun
sivil siyasete ayar verme konusunda nasıl bir işlev gördüğü Wikileaks belgelerinde bir kez daha görülüyor.
Çağdaş demokrasilerde böyle bir kurul olmaz.Yeni anayasada bu kurulun yeniden düzenlenmesi, askerin saz heyeti gibi temsil edilmesinin önüne geçilmesi gerekir.
MGK, Cumhurbaşkanı ve Başbakana güvenlik konusunda danışma görevi yapan bir kurula dönüştürülmeli, asker sadece
Genelkurmay Başkanı ile temsil edilmeli ve üzerine vazife olmayan konularda fikir beyan etmemeli.
Tatlıses’li
Meclis
Vuruldu,
felç kalma ihtimali var. Kanlı saldırıyı kınıyor ve kendisine acil
şifa diliyorum.
Ama bu İbrahim Tatlıses’in Meclis’te olmasını içime sindirdiğim anlamına gelmiyor.
Sauna Çetesi’nden mafyaya kadar çeşitli olaylara karışan, işleri nedeniyle ödemediği borçlarından sık sık
icralık olan, Urfa’da kanlı bir olaya karışan, birlikte olduğu kadınlara şiddet uygulamaktan çekinmeyen,
küçük kızlara ‘O...’ diye hitap eden biri, en az Ergenekon zanlıları kadar rahatsız eder beni o Meclis’te.
Not: Önümüzdeki haftadan itibaren geniş yolları,
modern ulaşım sistemi, tarihi, mutfağıyla etkileyici bir
kent olan
Kayseri izlenimlerime başlıyorum.