Yetkin, bu durumu önce MHP lideri Devlet Bahçeli'nin farkına vardığını belirterek, "Bayramlaşmaya giden Suriyeli orada kalsın” diyerek Erdoğan’ın sığınmacı siyasetine kamuoyu önünde ilk itirazını gösterdi. Özellikle Erdoğan’ın Türkiye’nin Afganistan’da rol üstlenmek için ABD’den üç talepte bulunduğu dönemde İran üzerinden gelen ve daha çok milis sevkiyatı izlenimi veren Afgan göçü tepkileri artırdı. AK Parti’nin yerel yönetimler sorumlusu, kendisi de işveren olan Mehmet Özhaseki’nin kaçak olarak boğaz tokluğuna çalıştırılan sığınmacıları olmasa çoğu yerde ekonominin duracağı beyanı bu tepkilere tuz biber oldu. Ankara, Altındağ’ın, fakir halkın günübirlik işlerde çalıştığı mahallelerinde çıkan isyan bunu takip etti...
Şimdi -sadece Türkiye’nin değil- Afganistan siyaseti çöpe gitmişken Erdoğan’ın koşulları sığınmacılar konusunda u-dönüşüne uygun bulması şaşırtıcı olmaz. Bakarsınız, Türkiye nüfusunun yüzde beşini geçen yasadışı sığınmacıları konusunda muhalefeti sorumlu tutar ve inanan da çıkar." diye yazdı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın seçim vakti yaklaştıkça AKP tabanını genişletmek konusunda u-dönüşüne ihtiyaç duyabileceğini belirten Murat Yetkin, "Erdoğan bir yandan MHP’yi (Bahçeli’de haklı olarak “Benden kurtulmak mı istiyor?” sorununa yol açan) yeni bir seçim yasasına ikna etmeye çalışıyor. Bir yandan da yolun sağına park eden, diğer yollara sapma eğilimindeki seçmeni, belki de artık tamamen din etkenini, “Kıblemiz bir” etkisini kullanarak yanına çekmeye çalışıyor.
Şu anda kanıtlaması güç olsa da Fethullah Gülen ile temas girişimleri, “FETÖ’den kopan” bazı grupları kazanma iddialarının bu dönemde çıkması rastlantı değil. Keza, Kayseri Lisesinden arkadaşı Hulusi Akar kanalıyla Önceki Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile temasa geçildiği iddialarının da. Bu iddialar AK parti etki alanında “Yeniden bir arada olabiliriz” umutlarını canlandırıyor.
Her halükârda Erdoğan’ın en geç 2023 haziranında yapılacak seçimler öncesinde siyaseten de ciddi bir u-dönüşüne ihtiyacı olduğunu gösteriyor." ifadelerini kullandı.