Son olarak Antalya mitinginde konuşan Erdoğan, yine ülkeyi kendisinin yönettiğini hatırlatarak, yerel yönetimlerin de kendilerine geçmesi talebini yineledi.
Erdoğan konuya ilişkin açıklamasında, “Biz de cumhurbaşkanıyla, bakanlıklarıyla, kurumlarıyla her meselesinde Antalya'nın yanında yer almaya devam edeceğiz. Bu kardeşiniz cumhurbaşkanı olarak bu ülkenin başında mı? Ayrıca Cumhur İttifakı olarak Kabine inşallah bizde mi? Şimdi Cumhur İttifakı ve şu anda da hükümet olarak iş başında olduğumuza göre yerel yönetimi de 31 Mart'ta bize teslim ettiğinizde evelallah ülkeyi biz uçurmaya devam edecek miyiz? Öyleyse bu ülkeyi maalesef çöpten, çukurdan, çamurdan çıkarmayanlara bir daha teslim edemeyiz. Antalya'nın dünya şehri vasfını her alanda güçlendirme sözümüzü inşallah yerine getireceğiz” ifadelerini kullandı.
Erdoğan, açıklamasında DEM Parti ve CHP’yi de hedef almayı yine ihmal etmedi.
Erdoğan, DEM ve CHP’yi şu sözlerle hedef aldı:
Siyasi hayatımız boyunca hep ne aldanan olacağız, ne aldatan olacağız anlayışına sıkı sıkıya bağlı kaldık. Milletimize asla yalan söylemedik. Bizi aldatmaya kalkanlar da eninde sonunda kendi kazdıkları kuyulara düştüler. Ama ülkemizde tüm sermayesi yalan ve aldatma üzerine kurulu bir zihniyet var ki, bir türlü ıslah olmuyor, bir türlü milletin safına katılamıyor. Bu faşist zihniyet tercihini ya vesayetçilerden, ya darbecilerden, ya emperyalistlerden son dönemde de terör örgütlerinden yana kullanıyor. Sizler de takip ediyorsunuz, geçtiğimiz günlerde CHP'nin yeni genel başkanı parti teşkilatının yöneticilerine seçim dönemine özel öğütler veriyor. Ne diyor? Gerçek niyetinizi saklayın diyor. Konuşmayın ki tepki almayın diyor. Polemiğe girmeyin ki zararlı çıkmayalım diyor. Susun ki yüreğinizdekilerden vatandaş haberdar olmasın diyor. Yani şu seçim geçene kadar sahte olun, gerçek yüzünüzü saklayın, milleti kandırın diyor. Kim bu? CHP'nin genel başkanı. Akla bakar mısınız? Parti yöneticilerine millete saygılı olun demiyor da, riyakarlık yaparak milleti kandırın diyor. Teşkilatlarına dürüst davranın demiyor da, seçime kadar maskelerinizi takın ve sakın çıkarmayın diyor. Tabi ne yapsalar boş, ne yapsalar beyhude.
Hangi maskeyi takarlarsa taksınlar milletimiz bunların ne olduğunu artık gayet iyi biliyor. Ama niyetlerini ve taktiklerini kendi ağızlarıyla ikrar etmelerinden açıkçası biz memnuniyet duyduk. Görüldüğü gibi sandıkta hesaba çekilecekleri günler yaklaştıkça bunların ayakları titremeye başladı. Hangi kılığa gireceklerini, hangi yalana sarılacaklarını, hangi istikamete koşacaklarını şaşırdılar. CHP'nin genel başkanı önce İstanbul'da, Mersin'de ve kimi başka yerlerde DEM ile DEM'lendi. İttifak yaptı. Bu iki parti kendi aralarında yaptıkları gizli kapaklı anlaşmalarla belediye başkan adaylıklarını, meclis üyeliklerini, belediye yönetimlerini paylaştılar. Sonra da CHP genel başkanı çıkıp utanmadan bizim DEM ile ittifakımız yok diye demeç veriyor. Yalan bunların ağzına yuva yapmış. Riyakarlık bunların karakteri haline gelmiş. Herkesi kör, alemi sersem sanıyorlar. Milletin feraset şamarı yüzlerine defalarca indiği halde bu aymazlıklarından bir türlü vazgeçmiyorlar. Ne yaparlarsa yapsınlar nafile. Milletimiz sadece maskelerin arkasına sakladıkları gerçek yüzlerini değil onların ciğerlerini biliyor. Bukalemun gibi renkten renge girselerde bu millet onları gördüğü her yerde tanır ve layık olduğu cevabı verir.