Gazeteci Yazar Veysel Ayhan tr724.com sitesinde kaleme aldığı yazıda Erdoğan'ın 'Hırsız içerde olunca kapı kilit tutmaz' sözünden yola çıkarak hırsızı aramış ve bulmuş
Herkesin bildiği “klasik” bir fıkradır: Nasreddin Hoca, sabah evden çıkarken ‘‘Hanım canım çekti, bu akşam güzel bir ciğer yahnisi yiyelim, ben ciğeri yollarım” demiş. Kasaptan iki okka ciğer alıp eve göndermiş.
Hocanın hanımı, yahniyi ocağın üstüne koyup iki çift laf etmek için komşuya gitmiş. Yemeği ateşte unutmuş. Hatırlayıp telaşla dönmüş; bir de ne görsün, ciğer yahnisi kömür olmuş.
Akşam hoca, kapıdan girer girmez “Hanım hazır mı ciğer yahnisi?” deyince eli ayağına karışmış: ‘‘Hoca efendi, yolladığın ciğerleri şu hain kedi yedi” demiş. Hoca, önce kediyi süzmüş, “gel pisi pisi” diye yanına çağırmış. Ensesinden tutup havaya kaldırmış. ‘‘Hanım söyle bakalım” demiş, ‘‘Şu havaya kaldırdığım kedi, gelse gelse iki okka gelir. Eğer elimdeki şey kediyse, ciğer nerede? Yok bu şey ciğerse, kedi nerede?”
“HIRSIZ İÇERDE OLUNCA KAPI KİLİT TUTMAZ”
Erdoğan geçen hafta bilmem kaçıncı muhtarlar toplantısında çok doğru bir söz söyledi:
“Hırsız içerde olunca kapı kilit tutmaz.”
O zaman bu “hain” hırsızı bulmak bize düşüyor.
HIRSIZ KİM VE NEREDE?
Türkiye Cumhuriyeti’nin hazinesi sıfırlanmış durumda.
Sıfırlandı demek kurtarmıyor. (bknz: “İşte AKP’nin 15 senelik karnesi”)
Her şey eksiye geçti. Türkiye’nin şu an dünyaya tam 432,4 milyar dolar dış borcu var.
Bu borçlar ödenecek diye devlete ait binlerce gayri menkul, fabrikalar ve arsalar satıldı. AKP döneminde 50 milyar dolarlık özelleştirme yapıldı. (* Neler satıldığını merak edenler için tablo 1)
Peki bu paralar kime gitti? Veya ülkeyi kim batırdı?
“Ciğeri” halk mı yedi?
Göründüğü kadarıyla halk yememiş.
Şu an 3 milyona yakın (2.770.000) aile icralık. Her 28 aileden 1’i icralık.
Ayrıca fertlerin Türk bankalarına borcu 2002’de 6,5 milyar TL. imiş.
Bu borç 65’e katlanmış ve şu an 428 Milyar TL’ye çıkmış.
AK GARFİELD’LAR FAMİLYASI
Kimler ülkeyi yalayıp yuttu da halk bu hale düştü?
3 milyarlık köprüleri devlet bankasından finanse edip sonra devlete 19 milyar dolara kazıklayan Mehmet Cengiz ve emsali havuz müteahhitleri mi?
Yarım milyar dolara yakın vergi borçları sıfırlanan onlarca AKP’li iş adamı mı?
Binlerce lüks aracı ve gayrı menkulü astronomik fiatlarla devlet kurumlarına kiraya verenler mi?
17 şirketi, 28 gemisi ve 2 süperyatı olan Binali Yıldırım ve vergi kaçırmak için milyarlarını offshore hesaplarda saklayan Yıldırım’ın oğulları ve Berat Albayrak mı?
Dedelerinden tahta bir kayık bile miras kalmayan ama babaları sayesinde 30’a yakın dev gemiyle (Kuru yük ve tanker) deniz ticareti yapan Bilal ve Burak Erdoğan mı?
Kamu İhale Yasasını 15 yılda 175 defa değiştirip tüm yandaşlara devlet hazinesini peşkeş çeken ve devleti soyanlar mı?
Her inşaatın yarısını veya üçte birini haraç ve rüşvet olarak alanlar mı?
Yoksa “Soruşturma dosyasındaki imar planlarını Sayın Başbakan’ın onayıyla yaptım. Başbakan Tayyip Erdoğan’ın istifa etmesi gerektiğine inanıyorum.” diyen Erdoğan Bayraktar mı?
E5 ve TEM’in sağına ve soluna gökdelenleri birek kazık gibi çaktırıp, hançer gibi sapladıktan sonra “Ben dikey yapılaşmaya karşıyım.” diyen tüm zamanların en pişkin zatı mı?
Hani 1994’te İstanbul Büyükşehir Belediye başkanlığı’na başlarken elindeki alyans yüzüğü gösterip: “İşte bütün servetim bu yüzük. İstanbul’a hizmete hazırım.” diye konuşan ve rivayete göre “Eğer bir gün duyarsanız ki Tayyip Erdoğan çok zengin olmuş, bilin ki haram yemişimdir.” diyen ve 10 yıl içinde 2005’te Brunei Sultanı, Suud Kralı, Dubai Emiri’nden sonra 8. olarak Forbes zenginler listesine giren Tayyip Erdoğan mı?
Bu soruların cevabı: HEPSİ
HARAMİ ŞİŞMAN KEDİLER
Türkiye’nin durumu fıkradan biraz farklı.
Erdoğan “Hırsız içerde olunca kapı kilit tutmaz.” demişti. Türkiye’nin var olan hazineleri ve gelecek 25 yılı yağmalanmış durumda.
Sadece bu değil.
Cemaat’le irtibatlı iddiasıyla çökülen 48,5 milyar TL. değerinde 980 şirket ve 4.887 adet küçük işletme var. Bunlar da gaspedildi.
Türkiye’de Saray’ın avenelerinin ve AKP yandaşlarının dışında zenginleşen kimse yok.
Yani Erdoğan’ın dediği gibi hırsız içerde olduğundan kapı kilit tutmuyor.
Şu çok açık ki hırsız/hırsızlar evin yani Saray’ın içinde.
“Yahni” yanıp kömür olmamış. Gerçekten kediler yemiş.
Hem öyle bir yemiş öyle bir semirmişler ki artık yeryüzünde bu şişman Saray kedilerini tartabilecek bir terazi veya kantar yok.