14 Mayıs seçimleri Türkiye ve Dünya gündemini meşgul etmeye devam ediyor… İngiltere’nin saygın gazetelerinden Financial Times, “Türkiye seçimleri: Erdoğan en büyük rekabetiyle karşı karşıya” başlığını kullandığı haberde, “21 yıl iktidarda kaldıktan sonra Cumhurbaşkanı, ülkenin yönünü değiştirmeye kararlı birleşmiş bir muhalefetle sıkı bir yarışta” denildi.
Seçim kampanyaları sürecinde tartışmaların soğan ve savaş gemisine kadar geldiğine dikkat çekilirken, Millet İttifakı’nın cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu’nun evinin mutfağında yayınladığı videolarla gündeme geldiği hatırlatıldı.
Bu videoları, “Muhalefet lideri, Erdoğan gözetiminde fırlayan enflasyonun her haneyi etkilediğini göstermek istiyor. Türk mutfağı için hayati bir önemi olan soğanın kilo fiyatı başkent Ankara’da son 18 ayda 5 kat arttı” şeklinde yorumlayan Financial Times muhabirleri Andrew England ve Adam Samson, Kılıçdaroğlu’nun soğan videosuna karşılık Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın savaş gemisinin açılışını yaptığına dikkat çekti.
İngiliz Financial Times gazetesi, seçimle ilgili çok kapsamlı bir makale yayınladı.
Haberde, “14 Mayıs’ta seçmen iki farklı adaya oy verecek” denilirken Kılıçdaroğlu’nun yaşam maliyetlerinin yüksek oranda artması ve Erdoğan’ın baskısının artmasının sebebiyle seçmeni değişime “sonunda” ikna etmeyi başardığı hatırlatıldı.
Haberde, “Muhalefetin zaferi, özellikle az bir farkla zaferi, Erdoğan’ın demokrasiye ve 20 yıldır kontrolünde olan yargı, polis ve orduya bağlılığını test edecek. Eğer Erdoğan bir dönem daha kazanırsa muhalefet, Türkiye’nin çok daha ağır bir baskıcı rejime girmesinden endişe ediyor” yorumu yapıldı.
Ekonomik krizin Erdoğan’ın popülaritesini azalttığı hatırlatılırken, dört yıl içinde 3 merkez bankası başkanı değiştirdiğine de vurgu yapıldı. Fakat haberde, “Erdoğan’ın destekçileri, onun bu sorunu düzeltebilecek tek adam olduğu konusunda ısrarcı” yorumuna yer verildi.
Kılıçdaroğlu’nun NATO üyeleriyle ve Avrupa ülkeleriyle ilişkileri tamir etmek istediğine ve Rusya ile de ekonomik ilişkileri sürdürmeye kararlı olduğuna dikkat çekilirken Kılıçdaroğlu Financial Times’a, “Biz Türkiye Cumhuriyeti’ni tek bir kişiye verdik. Böyle bir zihniyet olamaz. Biz kazanacağız ve Türkiye’yi iyileştireceğiz” dedi.
1 DOLAR 4.5 TL’YKEN ERDOĞAN KAZANMIŞTI
2015’te yapılan seçimlerde de Erdoğan’ın etkisinin azaldığını ve AKP’nin 13 yılda ilke kez çoğunluğunu kaybettiği hatırlatılırken aynı yıl yapılan erken seçimde çoğunluğun sağlandığı da belirtildi. O seçimden 3 yıl sonra yapılan seçimlerde yüksek enflasyon sebebiyle Erdoğan’ın yenileceğine dair bir algı olduğu belirtilirken, Erdoğan’ın o seçimde de kazanarak cumhurbaşkanı olduğu aktarıldı. O dönemde 1 doların 4.5 TL olduğuna da dikkat çekildi.
Erdoğan’ın kampanyası hakkında, “Erdoğan’ın seçim kampanyası seçim öncesi dağıtılan vaatlerin bir kombinasyonu. Bir ay ücretsiz doğalgaz, asgari ücreti artırma, öğrencilere 10 GB ücretsiz internet. Ve devlet projelerinin açılışını da eklemek gerekiyor” yorumu yapıldı.
“ERDOĞAN’IN KAMPANYASINDA PANİK YOK AMA…”
Fakat Erdoğan’a yakın bir yetkilinin açıklamalarına da yer verildi. Haberde, “Erdoğan’ın destekçileri onun bir savaş içerisinde olduğunu biliyor. Seçim kampanyasıyla ilgili bilgisi olan bir kişi, “Panik yok ama rahat da değiller” dedi.
Erdoğan’a yakınlığıyla bilinen düşünce kuruluşu Seta’dan bir uzman olan Ferhat Pirinççi de Financial Times’a konuştu. Pirinççi, “Erdoğan’ın kampanyası kendinden emin. Fakat çok çalışmaları gerektiğini ve seçimin bıçak sırtı olduğunu biliyorlar” dedi.
Seçimden çıkacak sonucu, “huzursuz muhafazakarların”, gençlerin ve Kürt seçmenin belirleyeceğini aktaran Financial Times, “Genelde Erdoğan’a oy veren fakat artık onun hizmet vermediğine inananlar, 5.3 milyon yeni seçmen ve 85 milyonluk nüfusun yüzde 18’ini oluşturan Kürtler sonuca etki edecek” yorumunu yaptı.
Makalede, “Erdoğan kaybetse bile onun siyasi kariyerinin bittiğini duyurmak için çok az insan kağıt kaleme sarılacak. Özellikle muhalefetin Türkiye’nin karşısına çıkan büyük zorluklarla mücadelede ne yapacağı merak konusu” denildi.
Fakat makalede muhalefetin bir yılı aşkın bir süredir görüştüğünü ve 2300’den fazla noktada uzlaşma sağlandığı da hatırlatıldı.