Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde 81 ilin valisine hitap eden Erdoğan şunları söyledi:
*Çok açık, net konuşuyorum, bu olayı ortaya çıkaran buradaki bir büyükelçidir. Amerika'nın, Türkiye gibi bir stratejik ortağını, bir kendini bilmez büyükelçiye feda etmesi kabul edilemez. Buna bizim 'evet' dememiz mümkün değil. 'Onların aldığı karar neyse kelimesi kelimesine aynını onlara iade edeceksiniz' dedim.
'KOSKOCA ABD'Yİ ANKARA'DA BÜYÜKELÇİ YÖNETİYORSA ÇOK YAZIK'
Eğer bir koskoca Amerika Birleşik Devletleri'ni Ankara'da büyükelçi yönetiyorsa yazıklar olsun. Çünkü bu takınılan tavır, aslında budur. 'Sen benim stratejik müttefikime böyle davranamazsın, böyle hareket edemezsin' demeleri lazımdı. Ama bunu diyemediler.
'BİZ SİZE MUHTAÇ DEĞİLİZ'
Biz bir kabile devleti değiliz. Biz Türkiye Cumhuriyeti devletiyiz bunu kabul edeceksiniz. Bunu kabul etmediğiniz takdirde kusura bakmayın, biz size muhtaç değiliz. Biz sizden paramızla silah istediğimiz zaman 'kongre' diyorsun ama terör örgütüne üç beş kuruş para dahi almadan gelip silahı ücretsiz olarak veriyorsun. Niye? 'Türkiye'yi güneyden kuşatalım' diye. Geri planını söylemiyorum, bunun arka planı da var, ayrı bir konu. 3.500'e ulaşan TIR Kuzey Suriye'ye girmiş vaziyette bu TIR'larla bunlar oraya getirildi. Sayın Başkan'a (ABD Başkanı Donald Trump) sordum bundan haberiniz var mı? Olur mu öyle şey dedi.
'SURİYE'Yİ DÜNYANIN EN BÜYÜK SİLAH PAZARINA ÇEVİRENLER…'
Suriye'yi dünyanın en büyük silah pazarına çevirenler, eli kanlı katilleri en modern silahlarla donatanlar, tüm bunları herhalde demokrasi aşkına yapmıyorlar. Bunların demokrasi ile alakası yok, kesinlikle yok. Rejim PKK'ya, (IKBY lideri Mesud) Barzani'ye 'Yanınızdayız' diyor. PYD ile çatışanlar veya Barzani ile çatışan PYD şimdi beraberiz diyor bunlar birbirinin dostudur bizim dostumuz olamaz.
'ESKİ PISIRIK TÜRKİYE'YE ALIŞMIŞ OLANLAR GÜÇLÜ TÜRKİYE'Yİ HAZMEDEMİYORLAR'
Türkiye, içeriden ve dışarıdan kuşatılmaya çalışılıyor. Ülkemiz, tıpkı pençeleri sökülmüş bir aslan gibi ehlileştirilmek, boyunduruk altına alınmak isteniyor. Eski o pısırık Türkiye'ye alışmış olanlar, iddialı, vizyoner ve güçlü bir ülkeyi, güçlü bir Türkiye'yi hazmedemiyorlar.
'ÇOK AKTÖRLÜ KİRLİ BİR PLAN UYGULUYORLAR'
Büyük ve güçlü Türkiye'nin inşasını durdurmak için çok yönlü, çok aktörlü kirli bir plan uyguluyorlar. Bu planın içinde ekonomik tetikçilik var, bu planın içinde millet iradesini tank ve topla esir alma var, bu planın içinde mezhep ve etnik temelli kışkırtmalar var. Bu planın içinde terör örgütlerine sahip çıkma, teröristleri baş tacı yapma var.
'TERÖR KORİDORU SADECE TÜRKİYE'Yİ KIŞKIRTMAYA YÖNELİK'
Güney sınırımız boyunca oluşturulmaya çalışılan terör koridorunun amacının DEAŞ'la mücadele olduğunu kim iddia edebilir? Var mı böyle bir şey? Yalan. Terör koridoru, sadece Türkiye'yi kuşatmaya yöneliktir. Kimse bizi aldatmasın.
