15 Temmuz darbe girişimi sırasında Genelkurmay Başkanı olan, hakkında yanıtları hala bulunamayan pek çok soru işareti bulunan, yeni hükümetin Savunma Bakanı Hulusi Akar’ın bu göreve gelmesinin ardından, Beştepe’de Genelkurmay Başkanı ile yapılan haftalık toplantılar da yapılmaz oldu.
Özellikle Ergenekon davası sanıklarının üzerine titrediği isim olan Yaşar Güler'le Erdoğan'ın mutat yapılması gereken toplantıları yapmaması merak konusu oldu.
Odatv sitesi Yaşar Güler'in Erdoğan tarafından haftalık olarak kabul edilmemesini gündeme getirirken görüşme olmadığı için TSK'dan, Saray'a objektif bilgi akışında sıkıntı yaşanabileceğini öne sürdü.
Site yazarı Müyesser Yıldız, devlette teamül haline gelen bu görüşmenin, Haziran ayından bu yana yapılmadığını yazdı
“Malûm, 24 Haziran seçimleri vardı. Erdoğan o ay Akar'la da Fidan'la da haftalık olağan görüşmesini yapmadı” diye yazan Yıldız, görüşmelerin bıçak gibi kesilmesi ile ilgili şu satırları kaleme aldı:
“Erdoğan, kendi kabinesini açıklamadan önce son kez 5 Temmuz Perşembe günü Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar'ı kabul etti. Aynı gün MİT Müsteşarı Hakan Fidan'ı kabul de vardı.
Yeni kabine 9 Temmuz'da açıklandı. Hulusi Akar artık Milli Savunma Bakanıydı. Aynı gün Genelkurmay Başkanlığı'na da Orgeneral Yaşar Güler atandı.
Özetle Güler'in Genelkurmay Başkanı olmasının üzerinden 2 aydan fazla zaman geçti.
Peki bu 2 ayda ne oldu?
30 Temmuz'da MGK toplandı...
2 Ağustos'ta Yüksek Askeri Şura toplantısı yapıldı...
9 Ağustos Perşembe günü Erdoğan, artık unvanı “MİT Başkanı” olan Hakan Fidan'ı kabul etti...
Üç gün önce yine Fidan'ın kabulü vardı...
Bu arada Erdoğan, yurtdışı seyahatleri hariç AKP'nin toplantılarına katıldı... Kızılay ve TÜSİAD heyetlerini, YÖK Başkanını kabul etti... Balık av sezonunu açtı... Radyo ve Televizyon Gazetecileri Derneği'nin ödül töreni ile TESK'in genel kurul toplantısı gibi onlarca faaliyetele katıldı...
Ancak bugüne kadar tek bir kez bile Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Güler'i kabul edip, haftalık olağan görüşmesini yapmadı.”
Yıldız, bu durumu ‘özel bir sebebi yoksa, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin önemli bir teamülünün daha sessiz sedasız ortadan kaldırıldığı anlaşılıyor’ şeklinde yorumladı