Erdoğan, G20 zirvesinin ardından düzenlenen basın toplantısında bir gazetecinin “Demirtaş ve Kürt vekiller ne zaman hapisten çıkacak?” sorusu üzerine “O söylediğiniz kişi bir teröristtir” demişti.
"Suçu hükmen sabit oluncaya kadar kimse suçlu sayılamaz"
Demirtaş’ın avukatları tarafından Diyarbakır Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi’ne verilen dava dilekçesinde, Erdoğan’ın Demirtaş ile ilgili yargı bağımsızlığına müdahale ettiği belirtildi: “Anayasa’ya göre suçluluğu hükmen sabit oluncaya kadar hiç kimse suçlu sayılamaz. Davalı Recep Tayyip Erdoğan, mevcut durumda ‘Cumhurbaşkanı’ sıfatıyla Türkiye’nin en etkili ve yetkili kişisi konumundadır. Son Anayasa değişikliği ile Cumhurbaşkanlığı makamına verilen ‘Devlet Başkanlığı’sıfatıyla, Cumhurbaşkanlığı görevini ifa eden davalı Recep Tayyip Erdoğan’ın devlet organları üzerindeki etki ve yetkisi daha da artmıştır.
"Söylemi mahkemeleri etkileyecektir"
Cumhurbaşkanı’nın, yüksek yargı mensuplarını belirlemek için verilen atama-seçme yetkileriyle adalet sistemi üzerindeki etkisinin arttığının kaydedildiği dilekçe şöyle devam etti: “Davalının herhangi bir söylemi, devletin organlarında görevli birçok yetkili tarafından emir telakki edilmekteyken; müvekkil için kullandığı beyanların müvekkilin yargılandığı mahkemeleri, müvekkil aleyhine etkileyeceği güçlü bir olasılıktır. Davalının bu açıklamaları ile müvekkilin, hukuk güvenliği ve sahip olduğu adil yargılanma hakkı da davalı tarafından kabul edilemez şekilde, ihlal edilmeye çalışılmaktadır.”
"Arkamızda PKK, PYD, YPG var demedi"
Demirtaş’ın hiçbir zaman Erdoğan’ın söylediği gibi, “Bizim arkamızda PKK, PYD, YPG var’ demediğinin ve ‘bu söylem üzerinden hiç kimseye ve hiçbir kuruma meydan okumadığının’ belirtildiği dilekçede şöyle dendi: “Davalı, bu gerçek dışı söylemi ile müvekkili illegal bir yapılanma içinde gösterme gayreti içindedir. Toplumda ciddi bir etki ve sempatisi olan müvekkil, anayasaya göre bütün milleti temsil etmektedir. Bu konumu nedeniyle yapılan saldırılar, başta Eş Genel Başkanlığını yürüttüğü partisine oy veren altı milyon 58 bin 489 kişi olmak üzere bütün millete yapılan saldırılardır.”