'GEZİ OLAYLARINDA 'ZULÜM 1453'TE BAŞLADI DİYE YAZILMASI TESADÜF DEĞİL'
Türkiye asırlık bir hesaplaşmayla karşı karşıyadır. Gezi olaylarında duvarlara ne yazdılar hatırlayın. 'Zulüm 1453'te başladı' diye yazılması, İstanbul'un Anadolu Yakasında Kadıköy'de asla tesadüf değildir. 1453'ü zulüm olarak görenler, olsa olsa ancak Bizans'ın çocukları olur. Bu milletin evladı olmaz.
'POLİSİMİZ SIG SAUER SİLAHINI KULLANMAYACAK'
Bundan sonra artık Sayın Bakana da burada söylüyorum, SIG Sauer diye bir silah bizim polis teşkilatımız kullanmayacaktır, kullanmamalı. Artık biz kendi ülkemizin silahlarını kullanmak suretiyle bu adımları atacağız. Biz artık bu tabancaları veya bunun daha uzun mesafelisini ülkemizde yapıyoruz ve bundan dolayı da kendi silahlarımızı kullanmak suretiyle polis teşkilatımızı daha diri, daha sağlam ayakta tutacağız. Çünkü onlardan almaya devam ettiğimiz sürece bize tembellik geliyor. Gerek yok.
'ABD'Yİ ANKARA'DA BÜYÜKELÇİ YÖNETİYORSA YAZIKLAR OLSUN'
Eğer bir koskoca Amerika Birleşik Devletleri'ni Ankara'da büyükelçi yönetiyorsa yazıklar olsun. Çünkü bu takınılan tavır, aslında budur. 'Sen benim stratejik müttefikime böyle davranamazsın, böyle hareket edemezsin' demeleri lazımdı. Ama bunu diyemediler.
'MUHATAPLARIMIZ AKLI SELİM DAVRANSIN, KARARDAN VAZGEÇSİNLER'
Türkiye, vize başvurularını askıya alma kararıyla vatandaşlarına karşı atılan haksız ve orantısız adımlar karşısında mütekabiliyet esasına göre hareket etmiştir. Sorunu büyüten, bu hale getiren taraf asla biz değiliz. Temennimiz, muhataplarımızın bir an önce aklıselime, soğukkanlılığa geri dönmeleri, dostluğumuzu ve müttefikliğimizi zedeleyecek adımlardan vazgeçmeleridir.
'BANA ULAŞTIĞI KADARIYLA AVUKATIYLA GÖRÜŞME TALEBİ OLMADI, SÖYLENENLER YALAN
ABD'nin İstanbul'daki misyonunda yerel personel olarak çalışan, diplomatik dokunulmazlığı olmayan, ülkemizin vatandaşı bir kişi ile ilgili hukuki süreç de yine teamüllere, anlaşmalara ve Viyana Sözleşmesine uygun şekilde yürütülmüştür. İçeri alındı, tutuklandı. Ayın dördünden itibaren ne kendi yakınları ne avukatının herhangi bir görüşme talebi olmamıştır. Söylenenler yalandır. Sadece dün itibarıyla kendisinin bir görüşme talebinin olduğu savcılığa ulaşmıştır. Olayın aslı bana ulaştığı kadarıyla bu.
'BUNLAR HADDİNİ BİLMİYOR'
Emin olun çifte standartlar karşısında bizim gösterdiğimiz sabrı dünyanın hiçbir ülkesi gösteremez. Sırtına yediği onca hançere rağmen herkesle dostluk hukukunu korumaya çalışan bir başka ülke yoktur. Ama öyle bir anamuhalefet, öyle bir muhalefet var ki… İstisnası MHP'yi tenzih ederim. Bakıyorsun ne diyorlar? Söyledikleri şey bu, 'Dünyada şu anda görüşecekleri ülke kalmadı.' Bakıyorsun bir tanesi kalkıp diyor ki 'Batı'dan tamamen kopmuş, Ortadoğu'ya sığınmış bir Türkiye var.' Kim? Önünde de bir profesör yazıyor. Bunlar haddini bilmiyor. Senin her yerin profesör olsa ne yazar? Sen bir defa neyi müdafaa ettiğini, neyi konuştuğunu, şu anda Türkiye'nin bulunduğu yeri, konumu bilmeyecek kadar acizsin.