Erdoğan'ın yol arkadaşı itiraf etti: Şaftımız kaydı... Devlet çalışamaz halde

AKP'li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ile uzun süre birlikte yol yürüyen, eski bakanlardan Hüseyin Çelik, iktidarı net cümlelerle eleştirdi.

SHABER3.COM

Eski Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik konuk olduğu canlı yayında, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin Türkiye'ye uygun olmadığını söyledi
 
Çelik, Gezi Eylemleri ile ilgili dikkat çekici bir tabir kullandı. Çelik, "Gezi olayları ile birlikte bizim şaftımız kaydı" derken, bu yatırımların da kesildiğini ve kesilme gerekçelerini açıkladı. Çelik, "Bu yatırımlar pat diye kesildi. Biz hukuk devleti diyorduk, demokrasi diyorduk, insan hakları diyorduk, işkenceye sıfır tolerans diyorduk, AB ile tam üyelik müzakeresi yapıyorduk" dedi. 

Hüseyin Çelik: Sarayda komünist bozuntusu, ne idüğü belirsiz adam racon kesiyor, parmak sallıyor, Erdoğan nasıl müsaade ediyor?

Hüseyin Çelik: AK Parti'nin MHP ile işbirliği yapmasını bir cinnet hali olarak değerlendiriyorum

Indipendent Türçe'nin haberine göre Avrupa'dan da "Türk mucizesi" yorumlarıyla karşılaştıklarını söyleyen Çelik, Gezi Eylemleri'nden sonraki değişime dikkat çekti. Çelik, "Özgürlükleri güvenlikçi kaygılara feda etmeye başladık." dedi. Eski Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, Ekol TV'de Armağan Çağlayan'ın sunduğu programa katılarak dikkat çeken tespitlerde bulundu. Çelik, "Üniversite harç parası kaldırdık. Dünyanın en yanlış işini yaptık" dedi. Öte yandan Çelik "Bana göre şuan devlet çalışmaz hale geldi. Bu Türk Tipi Başkanlık Sistemi, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi bize göre değil. Biz de militan yargımızı oluşturduk. Bu korkunç işte Türkiye bundan dolayı düzelmiyor." diye konuştu.



Çelik'in açıklamasından satır başları:

Bana göre şuan devlet çalışmaz hale geldi. Bu Türk Tipi Başkanlık Sistemi, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi bize göre değil. Seçimden önce hatırlayın 6'lı masa 'Parlamenter Sistem' demiyor muydu? Mansur Yavaş bir aykırı çıkış yaptı. Onun dışında Sayın Özgür Özel, Sayın Ekrem İmamoğlu parlamenter sistemden bahsediyor mu? Hayır. Onlar da şunu hayal ediyor; 'Biz geleceğiz iktidar olacağız, bundan biraz da bir faydalanalım.

Biz geldiğimizde şunu yapmalıydık. Öyle bir adalet sistemi kurmalıydık ki, herkes desin ki: 'Helal olsun kardeşim, Müslümanlık da budur, insanlık da budur, adalet de budur.' Hayır biz de militan yargımızı oluşturduk. Bu korkunç işte Türkiye bundan dolayı düzelmiyor.

Üniversitelerimiz rezil durumda. 206 tane şu anda üniversite var. Biz her zaman niteliği niceliğe kurban eden anlayışa sahibiz. Sayı 206'ya çıktı ama öğretim üyesi kalitesi, araştırmaya ayırdığımız para, dünya bilimine olan katkımıza göre mukayese yaptığınız zaman maalesef çok iyi bir yerde değiliz.

Armağan Çağlayan’ın, “Siz siyaset bilimi profesörsünüz aynı zamanda. Dışarıdan baktığınızda ya da bir hoca olarak Türkiye’deki bu toplumsal sorunları nasıl görüyorsunuz? Çeteleşme, küçük çocukların öldürülmesi, bir sürü hukuksuzluk…” sorusuna Hüseyin Çelik şöyle cevap verdi:

Nizamül Mülk’ten bu yana mesela yazılan birçok siyasetname kitabı var. Bunların önemli bir kısmını okuma fırsatı elde ettim. Oradaki ortak noktalar nedir biliyor musunuz; Bir hepsinin üzerinde mutabakat vardığı şey şudur: Balık baştan kokar! Ve Sadi Şirazi’nin muhteşem bir sözü var; der ki, ‘Hükümdar göz yummazsa eşkıya kervan basamaz.’ Son derece önemli bir şeydir.

Balık baştan kokar! Türkiye’de yargıda problem var, ekonomide problem var, esnafta sanatkarda problem var, toplumsal ahlakta, hayatta problem var ama bunun hepsinin sorumlusu siyaset kurumudur. Siyaset Kurumu düzelmediği zaman, siyaset Kurumu doğru yapmadığı zaman bunlar düzelmez. 

Bakın yine Sadi’nin meşhur bir sözüdür diyor ki, ‘Hükümdar köylünün yumurtalarını alırsa hükümdarın adamları tavuklarına alır.’ Şimdi bu memlekette kavga var, gürültü var falan filan… Şimdi bir milletin Meclis’inde eğer milletvekilleri sıraların üzerine kalkıp da birbirine yumruk tekme giriyorsa, Meclis’i adeta arenaya çeviriyorsa siz sokaktaki sıradan vatandaşlara ‘ya kavga etmeyin, nezaketli olun, birbirinizin farklılığına tahammül edin’ dediğiniz zaman çok inandırıcı olabilir misiniz? Olamıyorsunuz işte!

İki şimdi ehliyetsizlik ve liyakatsizlik siyasetnamelerdeki ortak vasfıdır. Bu memlekette gerçekten liyakat ve ehliyet görüyor musunuz? Kaldı mı böyle bir şey? Efendim musahiplerin, danışmanların yetersizliğinden söz ediliyor. Amcamın oğlu, teyzemin kızı bizim partinin filan adamını getirip danışman tayin ediyorsunuz. Ona bazı imkanlar temin etmek için onu danışman tayin ediyorsunuz. 

Öte taraftan adaletin yok olması! Bu memleketin en büyük dertlerinden birisi adaletsizliktir değil mi? Şu anda Türkiye’de adaletin gücü var mı, hayır! Eğer bir ülkede adaletin gücü olmazsa gücün adalet olur! Gücün adaleti her zaman zalimdir! Adaletin gücü yok şimdi. Adalet tuzdur, tuz koktuğu zaman yapılabilecek bir şey kalmamıştır. Şimdi mesela sokaktaki vatandaşa sorun Türkiye’deki yargı sistemine güveniyor musunuz deseniz, yüzde 5 güveniyorum çıkar mı? Çıkmıyor!
<< Önceki Haber Erdoğan'ın yol arkadaşı itiraf etti: Şaftımız kaydı...... Sonraki Haber >>
ÖNE ÇIKAN HABERLER