Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, Türk bakanların referandum etkinliklerinin iptali ile ilgili olarak Almanya'ya yaptığı Nazi benzetmesi Alman siyasetinde sert tepkilere yol açtı.
Adalet Bakanı Heiko Maas, Erdoğan'ın sözleri için 'rezilce ve kabul edilemez' açıklaması yaptı. Alman Birinci Televizyonu ARD'de Anne Will moderatörlüğündeki tartışma programına katılan Maas, konunun artık Almanya'daki referandum etkinlikleri olmadığını, Erdoğan'ın amacının kışkırtma olduğunu belirterek, "Kışkırtmalara gelmemek için dikkatli olmamız lazım" dedi.
Diplomatik ilişkilerin kesilmesine kadar gidecek bir gerilimi kimsenin isteyemeyeceğini belirten Maas, bu nedenle Almanya'da Türk hükümet yetkililerinin etkinliklerine genel yasak getirilmesi taleplerine karşı olduğunu söyledi. Adalet Bakanı, "Bu tür bir etkinliği yasaklamak için Alman hükümetinin Erdoğan ya da Türk hükümet yetkililerine yönelik ülkeye giriş yasağı getirmesi gerekir. İnanıyorum ki, Erdoğan'ın istediği de tam olarak bu" diye konuştu.
Maas, Twitter hesabından yaptığı paylaşımda ise, Türkiye'de hukuk devletinin durumu ile ilgili uyarılarını açık bir şekilde sürdüreceklerini, çarpıtmaları kabul etmeyeceklerini belirterek, "Ancak sadece diyalog yoluyla birşey elde edebiliriz" dedi.
Anne Will programına katılan isimlerden Cumhuriyet gazetesi eski genel yayın yönetmeni Can Dündar da Türk bakanların Almanya'daki etkinliklerinin siyasi nedenlerle yasaklanmaması uyarısında bulunarak, "Konu ne olursa olsun, kimin konuşma hakkına sahip olup, kimin olmadığına devlet karar veremez" diye konuştu. Dündar, Almanya'da düzenlenebilecek olası referandum etkinliklerine karşı vatandaşların tavır sergilemesi ve protestoda bulunması çağrısı yaptı.
"Merkel rahatsız"
CDU Genel Başkan Yardımcısı Julia Klöckner de Twitter hesabından yaptığı paylaşımda Erdoğan'ın sözlerini 'utanmazca' ve 'kibirli' diye nitelendirdi. Klöckner, konunun başbakan Angela Merkel ve Birlik partileri Meclis Grup Başkanı ile yedikleri akşam yemeğinde de gündeme geldiğini belirterek, "Tutum net: Erdoğan'ın Nazi benzetmeleri tahammül gösterilemeyecek nitelikte" paylaşımında bulundu.
Hristiyan Demokrat Birlik (CDU) Meclis Grup Başkanı Volker Kauder de, "Bir NATO üyesi ülkenin cumhurbaşkanının, bir başka üye ülke hakkında bu şekilde konuşması inanılmaz ve kabul edilemez bir durum. Özellikle de bu ülke hukuk devleti açısından büyük sorunlar yaşayan bir ülkeyse…" açıklaması yaptı.
Hristiyan Sosyal Birlik partisi Genel Sekreteri Andreas Scheuer ise Nazi benzetmesini "Boğazlar'daki despotun dehşet verici bir şekilde raydan çıkması' olarak nitelendirerek Erdoğan'dan özür talep etti.
Sol Parti milletvekili Sevim Dağdelen ise Erdoğan'ı faşizm kavramını yumuşatmaya çalışmakla suçlayarak, "Burada eski faşizm dönemini andıran birşey varsa, o da Erdoğan'ın kullandığı yöntemlerdir. Yani gazeteciler, basın ve muhalefetin susturulması, uyguladığı şiddet politikaları, devletin 'temizlenmesi' ve kullandığı nefret söylemi" diye konuştu. Dağdelen, Alman hükümetinin de artık kırmızı çizgi çekmek zorunda olduğunu söyledi.
Sol Parti'den yaptırım talebi
Sol Parti Meclis Grup Başkanı Dietmar Bartsch AB'nin ortak tutum içinde olmasının önem taşıdığını belirterek, Türkiye'ye silah ihracatının durdurulması ve AB yardımlarının dondurulması çağrısı yaptı. Alman askerlerinin derhal İncirlik'ten çekilmesi gerektiğini kaydeden Bartsch, Türkiye ile geçen yıl mart ayında imzalanan mülteci mutabakatının Almanya'yı şantaja açık duruma düşürdüğünü vurgulayarak, mutabakatın feshedilmesi çağrısı yaptı.
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ ve ardından Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci'nin katılacakları referandum etkinliklerinin art arda güvenlik gerekçesiyle iptal edilmesinin ardından Erdoğan, "Eyy Almanya sizin demokrasiyle uzaktan yakından alakanız yok. Sizin uygulamalarınız geçmişteki Nazi uygulamalarından farklı değil' çıkışı yapmış, "Biz o Nazi dünyasını görmek istemiyoruz. Almanya bunları bırakalı çok oldu sanıyorduk, yanılmışız" diye konuşmuştu. Erdoğan ardından yaptığı açıklamada Almanya ile ilgili suçlamalarını sürdürerek, "Şimdi zannediyorlar ki Tayyip Erdoğan Almanya'ya gelecekti. Ya ben istersem yarın gelirim. Gelirim ve kapıdan sokmadığınız zaman veya konuşturtmadığınız zaman da ben dünyayı ayağa kaldırırım" demişti.
Başbakan Binali Yıldırım cumartesi Almanya Başbakanı Angela Merkel ile Almanya'daki referandum etkinlikleri konusunda yaptığı telefon görüşmesinin ardından, "Bundan sonraki programlar için farklı bir yol izlenecek. Planladığımızdan uzun bir görüşme oldu. İki ülkenin bakanları bir araya gelecek" açıklamasında bulundu. İki ülke dışişleri bakanları Mevlüt Çavuşoğlu ve Sigmar Gabriel'in çarşamba günü bir araya gelmesi planlanıyor. Gabriel, görüşme öncesinde Bild am Sonntag gazetesine yazdığı makalede, gerilimin tırmandırılmaması uyarısında bulunarak, "Ülkelerimiz arasındaki dostluk temelinin yıkılmasına izin veremeyiz" dedi.